A. GÖLPINARLI :
Kaynağından doldurulmuş şaraplarla dolu taslarla ve ibriklerle ve kadehlerle.
ADEM UĞUR :
Maîn çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Cennet şarabından dolu sürahiler, ibrikler ve kadehlerle...
BEKİR SADAK :
(17-21) Olumsuz gencler yanlarinda, bas agrisi ve donmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kaseler, ibrikler, kadehler; sececekleri meyveler, arzulayacaklari kus eti ile dolasirlar.
DİYANET :
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
DİYANET VAKFI :
Maîn çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
DİYANET İSLERİ :
Ölümsüz gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Kübler ve ibrıklerle me´ıynden bir piyâle
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Main´den doldurulmuş küpler, ibrikler ve kadehlere,
GÜLTEKİN ONAN :
Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler,
H. BASRİ ÇANTAY :
«Maîn» (kaynağın) dan (dolu) büyük kablarla, ibriklerle ve kadehlerle.
FİZİLAL :
Gürül gürül akan bir çeşmeden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
İBNİ KESİR :
Main´den büyük kaplarla, ibrikler ve kadehlerle.
MUHAMMET ESED :
tertemiz kaynakların suyundan doldurulmuş kaseler, ibrikler ve fincanlarla,
Ö NASUHİ BİLMEN :
(17-18) Onların üzerlerine daima aynı halde kalan genç hizmetçiler dolaşır. Çeşmelerden akan şuruplar ile (dolu) destiler ile ve ibrikler ile ve bardaklar ile.
TEFHİMÜL KURAN :
Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler,
SÜLEYMAN ATEŞ :
Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
ŞABAN PİRİŞ :
Tertemiz kaynağından doldurulmuş ibrikler, testiler ve fincanlarla...