Hatta iza caena kale ya leyte beynı ve beyneke bu´del meşrikayni fe bi´sel karın
Hattâ izâ câenâ kâle yâ leyte beynî ve beyneke bu’del meşrikayni fe bi’sel karîn(karînu).
A. GÖLPINARLI :
Sonunda bizim tapımıza geldi mi keşke der, seninle benim aramda doğuyla batı kadar bir uzaklık olsaydı, gerçekten de ne kötü arkadaşmış.
ADEM UĞUR :
O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Nihayet (Allah’dan göz yuman kâfir, şeytanla bir arada Mahşerde) bize geldiği zaman, (arkadaşı şeytana) şöyle der: “- Keşke benimle senin aranda, doğu ile batı uzaklığı olaydı!... Sen ne kötü arkadaşmışsın!...”
BEKİR SADAK :
(38-39) Sonunda Bize gelince arkadasina: «Keski benimle senin aranda dogu ile bati arasindaki kadar uzaklik olsaydi, sen ne kotu arkadas imissin!» der; nedametin bungun size hic faydasiz dokunmaz; zira haksizlik etmistiniz, simdi azabda birlesiniz.
CELAL YILDIRIM :
Sonunda bize gelince, yandaşına : «Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı. (Meğer) sen ne kötü arkadaşmışsın !.» der.
DİYANET :
Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!” der.
DİYANET VAKFI :
O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der.
DİYANET İSLERİ :
Sonunda Bize gelince arkadaşına: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arasındaki kadar uzaklık olsaydı, sen ne kötü arkadaş imişsin!" der. Nedametin bugün size hiç faydası dokunmaz; zira haksızlık etmiştiniz, şimdi azabda ortaksınız.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Nihayet bize geldiği vakıt ah, der: keşke benimle senin aranda iki maşrık bu´du olsa idi! sen ne kötü arkadaşmışın
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Sonunda Bize geldiği zaman: «Ah! Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı; sen ne kötü arkadaşmışsın!» der.
GÜLTEKİN ONAN :
Sonunda bize geldiği zaman, der ki: "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı olsaydı. Meğer ne kötü yakın dost(muşsun sen)."
H. BASRİ ÇANTAY :
Nihayet o bize geldiği zaman dedi ki (der ki): «Keşki seninle benim aramda gün doğrusu ile gün batısı kadar uzaklık olsaydı! (Sen) ne kötü arkadaş (mışsın)»!
FİZİLAL :
O şeytanın dostu bize geldiği zaman arkadaşına: «Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı» der. Meğer ne kötü arkadaşmış.
İBNİ KESİR :
Nihayet Bize gelince der ki: Keşki benimle senin aranda Doğu ile Batı arasındaki kadar uzaklık olsaydı. Sen, ne kötü arkadaş imişsin.
MUHAMMET ESED :
Ama sonunda (bu şekilde günaha batmış olan) kişi, (Hesap Günü) önümüze geldiği zaman, (öteki kişiliğine,) "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı kadar bir mesafe olsaydı!" diyecektir; şu öteki kişilik ne kadar da kötüymüş!
Ö NASUHİ BİLMEN :
Nihâyet Bize geldiği zaman (o refikine) der ki: «Keşki benim ile senin aranda iki maşrıkın uzaklığı olsa idi, (sen) ne kötü refîk!»
TEFHİMÜL KURAN :
Sonunda bize geldiği zaman, der ki: «Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı olsaydı. Meğer ne kötü yakın dost(muşsun sen).»
SÜLEYMAN ATEŞ :
Nihâyet (Zikr´imize karşı körlük edip yoldan çıkan o adam) bize geldiği zaman (kötü arkadaşına) der ki: "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) arası kadar uzaklık olsaydı (seni hiç görmeseydim); meğer ne kötü arkadaş(mışsın sen)!"
ŞABAN PİRİŞ :
Nihayet, bize geldiği zaman: -Keşke benimle senin aranda doğu ve batı kadar uzaklık olsaydı. Ne kötü bir dostmuşsun!