Yelbesûne min sundusin ve istebrakın mutekâbilîn(mutekâbilîne).
A. GÖLPINARLI :
İnce ve kalın ipekliler giyerler, karşı karşıya otururlar.
ADEM UĞUR :
İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Sündüs ve İstebrak’dan (ibaret işlemeli ve kalın) elbiseler giyerek karşı karşıya gelirler.
BEKİR SADAK :
Ince ipekten ve parlak atlastan giyinerek karsilikli otururlar.
CELAL YILDIRIM :
Zarif yumuşak ipekten, ince ve kalın atlastan giyinirler ve karşılıklı otururlar.
DİYANET :
İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar.
DİYANET VAKFI :
(51-53) Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.
DİYANET İSLERİ :
İnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karşılıklı otururlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Sündüs ve istebraktan elbiseler giyerek karşı karşıya
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
ince ve kalın ipekten elbiseler giyerek karşı karşıya (otururlar).
GÜLTEKİN ONAN :
Hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler, karşılıklı (otururlar).
H. BASRİ ÇANTAY :
İnce, nâzik ve kalın (altın işlemeli) ipeklerden, atlaslardan giyecekler, karşı karşıya (gelerek mahabbet edecekler) dir.
FİZİLAL :
İnce ipekten ve parlak atlastan giysiler giyerek karşılıklı otururlar.
İBNİ KESİR :
İnce ipekten ve parlak atlastan giyerler, karşılıklı otururlar.
MUHAMMET ESED :
ipek ve altından giysiler içinde birbirlerine (sevgiyle) yaklaşarak.
Ö NASUHİ BİLMEN :
(52-53) Cennetlerde ve pınarlardadırlar. Karşı karşıya oldukları halde atlastan, parlak ipekten (libaslar) giyineceklerdir.
TEFHİMÜL KURAN :
Hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler, karşılıklı olarak (otururlar).
SÜLEYMAN ATEŞ :
İnce ipekten ve parlak atlastan giysiler giyerek karşılıklı otururlar.
ŞABAN PİRİŞ :
Halis ipek ve parlak atlastan elbiseler giyerek, karşılıklı otururlar.