A. GÖLPINARLI :
Sizi, âlemlerin Rabbiyle bir tuttuğumuz zaman.
ADEM UĞUR :
Çünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile eşit tutuyorduk.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Çünkü (ey putlar), sizi âlemlerin Rabbine denk tutuyorduk.
BEKİR SADAK :
(96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlarda
CELAL YILDIRIM :
Çünkü sizi, âlemlerin Rabbı ile eşit seviyede tutuyorduk.
DİYANET :
“Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.”
DİYANET VAKFI :
Çünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile eşit tutuyorduk.
DİYANET İSLERİ :
Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Çünkü sizi rabbül´âlemîn seviyyesinde tutuyorduk
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Çünkü sizi alemlerin Rabbi seviyesinde tutuyorduk.
GÜLTEKİN ONAN :
"Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin rabbiyle eşit tutuyorduk."
H. BASRİ ÇANTAY :
«Çünkü sizi aalemlerin Rabbi ile bir seviyyede tutuyorduk».
FİZİLAL :
Çünkü sizleri alemlerin Rabb´ine denk tutmuştuk.
İBNİ KESİR :
Hani biz, sizi alemlerin Rabbı ile bir tutmuştuk.
MUHAMMET ESED :
çünkü, siz(in gibi yaratılmış varlıklar)ı alemlerin Rabbiyle bir tutuyorduk;
Ö NASUHİ BİLMEN :
«Çünkü biz sizi (ey putlar) Âlemlerin Rabbine müsavî tutuyorduk.»
TEFHİMÜL KURAN :
«Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk.
SÜLEYMAN ATEŞ :
"Çünkü sizi âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk."
ŞABAN PİRİŞ :
Çünkü sizi evrenin sahibi ile eşit tutmuştuk.