Fe ye’tîyehum bagteten ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).
A. GÖLPINARLI :
Ansızın gelip çatar onlara ve onlar anlamazlar bile.
ADEM UĞUR :
İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir.
BEKİR SADAK :
(200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran´i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
CELAL YILDIRIM :
Bu azâb, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelir de,
DİYANET :
(201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.
DİYANET İSLERİ :
Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ki geliversin de kendilerine ansızın, hiç farkında değillerken
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
o azap kendilerine ansızın hiç farkında olmadıkları bir anda gelecektir,
GÜLTEKİN ONAN :
Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
H. BASRİ ÇANTAY :
İşte bu (azab) onlara, kendileri de farkında olmayarak, ansızın gelecekdir.
FİZİLAL :
O azapla hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın yüzyüze gelirler.
İBNİ KESİR :
O da kendilerine apansız, haberleri olmadan geliverir.
MUHAMMET ESED :
O azap ki, sonunda, onların hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelip çatacaktır;
Ö NASUHİ BİLMEN :
Artık (o azap) onlara hiç farkedemez bir haldeler iken ansızın geliverir.
TEFHİMÜL KURAN :
Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Azâb onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
ŞABAN PİRİŞ :
O azap, onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelir.