A. GÖLPINARLI :
Ve bir bak, bir gözle, onlar da sonuçları neymiş, yakında görecekler.
ADEM UĞUR :
Onların halini gör, onlar da göreceklerdir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Gör onları, yakında (azabı) göreceklerdir.
BEKİR SADAK :
Inecek azabi gozetle, onlar da goreceklerdir.
CELAL YILDIRIM :
(Sonlarının ne olacağını) gör, kendileri de yakında göreceklerdir.
DİYANET :
(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.
DİYANET VAKFI :
Onların halini gör, onlar da göreceklerdir.
DİYANET İSLERİ :
İnecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Gör, yakında görecekler
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
gör (ne olacak akibetleri. Onlar da) yakında göreceklerdir.
GÜLTEKİN ONAN :
Ve seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Gözetle (onları). Onlar da göreceklerdir.
FİZİLAL :
Ve bekle de gör, onlar da göreceklerdir.
İBNİ KESİR :
Gözetleyiver, ilerde göreceklerdir.
MUHAMMET ESED :
ve (onların ne olduklarını) gör; zamanla onlar (da şimdi görmediklerini) göreceklerdir.
Ö NASUHİ BİLMEN :
(177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir.
TEFHİMÜL KURAN :
Ve seyret; onlar da (azabı) yakında göreceklerdir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ve (bekle de) gör, onlar da göreceklerdir.