İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü´minın
İnne fî zâlike le âyeh(âyeten), ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).
A. GÖLPINARLI :
Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
ADEM UĞUR :
Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Muhakkak ki bunda (onlara yaptığımız helâk işinde), arkalarından gelecekler için büyük bir ibret vardır; öyle iken, çoğu mümin olmadı.
BEKİR SADAK :
suphesiz bunda bir ders vardir, ama cogu inanmamistir.
CELAL YILDIRIM :
Şüphesiz ki bunda bir ibret ve öğüt vardır; ama onların çoğu imân edenler olmadı.
DİYANET :
Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
DİYANET VAKFI :
Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler.
DİYANET İSLERİ :
Şüphesiz bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü´min olmadı
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Şüphesiz bunda gerçekten bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
GÜLTEKİN ONAN :
Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.
H. BASRİ ÇANTAY :
Şübhesiz bunda elbette bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.
FİZİLAL :
Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdir.
İBNİ KESİR :
Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü´minler olmadı.
MUHAMMET ESED :
Bu (kıssada da insanlar için) bir ders vardır; onlardan çoğu (buna) inanmasalar da...
Ö NASUHİ BİLMEN :
Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların çokları mü´minler olmadı.
TEFHİMÜL KURAN :
Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
ŞABAN PİRİŞ :
İşte bunda da bir ibret vardır. Fakat, onların çoğu yine de inanmış değildir.