A. GÖLPINARLI :
De ki: Evet ve siz hor hakir bir halde dirileceksiniz.
ADEM UĞUR :
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Ey Rasûlüm), de ki: “- Hem hepiniz zelîl ve hakîr olarak (diriltileceksiniz).”
BEKİR SADAK :
De ki: «Evet hem de zelil ve hakir olarak.»
CELAL YILDIRIM :
De ki: Evet, hem de aşağılanıp rüsvay olduğunuz halde...
DİYANET :
De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).”
DİYANET VAKFI :
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).
DİYANET İSLERİ :
De ki: "Evet hem de zelil ve hakir olarak."
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Deki: «Evet! Hem de çok aşağılanmış olarak!»
GÜLTEKİN ONAN :
De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)."
H. BASRİ ÇANTAY :
Sen de ki: «Evet (diriltileceksiniz). Hem siz (hepiniz) hor ve hakıyr olarak».
FİZİLAL :
De ki; «Evet, hem de hor ve hakir olarak dirileceksiniz.»
İBNİ KESİR :
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak.
MUHAMMET ESED :
De ki: "Elbette, hem de en perişan ve zavallı şekilde!"
Ö NASUHİ BİLMEN :
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür.
TEFHİMÜL KURAN :
De ki: «Evet, üstelik sizler boyun bükmüş kimseler olarak.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
De ki: "Evet siz aşağılanarak (diriltileceksiniz)!"
ŞABAN PİRİŞ :
De ki: -Evet, hem de hor ve hakir olarak!