Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn(mubînun).
A. GÖLPINARLI :
Siz neredesiniz, öğüt alma nerede ve andolsun ki onlara, her şeyi açıklayan bir Peygamber geldi de.
ADEM UĞUR :
Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Onlar için düşünmek, ibret almak nerede? Doğrusu kendilerine apaçık anlatan bir Peygamber geldi de,
BEKİR SADAK :
(13-14) Nerde onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler, «Belletilmis bir deli» demislerdi.
CELAL YILDIRIM :
(13-14) Onların düşünüp ibret alması nerede ? Gerçekten kendilerine (Hakk´ı) açıklayan bir peygamber geldiği halde onlar O´ndan yüzçevirdiler de «öğretilmiş bir deli» dediler.
DİYANET :
Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan bir peygamber gelmişti.
DİYANET VAKFI :
Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti.
DİYANET İSLERİ :
Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, "Belletilmiş bir deli" demişlerdi.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Onlara düşünmek, ıbret almak nerede? Kendilerine apaçık anlatan bir Resul geldi de
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onlara düşünmek, ibret almak nerede? Kendilerine apaçık anlatan bir peygamber geldi de,
GÜLTEKİN ONAN :
Onlar için öğüt alıp düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.
H. BASRİ ÇANTAY :
Onlar için düşünüb ibret almak nerede? Kendilerine (hakıykatleri) açıklayan bir peygamber geldiği halde.
FİZİLAL :
Artık onlar nasıl düşünüp öğüt alacaklar? Öğüt alma zamanı geçti. Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti.
İBNİ KESİR :
Nerede onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti.
MUHAMMET ESED :
(Ama) bu hatırlama (Son Saat´te) onlara ne fayda sağlar ki? Çünkü onlara daha önce hakikati apaçık ortaya koyan bir elçi gelmişti,
Ö NASUHİ BİLMEN :
(13-14) Onlar için öğüt almak nerede! Halbuki, muhakkak onlara apaçık bildiren bir peygamber geldi. Sonra ondan yüz çevirdiler ve «Öğretilmiş bir mecnûndur,» dediler.
TEFHİMÜL KURAN :
Onlar için öğüt alıp düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir peygamber gelmişti.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Artık onlar nasıl düşünüp öğüt alacaklar (öğüt alma zamanı geçti)? Oysa kendilerine apaçık bir elçi gelmişti.
ŞABAN PİRİŞ :
-Onlar nereden öğüt alacaklar? Kendilerine apaçık bir elçi gelmişti.