E ünzile aliyhiz zikru mim beynina bel hüm fı şekkim min zikrı bel lemma yezuku azab
E unzile aleyhiz zikru min beyninâ, bel hum fî şekkin min zikrî, bel lemmâ yezûkû azâb(azâbi).
A. GÖLPINARLI :
Kur´ân, aramızdan ona mı indirildi? Hayır, onlar, benim vahyimden şüphedeler; hayır, onlar daha tatmadılar azâbımı.
ADEM UĞUR :
Kur´an aramızdan Muhammed´e mi indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Belki, bunlar Kur´an´ım hakkında şüphe içine düştüler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
O Kur’an, aramızdan O’na mı indirilmiş!” (dediler). Doğrusu o kâfirler, benim Kur’an’ımdan şübhededirler. Doğrusu onlar henüz azabımı tadmadılar.
BEKİR SADAK :
(6-8) Onlardan ileri gelenler: «Yuruyun, tanrilariniza baglilikta direnin, sizden istenen suphesiz budur. Son dinde de bunu isitmedik; bu ancak bir uyarmadir. Kuran, aramizda ona mi indirilmeliydi?» dediler. Hayir, bunlar Kuran´imizdan suphededirler. Hayi
CELAL YILDIRIM :
«Aramızdan ona mı Kur´ân indirildi, öyle mi ?» (diyorlardı). Hayır, onlar benim Kur´ân´ımdan tam bir şüphe içindedirler. Hayır, azabımı henüz tadmış değillerdir.
DİYANET :
(6-8) İçlerinden ileri gelenler, “Gidin, ilâhlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dinî inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur’an) içimizden ona mı indirildi?” diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur’an’dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.
DİYANET VAKFI :
(6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur´an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
DİYANET İSLERİ :
Onlardan ileri gelenler: "Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?" dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
O zikr aramızdan ona mı indirilmiş? doğrusu onlar benim zikrimden bir kuşkulu şekk içindeler, doğrusu henüz azâbımı tatmadılar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
O Kur´an aramızdan ona mı indirilmiş? Doğrusu onlar benim Kur´an´ımdan bir kuşkulu şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar.
GÜLTEKİN ONAN :
"Zikir (Kuran), içimizden ona mı indirildi?" Hayır, onlar benim zikrimden bir kuşku içindedirler. Hayır onlar henüz benim azabımı tatmamışlardır.
H. BASRİ ÇANTAY :
«O Kur´an, aramızdan ona mı indirilmiş»?! Hayır, onlar benim vahyimden şübhededirler. Hayır, onlar benim azabımı henüz tatmadılar.
FİZİLAL :
Kur´an, aramızda O´na mı indirilmeliydi?» dediler. Doğrusu bunlar Kur´an hakkında şüphe içindedirler. Hayır, onlar azabımı henüz tadmadılar.»
İBNİ KESİR :
Aramızdan zikir ona mı indirilmiştir? Hayır, onlar zikrimden şüphededirler. Hayır, onlar henüz azabımı tatmamışlardı.
MUHAMMET ESED :
Ne yani! (İlahi) uyarı, içimizden bir tek o´na mı indirildi?" Evet, onlar yalnız Benim uyarıma karşı şüphe içindeler. Evet, onlar henüz Benim azabımı tatmadılar.
Ö NASUHİ BİLMEN :
«O Kur´an, bizim aramızda O´nun üzerine mi indirilmiştir?» (dediler). Hayır. O münkirler Benim vahyimden tereddütler içindedirler. Hayır. Azabımı henüz tatmadılar.
TEFHİMÜL KURAN :
«Zikir (Kur´an), içimizden ona mı indirildi?» Hayır, onlar benim zikrimden bir kuşku içindedirler. Hayır, onlar henüz benim azabımı tatmamışlardır.
SÜLEYMAN ATEŞ :
"O Zikr (uyarı, başka kimse kalmadı da) aramızdan ona mı indirildi?" Doğrusu, onlar benim Zikr´imden yana şüphe içindedirler. Hayır, onlar henüz azâbımı tadmadılar!..
ŞABAN PİRİŞ :
Kur’an, aramızdan ona mı indirilmiş? Hayır, onlar zikrimden şüphe ediyorlar. Çünkü henüz azabımı tatmadılar!