A. GÖLPINARLI :
Derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım?
ADEM UĞUR :
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
ALİ FIKRİ YAVUZ :
İşte (bak, Ey Rasûlüm), nasıl oldu azabım ve tehdidlerim!...
BEKİR SADAK :
Benim azabim ve uyarmam nasilmis?
CELAL YILDIRIM :
(20-21) İnsanları bulundukları yerden söküp atıyordu da her biri sanki kökünden devrilen birer hurma kütüğüne benziyordu. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?.
DİYANET :
Azabım ve uyarılarım nasılmış, (gördüler)!
DİYANET VAKFI :
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
DİYANET İSLERİ :
Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Bak nasılmış azâbım ve inzarlarım?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Bak nasılmış azabım ve uyarılarım?
GÜLTEKİN ONAN :
Şu halde benim azabım ve uyarmam nasılmış?
H. BASRİ ÇANTAY :
İşte benim azabım ve (bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş(düşünün).
FİZİLAL :
Peki benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
İBNİ KESİR :
İşte Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?
MUHAMMET ESED :
Zaten uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir!
Ö NASUHİ BİLMEN :
(21-22) O halde nâsıl olmuş oldu azabım ve tehditlerim? Ve kasem olsun ki, Biz Kur´an´ı düşünülmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen var mı?
TEFHİMÜL KURAN :
Şu halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış?
SÜLEYMAN ATEŞ :
Benim azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?