A. GÖLPINARLI :
Bahçeyi görünce gerçekten de dediler, elbette yolumuzu şaşırdık.
ADEM UĞUR :
Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Vakta ki o bahçeyi (böyle yanmış kapkara) gördüler : “-Biz, herhalde yanlış gelmişiz.” dediler.
BEKİR SADAK :
(26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.
CELAL YILDIRIM :
(26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.
DİYANET :
Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.
DİYANET VAKFI :
Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
DİYANET İSLERİ :
Bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık" dediler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Vakta ki o bağı gördüler, biz, dediler: her halde yanlış gelmişiz
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ama bağı gördüklerinde: «Biz her halde yanlış gelmişiz.
GÜLTEKİN ONAN :
Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.
H. BASRİ ÇANTAY :
Fakat onu (bu halde) görüverince dediler ki: «Her halde biz yanlış gelenleriz».
FİZİLAL :
Fakat bahçeyi görünce «Herhalde biz yolu şaşırdık» dediler.
İBNİ KESİR :
Onu gördüklerinde dediler ki: Herhalde biz yanlış geldik.
MUHAMMET ESED :
Ama bahçeye bakıp onu (tanınmaz halde) görünce: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız!" diye bağırdılar;
Ö NASUHİ BİLMEN :
(26-27) Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz. Hayır, biz mahrum kimseleriz.»
TEFHİMÜL KURAN :
Ama onu görünce: «Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız» dediler.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Fakat bahçeyi görünce: "Herhalde biz yolu şaşırdık." dediler.
ŞABAN PİRİŞ :
Onu gördüklerinde: -Yolu şaşırdık, dediler.