A. GÖLPINARLI :
Siz ve çok daha önce gelip geçen atalarınız.
ADEM UĞUR :
´´İster siz, ister eski atalarınız´´
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(75-76) İbrahim şöyle dedi: “- Şimdi gördünüz mü, o sizin ve geçen atalarınızın taptıklarını?
BEKİR SADAK :
(75-83) Ibrahim: «Eski atalarinizin ve sizin nelere taptiklarinizi goruyor musunuz? Dogrusu onlar benim dusmanimdir. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, dogru yola eristiren de O´dur. Beni yediren de, iciren de O´dur. Hasta oldugumda bana O
CELAL YILDIRIM :
(75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ?
DİYANET :
(75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”
DİYANET VAKFI :
(75-76) İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
DİYANET İSLERİ :
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
(76-77) Hep onlar benim düşmanım ancak o rabbül´âlemîn başka
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
(75-76) (İbrahim) dedi ki: «Siz ve sizden önceki atalarınızın neye taptıklarını şimdi gördünüz?
GÜLTEKİN ONAN :
"Hem siz, hem de eski atalarınız?"
H. BASRİ ÇANTAY :
(75-76) (İbrâhîm): «Şimdi gördünüz mü, dedi, gerek sizin, gerek daha evvelki atalarınızın neye tapmakda olduğunuzu»?
FİZİLAL :
Gerek sizin ve gerekse eski atalarınızın.
İBNİ KESİR :
Siz ve geçmiş atalarınız?
MUHAMMET ESED :
Sizler ve sizden önceki atalarınız,
Ö NASUHİ BİLMEN :
«Sizin ve eski atalarınızın?»
TEFHİMÜL KURAN :
«Hem siz, hem de eski atalarınız?»