A. GÖLPINARLI :
Ve hiç şüphe yok ki gene de bizi kızdırmadalar.
ADEM UĞUR :
(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Fakat onlar bizi kızdırıyorlar.
BEKİR SADAK :
(53-56) Bu arada Firavun sehirlere, «Dogrusu bunlar bizi ofkelendiren dokuntu azinliklardir; hepimiz tedbirli olmaliyiz» diyen munadiler gonderdi.
CELAL YILDIRIM :
Ve elbette bunlar bize karşı iyice kızgın olup (diş bilemektedirler).
DİYANET :
“Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.”
DİYANET VAKFI :
«(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.»
DİYANET İSLERİ :
Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler gönderdi.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Fakat hakkımızda çok gayz besliyorlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
fakat hakkımızda çok kin ve nefret besliyorlar;
GÜLTEKİN ONAN :
"Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler."
H. BASRİ ÇANTAY :
«(Böyle iken) onlar mutlakaa bizi darıltıcıdırlar».
FİZİLAL :
Fakat bizi öfkelendiriyorlar.
İBNİ KESİR :
Ve gerçekten bize de büyük bir öfke beslemektedirler.
MUHAMMET ESED :
fakat kalpleri bize karşı kin ve nefretle dolu;
Ö NASUHİ BİLMEN :
«Ve muhakkak ki, onlar bizi elbette çok öfkelendirmekte bulunan kimselerdir.»
TEFHİMÜL KURAN :
«Ve şüphesiz bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.
SÜLEYMAN ATEŞ :
"Bizi kızdırmaktadırlar."
ŞABAN PİRİŞ :
Üstelik onlar bize karşı öfkelidirler.