A. GÖLPINARLI :
Elbette bilinen günün muayyen ve mukadder vaktinde toplanacaksınız.
ADEM UĞUR :
Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır!
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Belirli bir günün muayyen vaktinde çaresiz toplanacaklardır.”
BEKİR SADAK :
(49-50) De ki: «suphesiz oncekiler de, sonrakiler de belli bir gunun belirli bir vaktinde toplanacaklardir.»
CELAL YILDIRIM :
(49-50) De ki: Öncekiler de, sen rakiler de mutlaka belli bir günün belirlenmiş vaktinde elbette biraraya toplanacaklar..
DİYANET :
(49-50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”
DİYANET VAKFI :
Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır!
DİYANET İSLERİ :
De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Lâbüd cem´ olunacaklar mikatına ma´lûm bir günün
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
belli bir günün belli bir vaktinde mutlaka toplanacaklardır!»
GÜLTEKİN ONAN :
"Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."
H. BASRİ ÇANTAY :
ma´lûm bir günün muayyen vaktında behemehal toplanacaklardır».
FİZİLAL :
Belirlenmiş bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.
İBNİ KESİR :
Belli bir günün belli bir vaktinde mutlaka toplanacaklardır.
MUHAMMET ESED :
(yalnızca Allah tarafından) bilinen bir Gün´ün belirlenmiş olan bir vaktinde bir araya getirilecekler;
Ö NASUHİ BİLMEN :
(48-50) «Ve bizlerin evvelce geçmiş atalarımız da mı?» De ki: «Şüphe yok evvelkiler de, sonrakiler de,». «Elbette malum bir günün muayyen bir vaktinde toplanılmış (olacaklardır).»
TEFHİMÜL KURAN :
«Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
"Belli bir günün buluşma vakti için mutlaka toplanacaklardır."
ŞABAN PİRİŞ :
Belli bir günün, belli bir vaktinde bir araya getirileceksiniz.