A. GÖLPINARLI :
Bundan önce onlar, nîmetler içindeydi.
ADEM UĞUR :
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Çünkü onlar, bundan önce (dünyada) zevklerine düşkündüler;
BEKİR SADAK :
(45-46) Cunku onlar, bundan once, dunyada, nimet icinde bulunurlar iken, buyuk gunah islemekte direnir dururlardi.
CELAL YILDIRIM :
Şüphesiz onlar bundan önce refah içinde,
DİYANET :
Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.
DİYANET VAKFI :
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.
DİYANET İSLERİ :
Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Çünkü onlar bundan evvel mütrefîn: Keyflerine düşkün şımarık müsrifîn idiler
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde keyiflerine düşkün şımarık müsriflerdi.
GÜLTEKİN ONAN :
Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.
H. BASRİ ÇANTAY :
Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler.
FİZİLAL :
Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı.
İBNİ KESİR :
Çünkü onlar; bundan önce refahla şımarmışlardı.
MUHAMMET ESED :
Çünkü, geçmişte onlar kendilerini tamamen hazlara kaptırmışlardı,
Ö NASUHİ BİLMEN :
(44-46) (O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir. Çünkü, şüphe yok onlar bundan evvel nîmetlere (zevklerine) düşkünler idiler. Ve büyük günah üzerine ısrar eder olmuşlardır.
TEFHİMÜL KURAN :
Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde şımartılmışlardı.
ŞABAN PİRİŞ :
Çünkü onlar, bundan önce sorumsuzca ve konfor içinde yaşıyorlardı.