Ni’meten min indina, kezâlike neczî men şeker(şekere).
A. GÖLPINARLI :
Katımızdan bir nîmet olarak; işte böyle mükâfatlandırırız şükredeni.
ADEM UĞUR :
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte (iman ve itaat etmek suretiyle nimetimize) şükür edeni, böyle mükâfatlandırırız.
BEKİR SADAK :
(34-35) Biz de uzerlerine tas yagdiran bir ruzgar gonderdik. Ancak, Lut´un taraftarlarini, katimizdan bir nimet olarak seher vakti kurtardik. sukredene iste boyle mukafat veririz.
CELAL YILDIRIM :
(34-35) Bunun için biz, üzerlerine taş (yağmuru yağdıran bir kasırga) gönderdik; ancak Lût ailesini katımızdan bir nîmet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredeni biz böyle mükâfatlandırırız.
DİYANET :
(34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
DİYANET VAKFI :
(34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
DİYANET İSLERİ :
Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Tarafımızdan bir ni´met olarak, işte şükredeni böyle karşılarız
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Tarafımızdan bir nimet olarak! İşte şükredeni böyle karşılarız.
GÜLTEKİN ONAN :
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
H. BASRİ ÇANTAY :
Tarafımızdan bir ni´met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
FİZİLAL :
Tarafımızdan sunulmuş bir nimet olarak. Biz şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
İBNİ KESİR :
Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz; şükredeni böyle mükafatlandırırız.
MUHAMMET ESED :
katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Bizim tarafımızdan bir nîmet olarak, işte şükredeni öylece mükâfaatlandırırız.
TEFHİMÜL KURAN :
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Katımızdan bir ni´met olarak. Biz şükredeni böyle mükâfâtlandırırız.
ŞABAN PİRİŞ :
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.