Ve akbele ba’duhum alâ ba’dın yetesâelûn(yetesâelûne).
A. GÖLPINARLI :
Ve birbirlerine dönüp sorarlar, konuşurlar.
ADEM UĞUR :
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Cennettekiler) birbirine dönüb soruştururlar.
BEKİR SADAK :
Birbirlerine donup sorusurlar:
CELAL YILDIRIM :
Birbirlerine dönüp sorarlar;
DİYANET :
Birbirlerine dönüp (“Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?” diye) sorarlar.
DİYANET VAKFI :
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
DİYANET İSLERİ :
Birbirlerine dönüp soruşurlar:
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve ba´zısı ba´zısına dönmüş soruşuyorlardır
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Birbirlerine dönmüş soruyorlar;
GÜLTEKİN ONAN :
Kimi kimine dönüp sorarlar.
H. BASRİ ÇANTAY :
(Ehl-i cennet) birbirine yönelib (hallerini ve amellerini) soruşdururlar,
FİZİLAL :
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
İBNİ KESİR :
Birbirlerine dönüp sorarlar:
MUHAMMET ESED :
Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar.
Ö NASUHİ BİLMEN :
(25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.»