A. GÖLPINARLI :
Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir.
ADEM UĞUR :
Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Korkudan) gözleri baygın olarak kabirlerden çıkacaklar; etrafa yayılan çekirgeler gibi...
BEKİR SADAK :
(7-8) Gozleri dalgin dalgin, cekirgeler gibi yayilmis, o cagirana kosarak kabirlerden cikarlar. Inkarcilar: «Bu, zorlu bir gundur» derler.
CELAL YILDIRIM :
Onlar da gözleri korkudan önlerine eğik bir halde kabirlerinden çıkarlar; tıpkı etrafa yayılan çekirge misâli.
DİYANET :
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
DİYANET VAKFI :
(7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
DİYANET İSLERİ :
Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: "Bu, zorlu bir gündür" derler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Gözleri düşgün düşgün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler gibi
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Gözleri düşkün düşkün sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
GÜLTEKİN ONAN :
Gözleri ´zillet ve dehşetten düşmüş olarak´, sanki ´yayılan´ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
H. BASRİ ÇANTAY :
gözleri zelîl ve hakıyr (dönüş) olarak, (hepsi de) çıvgın (ve yaygın) çekirgeler gibi, kabirler (in) den çıkacaklar,
FİZİLAL :
Mezarlarından donuk ve ürkek bakışlarla çıkarak çekirge sürüsü gibi etrafa yayılırlar.
İBNİ KESİR :
Gözleri hor ve hakir olarak, yaygın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
MUHAMMET ESED :
onlar kederli gözlerle, (rüzgarın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi mezarlarından kalkacaklar,
Ö NASUHİ BİLMEN :
Gözlerî zeliller olarak kabirlerinden çıkacaklardır. Sanki onlar dağılmış çekirgelerdir.
TEFHİMÜL KURAN :
Gözler ´zillet ve dehşetten düşmüş olarak´, sanki ´etrafa serpilen´ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Gözleri düşkün düşkün (zillet ve dehşet içinde) kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler.
ŞABAN PİRİŞ :
(7-8) Gözleri yere yıkık çekirgeler gibi yayılmış o çağırana koşarak kabirlerinden çıkarlar. Kafirler: -Bu, zor bir gün! derler.