A. GÖLPINARLI :
Ancak ihlâsa sâhip edilmiş kulların müstesna.
ADEM UĞUR :
Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesna.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Ancak içlerinden ihlâsa sahip müminler müstesna...”
BEKİR SADAK :
(39-40) «ORabbim! Beni saptirdigin icin, and olsun ki yeryuzunde fenaliklari onlara guzel gosterecegim; halis kildgin kullarin bir yana, onlarin hepsini saptiracagim» dedi.
CELAL YILDIRIM :
Ancak içlerinden ihlâs (gösterişten uzak, katıksız bir samimiyetle Allah rızası gözeterek amel etme şuurunu) verdiğin kulların müstesna...»
DİYANET :
(39-40) İblis, “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım” dedi.
DİYANET VAKFI :
Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesna.
DİYANET İSLERİ :
"Rabbim! Beni saptırdığın için, and olsun ki yeryüzünde fenalıkları onlara güzel göstereceğim; halis kıldığın kulların bir yana, onların hepsini saptıracağım" dedi.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ancak içlerinden ıhlâs verilen kulların müstesnâ
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ancak içlerinden ihlasa erdirilen kulların hariç!» dedi.
GÜLTEKİN ONAN :
"Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna."
H. BASRİ ÇANTAY :
«Ancak onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların müstesna».
FİZİLAL :
Sadece onların arasındaki seçkin kulların hariç.
İBNİ KESİR :
Ancak içlerinden ihlas verilen kulların müstesna.
MUHAMMET ESED :
Yalnızca Senin gerçek kulların bunun dışında (kalacak)!"
Ö NASUHİ BİLMEN :
«Onlardan muhlisler olan kulların müstesna.»
TEFHİMÜL KURAN :
«Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ancak içlerinden kendilerine ihlas verilen kulların hâriç. (Benim azdırmam, onları etkilemez.)
ŞABAN PİRİŞ :
Ancak, içlerinde ihlas sahibi kulların hariç.