A. GÖLPINARLI :
Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
ADEM UĞUR :
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.”
BEKİR SADAK :
«enizi sakin iken geride birak, dogrusu onlar suda bogulacak bir ordudur.»
CELAL YILDIRIM :
Denizi (geçtikten sonra) sakin ve (yol verir şekilde) açık bırak. Onlar elbette boğulacak bir ordudur.
DİYANET :
“Denizi açık hâlde bırak.” Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
DİYANET VAKFI :
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
DİYANET İSLERİ :
"Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur."
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Denizi açık bırak, Çünkü onlar ordu halinde gelip boğulacaklar.» buyurdu.
GÜLTEKİN ONAN :
"Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
H. BASRİ ÇANTAY :
«Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur».
FİZİLAL :
Denizi yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
İBNİ KESİR :
Denizi sakin iken geride bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.
MUHAMMET ESED :
ve denizi (seninle Firavun´un adamları arasında) öyle, olduğu gibi bırak, zaten onlar boğulmaya mahkum bir topluluktur!" dedi.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve denizi hâli üzere bırak. Çünkü onlar boğulmuşlar olan bir ordudur.
TEFHİMÜL KURAN :
«Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü onlar, suda boğulacak bir ordudur.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
"Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
ŞABAN PİRİŞ :
Denizi durgun olarak terket, şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur.