Ve ma lehum bihi mim ılm iy yettebiune illez zann ve innez zanne la yuğni minel hakkı şey´a
Ve mâ lehum bihî min ilm(ilmin), in yettebiûne illez zann(zanne), ve innez zanne lâ yugnî minel hakkı şey´â(şey’en).
A. GÖLPINARLI :
Onların, bu hususta hiçbir bilgisi yok, ancak zanna kapılıyorlar ve şüphe yok ki zan, gerçeğe karşı hiçbir şeye yaramaz.
ADEM UĞUR :
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Halbuki buna dair bir bilgileri yok; ancak zanna tâbi oluyorlar. Zan ise, hak olan ilmin yerini tutmaz.
BEKİR SADAK :
Oysa onlarin bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece saniya uyarlar. Sani ise suphesiz gercegi ifade etmez.
CELAL YILDIRIM :
Onların bu hususta hiçbir bilgisi yoktur; sadece öyle sanırlar da uyup giderler. Zann ise haktan yana hiçbir şey ifâde etmez.
DİYANET :
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.
DİYANET VAKFI :
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
DİYANET İSLERİ :
Oysa onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uyarlar. Sanı ise şüphesiz gerçeği ifade etmez.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Maamafih ona dair bir bilgileri olduğundan değil sırf zanne tabi´ oluyorlar, halbuki zann haktan hiçbir şey´i muğnî olmaz.
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Aslında onların buna dair bilgileri yoktu, sadece zanna uyuyorlar. Oysa zan gerçekten yana hiçbir şey ifade etmez.
GÜLTEKİN ONAN :
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz.
H. BASRİ ÇANTAY :
Halbuki onların buna dâir de bilgisi yokdur. Onlar kuruntudan başkasına tâbi´ olmazlar. Kuruntu ise, şübhesiz, hakdan hiç birşey´i ifâde etmez.
FİZİLAL :
Oysa onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece sanılarının peşinden gidiyorlar. Sanıları ise gerçeğin kırıntısının bile yerini tutamaz.
İBNİ KESİR :
Halbuki onların bu hususta bilgileri yoktur. Onlar, sadece zanna uyarlar. Zan ise hiç şüphesiz gerçekten bir şey ifade etmez.
MUHAMMET ESED :
ve onların bu konuda hiçbir bilgileri olmadığından yalnızca zannın ardından giderler ama zan, hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onların ona dair bir bilgileri yoktur. Zandan başka bir şeye tâbi olmazlar. Halbuki şüphe yok ki zan, haktan hiçbir şey ifade etmez.
TEFHİMÜL KURAN :
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise haktan hiçbir gerçek kazandırmaz. (Zan ile gerçeğe ulaşılmaz.)
ŞABAN PİRİŞ :
Oysa, bu konuda bir bilgileri yoktur. Sadece zanna tâbi oluyorlar. Zan ise gerçekten bir şey ifade etmez.