Fe raceu ila enfüsihim fe kalu inneküm entümüz zalimun
Fe receû ilâ enfusihim fe kâlû innekum entumuz zâlimûn(zâlimûne).
A. GÖLPINARLI :
Birbirlerine dönüp de gerçekten de zâlimsiniz siz dediler.
ADEM UĞUR :
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: “- Doğrusu siz haksızsınız.” dediler.
BEKİR SADAK :
(64-65) Kendi kendilerine: «Dogrusu siz haksizsiniz", sonra kafalarinda olan eski inanclarina donerek: «Ey Ibrahim! Bunlarin konusmayacagini, and olsun ki, bilirsin» dediler.
CELAL YILDIRIM :
Bunun üzerine kendi vicdanlarına dönüp: «Şüphesiz ki siz haksızlarsınız» dediler.
DİYANET :
Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.
DİYANET VAKFI :
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.
DİYANET İSLERİ :
Kendi kendilerine: "Doğrusu siz haksızsınız", sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: «Doğrusu siz haksızsınız!» dediler.
GÜLTEKİN ONAN :
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
H. BASRİ ÇANTAY :
Bunun üzerine vicdanlarına dönüb (birbirlerine) dediler ki: «Hiç şübhesiz (asıl) zaalimler sizsiniz, siz»!
FİZİLAL :
Bunun üzerine vicdanlarına başvurarak birbirlerine «asıl zalimler sizlersiniz» dediler.
İBNİ KESİR :
Bunun üzerine kendilerine dönüp dediler ki: Hiç şüphesiz zalimler sizsiniz siz.
MUHAMMET ESED :
Bunun üzerine birbirlerine dönüp: "Doğrusu, asıl zalim olan sizlermişsiniz!" dediler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Bunun üzerine kendi nefislerine döndüler de dediler ki: «Siz şüphe yok ki, zalimlersiniz.»
TEFHİMÜL KURAN :
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da: «Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz» dediler.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler.
ŞABAN PİRİŞ :
Bunun üzerine kendilerine gelip: -Siz, gerçekten haksızsınız dediler.