A. GÖLPINARLI :
Ve öğüt verilince Kur´ân´la öğüt almazlar.
ADEM UĞUR :
Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Onlara Kur’an’la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.
BEKİR SADAK :
Onlara ogut verildiginde ogut dinlemezler.
CELAL YILDIRIM :
Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar
DİYANET :
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
DİYANET VAKFI :
Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
DİYANET İSLERİ :
Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Uyarıldıklarında da düşünmüyorlar.
GÜLTEKİN ONAN :
Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
H. BASRİ ÇANTAY :
Kendilerine (Kur´an ile) va´z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,
FİZİLAL :
Onlara öğüt verildiği vakit düşünüp öğüt almazlar.
İBNİ KESİR :
Kendilerine öğüt verildiğinde ise öğüt dinlemezler.
MUHAMMET ESED :
ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;
Ö NASUHİ BİLMEN :
(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.
TEFHİMÜL KURAN :
Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar.
ŞABAN PİRİŞ :
Onlara öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.