Ve emdednahum bi fakihetiv ve lahmim mimma yeştehun
Ve emdednâhum bi fâkihetin ve lahmin mimmâ yeştehûn (yeştehûne).
A. GÖLPINARLI :
Ve onlara meyve ve gönüllerinin tam istediği et vereceğiz.
ADEM UĞUR :
Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Onlara (cennetde) bir meyva ve içlerinin çekeceği bir et verdik, (vereceğiz).
BEKİR SADAK :
Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz.
CELAL YILDIRIM :
Onlara (Cennet´tekilere), canlarının çektiği meyvalardan ve etten sunarız.
DİYANET :
Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
DİYANET VAKFI :
Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
DİYANET İSLERİ :
Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Bir de onlara bir meyve ve içlerinin çekeceği bir et yetiştirmekteyizdir.
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Bir de onlara bir meyve ve içlerinin çekeceği bir et yetiştirmekteyiz.
GÜLTEKİN ONAN :
Onlara, istek duyup arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik.
H. BASRİ ÇANTAY :
Onlara canlarının isteyeceği meyve (ler) i, et (ler) i de bol bol verdik.
FİZİLAL :
Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz.
İBNİ KESİR :
Onlara, diledikleri meyve ve etten bol bol vermişizdir.
MUHAMMET ESED :
Biz onlara meyveyi ve eti bolca vereceğiz, ne isterlerse hepsini.
Ö NASUHİ BİLMEN :
(22-23) Ve onlara arzu edeceklerinden bir meyve ile ve bir et ile imdat etmişizdir. Ve orada bir kâseyi teatide bulunurlar, onda ne bir saçma söz vardır ve ne de bir günah.
TEFHİMÜL KURAN :
Onlarla, istek duyup arzuladıkları meyvelerden ve etten de bol bol verdik.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ve onlara canlarının istediği meyvadan ve etten bol bol vermişizdir.
ŞABAN PİRİŞ :
Onlara arzu ettikleri her meyveyi ve eti bol bol vermişizdir.