A. GÖLPINARLI :
Ve az bir şey verip sonra kısanı, nekeslik edeni?
ADEM UĞUR :
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Ve (malından) pek az verib de kaskatı cimrileşeni...
BEKİR SADAK :
(33-34) Yuz cevireni ve malindan biraz verip sonra vermemekte direneni gordun mu?»
CELAL YILDIRIM :
(33-34) Arkasını döneni, az şey verip gerisini yanında tutup direneni gördün mü ?
DİYANET :
(33-34) Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü?
DİYANET VAKFI :
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
DİYANET İSLERİ :
Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?"
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve biraz verip de dayatıvereni
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Biraz verip de dayatıvereni?
GÜLTEKİN ONAN :
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
H. BASRİ ÇANTAY :
(33-34) Şimdi (îmandan) dönen, (malından) biraz (ını) verib de gerisini sert kaya gibi elinde tutan adamı gördün mü?
FİZİLAL :
Önce biraz verip de arkasını getirmeyeni.
İBNİ KESİR :
Biraz verip sonra vermemekte direneni.
MUHAMMET ESED :
ve (kendi ruhunun temizliği için kendisinden) bu kadar az ve bu kadar gönülsüzce vereni?
Ö NASUHİ BİLMEN :
(33-35) Şimdi gördün mü o kimseyi ki, (imândan) yüz çevirdi. Ve biraz şey verdi, mütebakisini de men etti. Ya gayba ait bilgi onun yanında mıdır ki, artık o görüyor.
TEFHİMÜL KURAN :
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Azıcık verdi, gerisini elinde sıkı sıkı tuttu?
ŞABAN PİRİŞ :
Biraz meyletmiş ve sonra katılaşmıştır/direnmiştir.