Ma ye´tıhim min zikrim mir rabbihim muhdesin illestemeuhü ve hüm yel´abun
Mâ ye’tîhim min zikrin min rabbihim muhdesin illestemeûhu ve hum yel’abûn(yel’abûne).
A. GÖLPINARLI :
Rablerinden, Kur´ân´a âit yeni bir âyet geldi mi onu alaya alarak dinlerler, oyun sanırlar.
ADEM UĞUR :
Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak dinlerler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı, hep eğlenerek dinliyorlar.
BEKİR SADAK :
(2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtari mutlaka, gonulleri gaflet icinde eglenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantilarinda: «Bu zat, sizin gibi bir insandan baska bir sey midir? Siz, goz gore gore sihre mi uyarsiniz?» diye konusurlar.
CELAL YILDIRIM :
Rablarından kendilerine gelen her yeni uyarıyı mutlaka eğlenerek dinlerler.
DİYANET :
(2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”
DİYANET VAKFI :
(2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
DİYANET İSLERİ :
Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlaka, gönülleri gaflet içinde eğlenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantılarında: "Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?" diye konuşurlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Rablarından kendilerine gelen her yeni ıhtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı ancak alaya alarak dinliyorlar.
GÜLTEKİN ONAN :
Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.
H. BASRİ ÇANTAY :
(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?
FİZİLAL :
Onlar Rabb´lerinden gelen her yeni uyarıyı kesinlikle alaya alarak dinliyorlar.
İBNİ KESİR :
Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir.
MUHAMMET ESED :
Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar,
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onlara Rablerinden yeni bir ihtar gelmez ki, illâ onu müstehziyâne bir halde dinlerler.
TEFHİMÜL KURAN :
Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, onlar bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinlemektedirler.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Kendilerine Rablerinden gelen her yeni ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler.
ŞABAN PİRİŞ :
Rab’lerinden gelen her yeni uyarıyı ancak alay ederek dinlerler.