Ve mey ya´mel mines salihüti ve hüve mü´minün fe la yehafü zulmev ve la hadma
Ve men ya’mel mines sâlihâti ve huve mu’minun fe lâ yehâfu zulmen ve lâ hadmâ(hadmen).
A. GÖLPINARLI :
Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günâhının arttırılmasından korkar, ne sevâbının eksiltilmesinden.
ADEM UĞUR :
Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Her kim de mü’min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).
BEKİR SADAK :
inanmis olarak, yararli isler isleyen kimse, haksizliktan ve hakkinin yeneceginden korkmaz.
CELAL YILDIRIM :
Mü´min iken iyiyararlı amellerde bulunan kimse ne haksızlığa uğramaktan, ne de (sevabının) eksilmesinden korkar.
DİYANET :
Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.
DİYANET VAKFI :
Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
DİYANET İSLERİ :
İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Her kim de mü´min olarak salih amellerden işlerse o vakıt o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Her kim de mümin olarak yararlı işler yaparsa, ne bir zulümden korkar, ne de çiğnenmeden.
GÜLTEKİN ONAN :
Kim de (bir) inançlı olarak salih amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.
H. BASRİ ÇANTAY :
Kim, bir mü´min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiâtının) artırılmasından, ne (hasenatının) ekşitilmesinden endîşe etmez.
FİZİLAL :
Mü´min oldukları halde iyi ameller işleyenler ne haksızlığa ve ne de ödül kısıntısına uğramaktan korkarlar.
İBNİ KESİR :
Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse; o, zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.
MUHAMMET ESED :
Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiği karşılıktan) yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve her kim mü´min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.
TEFHİMÜL KURAN :
Kim de bir mü´min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
ŞABAN PİRİŞ :
Mümin olarak doğruları yapan ise zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.