Zerhüm ye´külu ve yetemetteu ve yülhihimül emelü fe sevfe ya´lemun
Zerhum ye’kulû ve yetemetteû ve yulhihimul emelu fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne).
A. GÖLPINARLI :
Bırak onları, yesinler, geçinsinler ve isteklere düşüp oyalansınlar, yakında bilecekler.
ADEM UĞUR :
Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Ey Rasûlüm) o kâfirleri bırak yesinler, dünyalıkları ile zevk etsinler; emel kendilerini oyalaya dursun, sonra (başlarına gelecek musibeti) bilecekler.
CELAL YILDIRIM :
Bırak da onları, yesinler (nefs ve şehvet otlağında) geçinip yararlansınlar ; emel (=sonu gelmeyen arzu) onları avundursun. İleride (böylesine sefih bir hayatın sonunun nereye varacağını) bileceklerdir.
DİYANET :
Bırak onları yesinler (içsinler), yararlansınlar; emelleri onları oyalayadursun. İleride (gerçeği) bilecekler.
DİYANET VAKFI :
Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!
DİYANET İSLERİ :
Bırak onları yesinler, zevk alsınlar; ümit onları avundursun; ilerde öğrenecekler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Bırak onları yesinler içsinler, zevketsinler, emel, kendilerini eğliye dursun, sonra bilecekler
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Bırak onları, yesinler, içsinler, keyif sürsünler ve emel kendilerini oyalasın; sonra bilecekler!
GÜLTEKİN ONAN :
Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Bırak onları (kendi hallerine): Yesinler, faydalansınlar (eğlensinler), onlar emel oyalaya dursun. Sonra bilecekler onlar.
FİZİLAL :
Bırak onları yesinler, dünya nimetlerinden yararlansınlar ve ihtirasları ile oyalansınlar, ilerde gerçeği öğreneceklerdir.
İBNİ KESİR :
Bırak onları; yesinler, eğlensinler ve kendilerini emel, oyalayadursun. Sonra öğreneceklerdir.
MUHAMMET ESED :
(Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yiyip (içsinler), avunsunlar; bu arada (boş hazların) umudu aldatıp oyalasın onları; nasıl olsa günü gelince (gerçeği) öğrenecekler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onları bırak, yesinler ve faidelensinler ve onları arzuları oyalayadursun. Artık yakında bileceklerdir.
TEFHİMÜL KURAN :
Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Bırak onlar yesinler, eğlensinler; arzu onları oyalasın. Yakında (yaptıklarının kötü sonucunu) bileceklerdir.
ŞABAN PİRİŞ :
Onları bırak, yesinler, eğlensinler, beklentileri onları oyalasın. Nasıl olsa öğrenecekler.