Ve cealna leküm fıha meayişe ve mel lestüm lehu bi razikıyn
Ve cealnâ lekum fîhâ meâyişe ve men lestum lehu bi râzıkîn(râzıkîne).
A. GÖLPINARLI :
Orada sizin için de, sizin rızıklandırmadığınız mahlûkat için de geçim sebepleri halkettik.
ADEM UĞUR :
Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
O arzda hem sizin için, hem de sizin rızık vericisi olmadığınız (hayvanat ve köleleriniz gibi) kimseler için geçimlikler (ekinler ve yemişler) yarattık.
BEKİR SADAK :
Orada sizin ve rizik veremiyeceginiz kimseler icin gecimlikler meydana getirdik.
CELAL YILDIRIM :
Yine yeryüzünde size ve sizin rızık veremiyeceğiniz kimselere (canlılara) geçimlikler meydana getirdik.
DİYANET :
Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.
DİYANET VAKFI :
Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.
DİYANET İSLERİ :
Orada sizin ve rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
hem sizin için, hem sizin razikı olmadığınız kimseler için onda geçimlikler husule getirdik
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Orada size ve sizin rızıklarını vermediğiniz kimselere geçim yolları sağladık.
GÜLTEKİN ONAN :
Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık.
H. BASRİ ÇANTAY :
Orada hem sizin için, hem rızıklarını te´mîn edemeyeceğiniz kimseler için bir çok geçim (sebeb) ler (i) yaratdık.
FİZİLAL :
Orada gerek sizin için ve gerekse rızıkları tarafınızdan sağlanması sözkonusu olmayan diğer canlılar için besin kaynakları yarattık.
İBNİ KESİR :
Orada hem sizin için, hem de rızıklarını temin edemeyecekleriniz için geçimlikler meydana getirdik.
MUHAMMET ESED :
Ve yine orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan öteki bütün canlılar için geçim vasıtaları sağladık.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve sizin için ve rızıklarını verir olmadığınız kimseler için orada yaşama sebeplerini vücuda getirdik.
TEFHİMÜL KURAN :
Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Orada sizin için ve (beslediğinizi sandığınız, fakat aslında) sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler var ettik.
ŞABAN PİRİŞ :
Orada sizin için ve sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler belirledik.