A. GÖLPINARLI :
Hayır, onların bilgileri, bu dünyâdayken, âhirete ulaşamaz; hayır, onlar, âhiret hakkında şüphe içindedir; hayır, onlar âhiret husûsunda kördür.
ADEM UĞUR :
Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Fakat âhiretin olacağına dair kendilerine (peygamberler vasıtasıyla) arka arkaya ilim ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içerisindedirler, daha doğrusu onlar, âhiretten yana kördürler (delillerini anlıyamazlar).
BEKİR SADAK :
Ahirete dair bilgileri yeterli midir? hayir; ondan suphe etmemektedirler. Hayir; ona karsi kordurler. *
CELAL YILDIRIM :
De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah´tan başka kimse bilmez ve onlar da ne zaman diriltilip kaldırılacaklarının bilincinde değillerdir. Hayır, onların Âhiret hakkındaki bilgisi kıt ve yetersizdir. Hayır, Âhiret hakkında (devamlı) şüphe içindedirler. Hayır, onlar Âhiret´ten yana (o hususta) kördürler.
DİYANET :
Ahiret (gününün gerçekleşeceği) hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile) onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler.
DİYANET VAKFI :
Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.
DİYANET İSLERİ :
Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Fakat Âhıret hakkında ılimleri tevalî etmekte fakat onlar ondan bir şekk içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Hayır, ahiret hakkında kendilerine ardarda bilgi verilmektedir; fakat onlar bu hususta bir şüphe içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler.
GÜLTEKİN ONAN :
Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri ´ard arda toplanıp pekiştirildi´, hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.
H. BASRİ ÇANTAY :
Hayır, onların bilgileri âhiret hakkında (ki bilgiye kadar uzanıb) erişememişdir. Hayır, onlar bundan şek (ve şübhe) içindedirler. Hayır, onlar bundan kördürler.
FİZİLAL :
Onların bilgileri ahirete erememiş, o alemin berisinde kalmıştır. Aslında onlar ahiret konusunda kuşku içindedirler. Hatta ondan yana kördürler.
İBNİ KESİR :
Hayır, ahiret ile ilgili bilgileri de yetersizdir. Hayır, ondan şüphe etmektedirler. Hayır, ona karşı kördürler.
MUHAMMET ESED :
Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri gerçeğin berisinde kalmaktadır; zaten (çoğu zaman) onun gerçekliğinden yana şüphe içindedirler; hayır, ondan yana kördürler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onların bilgileri, ahiret hakkında, yetişip nihâyet buldu! Fakat onlar ondan şekk içindedirler. Hayır, onlar, ondan kördürler.
TEFHİMÜL KURAN :
Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri ´ard arda toplanıp pekiştirildi,´ hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Doğrusu onların âhiret hakkındaki bilgileri, ardarda gelip bir araya toplandı. Fakat onlar (hâlâ) ondan bir kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana kördürler.
ŞABAN PİRİŞ :
Oysa onlara ahiret hakkında bilgi verilmiştir. Ama onlar, şüphe içindedirler ve belki de ona karşı kördürler.