Kâlû bel ci’nâke bi mâ kânû fîhi yemterûn(yemterûne).
A. GÖLPINARLI :
Onlar, biz dediler, onların şüphe ettikleri şeyi getirdik.
ADEM UĞUR :
Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Elçiler dediler ki: “- Yok, biz sana kavminin şüphe edip durdukları azabı getirdik.
BEKİR SADAK :
(63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git; hic biriniz arkaya bakmasin; emrolundugunuz yere dogru yuruyun» de
CELAL YILDIRIM :
Onlar da, «kavmin, hakkında şüphe edip durdukları şeyi (gelecek azabı) sana getirdik.
DİYANET :
Dediler ki: “Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik.”
DİYANET VAKFI :
Dediler ki: «Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.
DİYANET İSLERİ :
"Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Yok dediler biz sana onların şekkedip durduklarını getirdik
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onlar: «Hayır, biz sana onların şüphe edip durduklarını getirdik.
GÜLTEKİN ONAN :
"Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."
H. BASRİ ÇANTAY :
Onlar da: «Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında şek etmekde oldukları şey´i (azabı) getirdik».
FİZİLAL :
Onlar dediler ki; «Biz sana soydaşlarının kuşku ile karşıladıkları ilahi azabı haber vermeye geldik.»
İBNİ KESİR :
Onlar da: Biz, sana sadece onların şüphe edip durdukları azabı getirdik.
MUHAMMET ESED :
Onlar da: "Evet, fakat biz sana, (kötülükten yana olanların) şüphe edip durdukları şey(i duyurmak) için geldik" diye cevap verdiler,
Ö NASUHİ BİLMEN :
(63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»
TEFHİMÜL KURAN :
«Hayır» dediler, «Biz sana onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettikleri((tanrı azâbı)nı sana getirdik,"
ŞABAN PİRİŞ :
-Biz sana hakkında şüphe ettiklerini (azabı) getirdik.