32-Secde Suresi Ayet Mealleri KUR'AN-I KERİM 32-Secde Suresideki 30 Ayeti Kerime ve Mealleri
    KUR'AN-I KERİM 32-Secde Suresideki 30 Ayeti Kerime ve Mealleri  بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
ARAPÇA
OKUNUŞU
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
DİYANET VAKFI ELMALILI ALI FIKRI YAVUZ CELAL YILDIRIM HASAN BASRI CANTAY ABDULBAKİ GOLPINARLI
32-Secde Suresi

1.Ayet
Mekke

21
414
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الم -1
(Elif lam mim)
32-Secde Suresi
1.Ayet
Mekke
21
414
Elif Lâm Mîm. Elif, Lâm, mim. Elif, Lâm, Mîm. Elif - Lâm - Mîm. Elîf, Lâm, Mîm. Elif lâm mîm.
32-Secde Suresi

2.Ayet
Mekke

21
414
تَنْزِيلُ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ فِيهِ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ -2
(Tenziylül kitabi la raybe fiyhi mir rabbil alemiyn)
32-Secde Suresi
2.Ayet
Mekke
21
414
Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır. İndirilişi bu kitabın, şübhe yok bunda, rabbül´âlemîndendir Kendisinde şübhe olmıyan bu Kitab’ın indirilişi, alemlerin Rabbindendir. Bu Kitab´ın âlemlerin Rabbından indirildiğinde hiçbir şüphe yoktur. Bu kitabın indirilmesi, ki onda hiçbir şübhe yokdur, aalemlerin Rabbindendir. Bu kitap, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir, hiç şüphe yok bunda.
32-Secde Suresi

3.Ayet
Mekke

21
414
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ ۚ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا أَتَاهُمْ مِنْ نَذِيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ -3
(Em yekulunefterah bel hüvel hakku mir rabbike li tünriza kavmem ma etahüm min neziyrim min kablike leallehüm yehtedun)
32-Secde Suresi
3.Ayet
Mekke
21
414
Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar? Hayır o, kendilerine senden önce hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, doğru yolu bulsunlar diye Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir. Yoksa onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, haktır o, rabbındandır, kendilerine senden önce kocundurucu Peygamber gelmemiş olan bir kavmi kocundurasın diye gerek ki hidayeti kabul edeler Yoksa (kâfirler Hz. Peygamber s.a.s. için) onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, O Kur’an hakdır, Rabbindendir (Cebrâil onu sana indirmiştir. Onu sana indirdik ki), Kendilerine senden önce bir korkutucu peygamber gelmemiş olan bir kavmi (azab ile) korkutasın. Olur ki, onlar hidayeti kabul ederler. Yoksa O´nu (Peygamber) uydurdu mu diyorlar?! Hayır, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmeyen bir milleti uyarman için O, Rabbından (indirilen) hakkın (gerçeğin ve doğru yolun) kendisidir. Ola ki doğru yolu bulurlar. Yoksa o, bunu kendiliğinden mi uydurdu diyorlar? Hayır, o Rabbinden (gelen bir) hakdır. (Biz onu) senden evvel kendilerine inzâr edici hiçbir (peygamber) gelmemiş olan bir kavme, (tutdukları yolun) korkunç aakıbetlerini haber vermen için (indirdik). Olur ki onlar hidâyeti kabul ederler. Yoksa, bunu o mu uyduruyor diyorlar? Hayır, o, gerçektir Rabbinden, senden önce, kendilerine bir korkutucu gelmemiş olan topluluğu, doğru yolu bulsunlar diye korkutman için indirilmiştir.
32-Secde Suresi

4.Ayet
Mekke

21
414
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۖ مَا لَكُمْ مِنْ دُونِهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ ۚ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ -4
(Allahüllezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arş ma leküm min dunihı miv veliyyiv ve la şefiy´ efela tetezekkerun)
32-Secde Suresi
4.Ayet
Mekke
21
414
Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a kurulandır. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? Allah, o ki Gökleri ve Yeri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur, sizin için ondan başka ne bir veliy vardır, ne bir şefi´, artık düşünmez misiniz? Allah, O’dur ki, gökleri ve yeri ve aralarında olanları altı günde yarattı; sonra arşı istilâ etti, saltanatını kurdu. Sizin, O’ndan başka hiç bir yardımcınız yok, hiç bir şefaatçınız da yok. Artık Allah’ın öğüdlerini kabul etmez misiniz? O Allah ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri altı gün (=de-vir)de yarattı, sonra da Arş üzerine saltanatını kurdu. Sizin için O´ndan başka ne bir dost ve sahip, ne de bir şefaatçi vardır. Artık iyice düşünmez misiniz? Allah, gökleri ve yeri ve bunların arasında olan şeyleri altı günde yaratan, sonra hükmü arşı istîlâ edendir. Sizin Ondan başka hiçbir yâriniz ve (azabınızı giderecek) hiçbir yardımcınız yokdur. Artık iyice düşünmez misiniz? Öyle bir Allah´tır ki gökleri ve yeryüzünü ve ikisinin arasında ne varsa hepsini altı günde yaratmıştır da sonra arşa hâkim olmuştur; ondan başka ne bir dost ve yardımcı var size, ne bir şefâatçi; hâlâ mı düşünüp öğüt almazsınız?
32-Secde Suresi

5.Ayet
Mekke

21
414
يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ -5
(Yüdebbirul emra mines semai ilel erdı sümme ya´rucü ileyhi fı yevmin kane mıkdaruhu elfe senetim mimma teuddun)
32-Secde Suresi
5.Ayet
Mekke
21
414
Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde O’na yükselir. Semâdan Zemine (yukarıdan aşağıya) emri tebdir eder, sonra da o ona urûc eyler bir günde ki mikdarı sizin sayınızdan bin sene eder Allah, gökten (meleklerle) bütün dünya işlerini idare eder. Sonra (melekler o işlerde), bir günde O’na yükselir ki, (o günün) miktarı, sizin saydıklarınızdan (dünya yılından) bin yıldır. Gökten yere bütün işleri O düzenleyip yönetir. Sonra da işler, sizin hesabınıza göre bin yıl kadar süren bir günde O´na yükselir. Gökden yere kadar her işi O tedbîr eder. Sonra (o iş) sizin sayageldiğinizce bin sene mıkdarında olan (mesafeye) bir günde yine Ona yükselir. Gökten yere dek her işi tedbîr eden odur, sonra o işe memûr olan melek, sizin sayışınıza göre miktarı bin yıl tutan bir günde, onun tapısına yükselip çıkar.
32-Secde Suresi

6.Ayet
Mekke

21
414
ذَٰلِكَ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ -6
(Zalike alimül ğaybi veş şehadetil aziyzür rahıym)
32-Secde Suresi
6.Ayet
Mekke
21
414
İşte Allah, gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. Odur işte gaybi de şehadeti de bilen, azîz rahîm İşte budur, gaibi (insanların göremediklerini) ve hazırı (insanların gördüklerini) bilen Azîz, Rahîm... İşte bu (Allah) görünmeyeni de, görüneni de bilendir. O çok üstündür, çok güçlüdür, çok rahmet edendir. İşte görünmeyeni de, görüneni de bilen, yegâne gaalib olan, (ehl-i tâatini) çok esirgeyen (Haalik-ı müdebbir) budur. İşte budur gizliyi de bilen, açıktakini de bilen üstün ve hüküm ve hikmet sâhibi mâbut.
32-Secde Suresi

7.Ayet
Mekke

21
414
الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ ۖ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنْسَانِ مِنْ طِينٍ -7
(Ellezı ahsene külle şey´in halekahu ve bedee halkal insani min tıyn)
32-Secde Suresi
7.Ayet
Mekke
21
414
O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. O ki yarattığı her şey´i güzel yarattı ve insanı yaratmağa bir çamurdan başladı O’dur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı ve insanı yaratmağa bir çamurdan başladı. O ki yarattığı her şeyi güzel yarattı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı. Ki O, yaratdığı her şey´i güzel yapan, insanı yaratmıya da çamurdan başlıyandır. Öylesine mâbut ki her şeyin yaratılışını güzel ve tam yerinde yapmıştır da insanı da balçıktan yaratmaya koyulmuştur.
32-Secde Suresi

8.Ayet
Mekke

21
414
ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ -8
(Sümme ceal neslehu min sülaletim min maim mehiyn)
32-Secde Suresi
8.Ayet
Mekke
21
414
Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. Sonra da bir sülâleden, bir hakıyr sudan neslini yaptı Sonra insanın neslini, bir nutfeden (erkek ve dişi hücreden), hakîr bir sudan yaptı. Sonra onun neslini bayağı bir suyun süzülen (sperma haline gelen)inden meydana getirdi. Sonra O, bunun zürriyyetini hakıyr bir sudan meydana gelen nutfeden yapmışdır. Sonra onun soyunu, duru bir sudan, aşağılık bir su katresinden yaratmıştır.
32-Secde Suresi

9.Ayet
Mekke

21
414
ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِنْ رُوحِهِ ۖ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۚ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ -9
(Sümme sevvahü ve nefeha fiyhi mir ruhıhı ve ceale lekümüs sem´a vel ebsara vel efideh kaliylem ma teşkürun)
32-Secde Suresi
9.Ayet
Mekke
21
414
Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz! Sonra onu tesviye edib içine ruhundan nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı, siz pek az şükrediyorsunuz Sonra Allah onu (şeklini) düzeltip tamamladı ve bizzat kendi kudretinden ona ruh koydu. Sizin için kulaklar, gözler, kalbler yarattı. (Allah’ın size verdiği nimetlere karşı), şükrünüz pek az!... Sonra da düzeltip kılığına soktu ve kendi ruhundan ona üfledi de (böylece) size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan kalbler var kıldı. Buna rağmen ne de az şükrediyorsunuz! Sonra onu düzeltib tamamladı. İçine ruuhundan üfürdü. Sizin için kulaklar, gözler, gönüller yaratdı. Ne az şükredersiniz? Sonra da onu tamamlamıştır, ona kabiliyet vermiştir ve ona rûhundan üfürmüştür ve size kulak, gözler ve gönüller halketmiştir; ne de az şükredersiniz.
32-Secde Suresi

10.Ayet
Mekke

21
414
وَقَالُوا أَإِذَا ضَلَلْنَا فِي الْأَرْضِ أَإِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ ۚ بَلْ هُمْ بِلِقَاءِ رَبِّهِمْ كَافِرُونَ -10
(Ve kalu e iza dalelna fil erdı e inna le fı halkın cediyd bel hüm bi likai rabbihim kafirun)
32-Secde Suresi
10.Ayet
Mekke
21
414
(Kâfirler dediler ki:) “Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız? Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. Bir de: â! Arzda gaib olduğumuzda mı? Cidden biz mi muhakkak yeni bir hılkatte olacağız? dediler, fakat onlar rablarının likasını (huzuruna varacaklarını) inkâr eden kâfirlerdir Bir de (kıyameti inkâr edenler): “- Arzda, toprağa karışıb kaybolduğumuzda mı; cidden biz mi, yeni bir yaratılışta olacağız?” dediler. Doğrusu onlar, Rablerinin huzuruna varacaklarını inkâr eden kâfirlerdir. Dediler ki: Yeryüzünde toprağa karışıp belirsiz hale geldiğimizde mi yeniden yaratılacağız ? Hayır, (onlar buna inanmamakla) Rablarına kavuşmayı inkâr ediyorlar. Dediler ki: «Biz yerde (çürüyüb) gaalib olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışda (bulunacağız)»? Evet, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edicidirler. Ve dediler ki: Yeryüzüne karışıp kaybolduktan sonra mı yeniden yaratılacağız? Hayır, onlar, Rablerine kavuşacaklarını inkâr etmedeler.
32-Secde Suresi

11.Ayet
Mekke

21
414
قُلْ يَتَوَفَّاكُمْ مَلَكُ الْمَوْتِ الَّذِي وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ -11
(Kul yeteveffaküm melekül mevtillezı vükkile biküm sümme ila rabbiküm türceun)
32-Secde Suresi
11.Ayet
Mekke
21
414
De ki: “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” De ki size müvekkel kılınmış olan melekül´mevt canınızı alacak, sonra döndürülüb rabbınıza götürüleceksiniz (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Sizin canınızı almağa vekil kılınan Ölüm Meleği (Azrail) canınızı alacak; sonra döndürülüb Rabbinize götürüleceksiniz.” De ki: Sizin (ruhunuzu almaya) görevli kılınan Ölüm Meleği canınızı alır, sonra da Rabbınıza döndürülürsünüz. De ki: Size müvekkel olan ölüm meleği canınızı alacak. (Ondan) sonra da Rabbinize döndürül (üb götürüleceksiniz». De ki: Size memûr olan ölüm meleği öldürecek sizi, sonra da dönüp Rabbinizin tapısına varacaksınız.
32-Secde Suresi

12.Ayet
Mekke

21
415
وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُءُوسِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ -12
(Ve lev tera izil mücrimune nakisu ruusihim ınde rabbihim rabbena ebsarna ve semı´na fercı´na na´mel salihan inna mukınun)
32-Secde Suresi
12.Ayet
Mekke
21
415
Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen! Görsen o vakıt ki mücrimler rablarının huzurunda başlarını eğmişler: rabbenâ! Gördük, dinledik şimdi bizi geri çevir salih bir amel işliyelim, zira yakîn hasıl ettik derlerken (Ey Rasûlüm, kıyamette) müşrikleri, Rableri huzurunda başlarını eğerek: “-Ey Rabbimiz! Bize vaad ettiğini gördük, peygamberlerin doğruluğunu işittik ve kabul ettik. Şimdi bizi (dünyaya) geri çevir, salih bir amel işliyelim. Çünkü (inkâr ettiklerimize tamamen ve) yakînen inandık.” derlerken bir görsen!... Suçlu günahkârları, Rablarının huzurunda başlarını eğerek «ey Rabbimiz! Artık gördük ve işittik, bizi (Dünya´ya) geri çevir de iyi-yararlı amelde bulunalım; çünkü biz elbette kesinlikle inanıp anlamış bulunuyoruz,» dedikleri vakit bir görsen. Günahkârların, Rableri huzuurunda: «Ey Rabbimiz, gördük, İşitdik, Şimdi bizi (dünyâye) geri çevir de güzel amel (ve hareketler) de bulunalım. Çünkü (artık) kat´î suretde inananlarız» (diye diye) sernügûn (olacakları) zaman sen görsen (onları)! Rableri katında başlarını eğerek Rabbimiz, gördük ve duyduk, artık bizi tekrar dünyâya döndür de iyi işlerde bulunalım, gerçekten de adamakıllı inandık dedikleri zaman bir görsen mücrimleri.
32-Secde Suresi

13.Ayet
Mekke

21
415
وَلَوْ شِئْنَا لَآتَيْنَا كُلَّ نَفْسٍ هُدَاهَا وَلَٰكِنْ حَقَّ الْقَوْلُ مِنِّي لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ -13
(Ve lev şi´na le ateyna külle nefsin hüdaha ve lakin hakkal kavlü minnı le emleenne cehenneme minel cinneti ven nasi ecmeıyn)
32-Secde Suresi
13.Ayet
Mekke
21
415
Eğer dileseydik, herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir. Eğer dilemiş olsa idik her nefse hidayetini verirdik ve lâkin benden şu kavil hakk oldu: elbette ve elbette Cehennemi dulduracağım bütün cinlerle insanlardan Eğer dileseydik, herkese (dünyada) hidayetini verirdik, fakat benden şu söz gerçekleşti: “- Muhakkak ki cehennemi bütün (kâfir olan) cinlerle, insanlardan dolduracağım.” Biz dileseydik herkesi doğru yola iletirdik; ama şanıma yemin olsun ki, Cehennem´i cinlerle, insanlarla olduğu gibi dolduracağım diye benden hak bir söz çıkmıştır. Eğer biz dileseydik herkesi elbette hidâyete erdirirdik. Fakat benden (saadır olan şu): «Cehennemi bütün cinlerden, insanlardan muhakkak dolduracağım» sözü hak olmuşdur. Ve dileseydik herkesi doğru yola sevk ederdik ve fakat benden şu söz çıkmıştır, mukadderdir bu: Elbette cehennemi, bütün insanlarla, cinlerle dolduracağım.
32-Secde Suresi

14.Ayet
Mekke

21
415
فَذُوقُوا بِمَا نَسِيتُمْ لِقَاءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا إِنَّا نَسِينَاكُمْ ۖ وَذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -14
(Fe zuku bi ma nesiytüm likae yevmiküm haza inna nesiynaküm ve zuku azabel huldi bi ma küntüm ta´melun)
32-Secde Suresi
14.Ayet
Mekke
21
415
(Onlara şöyle denilecek:) “O hâlde, bu gününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedî azabı tadın.” O halde tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını, işte biz de sizi unuttuk ve tadın huld azâbını yapıb durduğunuz işler yüzünden (Kâfirler cehenneme girdikleri vakit, melekler onlara şöyle der): “- O halde, bu günümüze kavuşmayı unutmanız, (O’na imanı terk etmeniz) yüzünden tadın azabı!...Biz de sizi unuttuk, (sizi cehennemde bıraktık). İşlemiş olduğunuz küfür ve isyan sebebiyle bitmez tükenmez azabı tadın bakalım...” O halde bugüne kavuşmayı unutup kulak ardına atmanız sebebiyle tadın tadacağınızı. Şüphesiz ki, biz de sizi unuttuk (rahmetimizden sizi uzak tuttuk). Artık yapageldiğiniz işlere karşılık sonsuz azabı tadın ! O halde şu gününüze kavuşmayı unutduğunuza mukaabil tadın (azâbı)! Doğrusu (şimdi) biz de sizi unutduk! Yapmakda (ısraar) etdiğiniz (kötülükler) yüzünden tadın o ardı arası kesilmeyen azâbı! Tadın azâbı, şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedî olarak azâbı yaptıklarınıza karşılık.
32-Secde Suresi

15.Ayet
Mekke

21
415
إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ ۩ ۩ -15
(İnnema yü´minü bi ayatinellezine iza zükkiru biha harru süccedev ve sebbehu bi hamdi rabbihim ve hüm la yestekbirun)
32-Secde Suresi
15.Ayet
Mekke
21
415 ۩
Bizim âyetlerimize ancak, kendilerine bu âyetlerle öğüt verildiği zaman secdeye kapanan, kibirlenmeksizin Rablerine hamd ederek tespih edenler inanırlar. Bizim âyetlerimize öyle kimseler iyman ederler ki onlarla kendilerine nasıhat verildiği vakıt secdelere kapanırlar ve rablarına hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere (*) kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler. Âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki, onlar kendilerine âyetlerimiz hatırlatıldığı vakit secdeye kapanırlar ; Rablarına hamd ile tesbîh edip (kulluk görevlerini yerine getirirken) büyüklük taslamazlar. Bizim âyetlerimize ancak öyle kimseler îman eder (ler) ki bunlarla kendilerine öğüt verildiği zaman, onlar büyüklük taslamayarak, yüzü üstü secdeye kapanırlar ve Rablerini, hamd ile, tesbîh (ve tenzîh) ederler. Âyetlerimize, ancak kendilerine anılıp öğüt verildiği zaman yerlere kapanıp secde edenler ve Rablerine hamd ederek onu tenzîh edenler ve hiç ululanmaya kalkışmayanlar, inanırlar.
32-Secde Suresi

16.Ayet
Mekke

21
415
تَتَجَافَىٰ جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ -16
(Tetecafa cünubühüm anil medaciı yed´une rabbehüm havfev ve tameav ve mimma razaknahüm yünfikun)
32-Secde Suresi
16.Ayet
Mekke
21
415
Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Yanları yataklardan aralaşır korku ve ümid içinde rablarına duâ ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan onlar hayra masraf yaparlar (Onlar, o kimselerdir ki, geceleyin namaz kılmak için) yataklarından kalkarlar; Rablerine, azabından korkarak ve rahmetinden ümidvar olarak dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da (hayır yollarına) harcalar. Onların yanları, döşeklerinden aralanıp Rablarına korkarak, umutlanarak duâ eder, yalvarırlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden (Allah rızası için) harcarlar. Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümîd ile Rablerine düâ ederler. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de (hayra) harcarlar. Yanları, yatak nedir, görmez, korkarak, umarak Rablerini çağırırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar.
32-Secde Suresi

17.Ayet
Mekke

21
415
فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ -17
(Fe la ta´lemü nefsüm ma uhfiye lehüm min kurrati a´yün cezaem bi ma kanu ya´melun)
32-Secde Suresi
17.Ayet
Mekke
21
415
Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez. Şimdi kimse bilemez onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu yaptıkları amellere mükâfat için Artık (dünyada) işledikleri salih amellere mükâfat olarak kendileri için, göz aydınlığından ne hazırlanıb saklandığını kimse bilmez. Hiç kimse işledikleri (iyi-yararlı) amellerine karşılık gözlerin aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez. Artık onlar için, yapmakda olduklarına bir mükâfat olarak, gözlerin aydın olacağı (nimetlerden) kendilerine neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez. Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var; yaptıklarına karşılık.
32-Secde Suresi

18.Ayet
Medine

21
415
أَفَمَنْ كَانَ مُؤْمِنًا كَمَنْ كَانَ فَاسِقًا ۚ لَا يَسْتَوُونَ -18
(E femen kane mü´minen ke men kane fasika la yestevun)
32-Secde Suresi
18.Ayet
Medine
21
415
Hiç mü’min, fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar. Öyle ya, mü´min olan fasık olan gibi olur mu? Onlar müsavi olmazlar Öyle ya! Mümin olan, hiç fâsık (kâfir) olan gibi olur mu? Onlar, müsavi olmazlar. Mü´min olan kimse, fâsık (yozmuş ahlâksız) gibi midir? Bunlar eşit olamazlar. Öyle ya, mü´min olan kimse, îmandan haaric kişi gibi midir? Onlar (hiçbir zaman) müsâvî olmazlar. İnanan kişi, inançtan çıkan kişiye benzer mi hiç? Eşit olmaz bunlar.
32-Secde Suresi

19.Ayet
Medine

21
415
أَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ جَنَّاتُ الْمَأْوَىٰ نُزُلًا بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ -19
(Emmelleziyne amenu ve amilus salihati fe lehüm cennatül me´va nüzülem bi ma kanu ya´melun)
32-Secde Suresi
19.Ayet
Medine
21
415
İman edip salih amel işleyenlere gelince, onlar için, yapmakta olduklarına karşılık bir mükâfat olarak Me’vâ cennetleri vardır. Evet, iyman edib o salih amelleri işliyen kimselerin amellerine mukabil konukluk olarak kendilerine me´vâ cennetleri vardır İman edib de salih amelleri işliyenlere, amellerine karşılık, konukluk olarak Me’va Cennetleri vardır. İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara gelince: Onlar için yaptıklarına karşılık konukluk olarak Me´vâ Cennetleri vardır. İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar için, yapmış oldukları (iyi) amellere mukaabil, konak olmak üzere, Me´vâ cennetleri vardır. İnananlara ve iyi işlerde bulunanlaradır Me´vâ cennetleri, yaptıklarına karşılık konuk olmak için.
32-Secde Suresi

20.Ayet
Medine

21
415
وَأَمَّا الَّذِينَ فَسَقُوا فَمَأْوَاهُمُ النَّارُ ۖ كُلَّمَا أَرَادُوا أَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا أُعِيدُوا فِيهَا وَقِيلَ لَهُمْ ذُوقُوا عَذَابَ النَّارِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ -20
(Ve emmellezıne feseku fe me´vahümün nar küllema eradü ey yahrucu minha üıydu fiyha ve kıyle lehüm zuku azaben narillezı küntüm bihı tükezzibun(15. Ayet secde ayetidir.))
32-Secde Suresi
20.Ayet
Medine
21
415
Fasıklık edenlere gelince, onların barınağı ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya döndürülürler ve onlara, “Yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın” denir. Amma fasıklık etmiş olanların me´vâları ateştir. Ondan her çıkmak istedikçe onlar içine iade olunurlar da kendilerine haydi tadın o ateşin tekzib edib durduğunuz azâbını denilir Amma fâsık (münâfık) olanların barınacağı yer ateştir. Oradan her çıkmak istedikçe, onlar yine ateş içine döndürülürler; ve onlara: “- Haydi tadın bakalım, yalanlayıp durduğunuz o ateşin azabını!...” denilir. (*) Dikkat!... Secde âyetidir. Yozmuş ahlâksızlara gelince : Onların eyleşecekleri yerleri ateştir. Oradan ne kadar çıkmak isteseler hemen geri çevirilirler ve onlara, «yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın !» denilir. Fâsık olanların barınacağı yer ise ateşdir. Ne zaman oradan çıkmak isterlerse içerisine döndürülürler ve onlara: «Tekzîb edegeldiğiniz o ateşin azabını tadın» denilir. Fakat buyruktan çıkanlara gelince: Onların yurtları ateştir; oradan çıkmak istedikleri zaman tekrar atılırlar oraya ve onlara denir ki: Tadın yalanladığınız ateşin azâbını.
32-Secde Suresi

21.Ayet
Mekke

21
416
وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنَ الْعَذَابِ الْأَدْنَىٰ دُونَ الْعَذَابِ الْأَكْبَرِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ -21
(Ve le nüziykanehüm minel azabil edna dunel azabil ekberi leallehüm yarciun)
32-Secde Suresi
21.Ayet
Mekke
21
416
Andolsun, dönsünler diye biz onlara (ahiretteki) en büyük azaptan önce (dünyadaki) yakın azabı elbette tattıracağız. Şu da muhakkak ki onlara o en büyük azâbdan beride o yakın azabdan da tattıracağız, gerek ki rücu´ edeler Şu da muhakkak ki, o kâfirlere, o en büyük azabdan (cehennem azabından) önce, yakın azabdan (dünyadaki esaret, ölüm, açlık gibi felâketlerden) taddıracağız. Olur ki, (küfürlerinden) dönerler, tevbe ederler. And olsun ki biz onlara —belki dönerler diye— o en büyük azâbdan önce yakın azabı mutlaka tattıracağız. Biz, o en büyük azâbdan önce de onlara mutlakaa yakın azâbdan tatdıracağız. Tâki ric´et etsinler. Biz, belki dönerler diye pek büyük azaptan önce de onlara yakın bir azâbı tattıracağız mutlaka.
32-Secde Suresi

22.Ayet
Mekke

21
416
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ ثُمَّ أَعْرَضَ عَنْهَا ۚ إِنَّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ مُنْتَقِمُونَ -22
(Ve men azlemü mimmem zükkira bi ayati rabbihı sümme a´rada anha inna minel mücrimiyne müntekımun)
32-Secde Suresi
22.Ayet
Mekke
21
416
Kim, Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalimdir? Şüphesiz ki biz suçlulardan intikam alıcıyız. Rabbının âyetleriyle nasıhat edilib de sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim de kim olabilir, muhakkak ki mücrimlerden biz intikam alırız Rabbinin ayetleri ile nasihat edilib de, sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki, müşriklerden biz intikam alırız. Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra ondan yüzçevirenden daha haksız kim vardır? Şüphesiz ki biz, suçlu günahkârlardan intikam alıcılarız. Kendisine Rabbinin âyetleriyle öğüt verilib de sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zaalim kimdir? Hiç şübhesiz ki biz günahkârlardan intikaam alıcılarız. Kendisine Rabbinin delillerinden bir kısmı anılıp onlarla öğüt verildikten sonra da onlardan yüz çevirenden daha zâlim kimdir ki? Şüphe yok ki biz, mücrimlerden öç alacağız.
32-Secde Suresi

23.Ayet
Mekke

21
416
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَلَا تَكُنْ فِي مِرْيَةٍ مِنْ لِقَائِهِ ۖ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِبَنِي إِسْرَائِيلَ -23
(Ve le kad ateyna musal kitabe fe la tekün fı miryetim mil likaihı ve cealnahü hüdel li benı israiyl)
32-Secde Suresi
23.Ayet
Mekke
21
416
Andolsun, biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik. Sen de kitaba (Kur’an’a) kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık. Şanım hakkı için muhakkak ki vaktiyle Musâya kitab vermiştik, şimdi de sen onun likasından şübheye düşme ve onu Beni İsraîl için bir hidayet rehberi kılmıştık Gerçekten biz Musa’ya Tevrat’ı verdik. Şimdi sen, ona kavuşmakdan dolayı şübhede olma, (Mi’raç gecesinde ona kavuşacaksın). Biz O’nu (Mûsa’yı), İsraîloğullarına bir hidayet rehberi yapmıştık. And olsun ki Musâ´ya kitab verdik. Sakın sen ona kavuşmakta şüphe etme. Biz onu (kendisine verdiğimiz kitabı) İsrail oğulları´na doğru yolu gösteren rehber kıldık. Andolsun ki biz Musâya o kitabı verdik. Şimdi sen ona kavuşmakdan şübhede olma. Biz onu İsrâîl oğullarına hidâyet (rehberi) yapmışdık. Ve andolsun ki Mûsâ´ya da kitap vermiştik, ona kavuşacağında şüphen olmasın ve biz, İsrailoğullarına o kitabı, doğru yolu gösteren bir rehber yapmıştık.
32-Secde Suresi

24.Ayet
Mekke

21
416
وَجَعَلْنَا مِنْهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا لَمَّا صَبَرُوا ۖ وَكَانُوا بِآيَاتِنَا يُوقِنُونَ -24
(Ve cealna minhüm elmmetey yehdune bi emrina lemma saberu ve kanu bi ayatina yukınun)
32-Secde Suresi
24.Ayet
Mekke
21
416
Sabredip âyetlerimize kesin olarak inandıkları zaman, içlerinden emrimizle doğru yola ileten önderler çıkardık. Ve içlerinden öncül imamlar yetiştirmiştik ki sabrettiklerinde emrimizle hidayet ediyorlardı ve âyetlerimize yakîn ile sarılmışlardı İsrâiloğullarından da, (dinlerinde) sabrettikleri için, emrimizle (insanları) doğru yola götürecek imamlar (önderler) yetiştirmiştik. Onlar, (Tevrat’daki) ayetlerimizi yakînen biliyorlardı. Onlardan bir kısmını sabrettikleri ve âyetlerimize kesinlikle inandıkları için emrimizle doğru yola irşâd eden önderler yaptık. İçlerinde de, sabır (ve sebat) etdikleri zaman emrimizle doğru yola sevk edecek rehberler ta´yîn etmişdik ve onlar âyetlerimizi çok iyi biliyorlardı. Ve içlerinden, sabrettikleri takdîrde onları, emrimizle doğru yola sevkedecek rehberler tâyin etmiştik ve onlar, delillerimize adamakıllı inanmışlardı.
32-Secde Suresi

25.Ayet
Mekke

21
416
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ -25
(İnne rabbeke hüve yafsılü beynehüm yevmel kıyameti fiyma kanu fıhi yahtelifun)
32-Secde Suresi
25.Ayet
Mekke
21
416
Şüphesiz Rabbin kıyamet günü, üzerinde ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda onlar arasında hüküm verecektir. Şimdi ihtilâf edib durdukları şeylerde hiç şübhesiz ki rabbın Kıyamet günü beyinlerini fasledecektir Şüphe yok ki Rabbin, (müminlerle kâfirlerin) aralarında, kıyamet günü, ihtilâf edip durdukları (dine ait) şeylerde hükmünü verecektir. Şüphesiz ki Rabbın onların ihtilâf ettikleri şeyler hakkında Kıyamet günü aralarında hükmedip (haklıyı haksızdan) ayırd edecektir. İhtilâf etmekde oldukları şeyler hakkında muhakkak ki Rabbin, (evet) O, kıyamet günü onların aralarında hükmedecekdir. Şüphe yok ki Rabbin, kıyâmet gününde, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında, aralarında hükmedecek.
32-Secde Suresi

26.Ayet
Mekke

21
416
أَوَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ أَهْلَكْنَا مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْقُرُونِ يَمْشُونَ فِي مَسَاكِنِهِمْ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ ۖ أَفَلَا يَسْمَعُونَ -26
(E ve lem yehdi lehüm kem ehlekna min kablihim minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayat e fe la yesmeun)
32-Secde Suresi
26.Ayet
Mekke
21
416
Yurtlarında gezip dolaştıkları nice nesilleri helâk etmiş olmamız, onlar için yol gösterici olmadı mı? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Hâlâ duymayacaklar mı? Daha irşad etmedi mi onları ki kendilerinden evvel nice karınlar helâk etmişiz, meskenlerinde geziyorlar, elbette bunda şübhesiz âyetler var, halâ kulak vermiyecekler mi? Biz, o Mekke kâfirlerinden önce nice nesiller helâk ettik. Kendileri de yurdlarında gezip duruyorlar. Bu, onları hidayete iletmedi mi? İşte bunlarda (önceki nesillere yaptığımız helâk işlerinde) elbette ibret alâmetleri vardır. Hâlâ dinlemiyecekler, nasihat kabul etmiyecekler mi? Kendilerinden önce yok ettiğimiz nice nesillerin yurtlarında gezip dolaşmaları onları doğru yola irşâd etmiyor mu ? Doğrusu bunda öğütler ve ibretler vardır. Hâlâ işitmiyorlar mı ? Biz onlardan evvel nice nesiller helak etdik. Yurdlarında kendileri de gezib duruyorlar. (Bu), onları hidâyete sevk etmedi mi? Bunlarda elbette ibretler vardır.. Haalâ dinlemeyecekler mi? Onları doğru yola sevketmez mi onlardan önce nice ümmetleri helâk etmemiz, onların yurtlarında gezip durmadalar; şüphe yok ki bunda deliller var elbet, hâlâ mı işitmezler?
32-Secde Suresi

27.Ayet
Mekke

21
416
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاءَ إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا تَأْكُلُ مِنْهُ أَنْعَامُهُمْ وَأَنْفُسُهُمْ ۖ أَفَلَا يُبْصِرُونَ -27
(E ve lem yerav enna nesukul mae ilel erdıl cüruzi fe nuhricü bihı zer´an te´kili mihü en´amühüm ve enfüsühüm e fe la yübsırun)
32-Secde Suresi
27.Ayet
Mekke
21
416
Görmediler mi ki, biz yağmuru kupkuru yere gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekinler çıkarırız. Hâlâ görmeyecekler mi? Ya hiç görmediler de mi? Biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz, ondan hayvanları da yiyor, kendileri de, hâlâ gözlerini açmıyacaklar mı? Görmediler mi ki, biz suyu çorak araziye sevk ediyoruz da onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri ekini bitiriyoruz. Hâlâ (bunların Allah’dan olduğunu) görmiyecekler mi? Görmediler mi ki, biz suyu kupkuru yere sevkedip onunla davarlarının ve kendilerinin yediği ekini (ürünü) çıkarıyoruz. Hâlâ görmüyorlar mı? Suyu kupkuru ve çorak yere sevk etdiğimizi, onunla gerek hayvanlarının, gerek kendilerinin kısmen yiyegeldikleri ekini çıkarmakda olduğumuzu da görmediler mi? Haalâ da görmeyecekler mi? Görmediler mi ki biz, suyu, kurak ve çorak yerlere akıtırız da o sayede hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri otları bitiririz; hâlâ mı görmezler?
32-Secde Suresi

28.Ayet
Mekke

21
416
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْفَتْحُ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -28
(Ve yekulune meta hazal fethu in küntüm sadikıyn)
32-Secde Suresi
28.Ayet
Mekke
21
416
“Eğer doğru söyleyenler iseniz, şu fetih ne zamanmış?” diyorlar. (28-29) Bir de ne vakıt o fetih eğer doğru iseniz? diyorlar. De ki; küfredenlere o fetih günü iymanları faide vermez ve onlara göz açtırılmaz Bir de: “- Bu (Mekke) fethi ne zaman, eğer doğru söyliyenlerseniz?” diyorlar. Ve diyorlar ki, «eğer doğru sözlülerden iseniz, o (bahsettiğiniz) fetih günü ne zaman ?» Diyorlar ki: «Eğer doğru söyleyiciler iseniz o fetih ne zaman»? Ve derler ki: Doğru söylüyorsanız ne vakit olacak bu fetih?
32-Secde Suresi

29.Ayet
Mekke

21
416
قُلْ يَوْمَ الْفَتْحِ لَا يَنْفَعُ الَّذِينَ كَفَرُوا إِيمَانُهُمْ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ -29
(Kul yevmel fethı la yenfeullezıne keferu iymanühüm ve la hüm yünzarun)
32-Secde Suresi
29.Ayet
Mekke
21
416
De ki: “Fetih (Kıyamet) günü, inkâr edenlere iman etmeleri fayda vermeyecektir. Onlara göz de açtırılmayacaktır.” (28-29) Bir de ne vakıt o fetih eğer doğru iseniz? diyorlar. De ki; küfredenlere o fetih günü iymanları faide vermez ve onlara göz açtırılmaz (Ey Rasûlüm), de ki: “- Fetih günü, o kâfirlere imanları fayda vermiyecek, onlara gözde açtırılmıyacaktır. De ki: Fetih günü, küfredenlere inanmaları artık fayda vermez ve onlara mühlet de verilmez. Sen de söyle «Fetih günü, o kâfirlere îmanları fâide vermeyecek, kendileri (nin yüzlerin) e de bakılmayacak». De ki: Fetih günü, kâfir olanlar imana gelseler de faydası yok ve onlara mühlet de verilmeyecek.
32-Secde Suresi

30.Ayet
Mekke

21
416
فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَانْتَظِرْ إِنَّهُمْ مُنْتَظِرُونَ -30
(Fe a´rıd anhüm ventezır innehüm müntezırun)
32-Secde Suresi
30.Ayet
Mekke
21
416
Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar. Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar gözetiyorlar Şimdi o kâfirlerden yüz çevir de (kendilerine inecek azabı) gözet; çünkü onlar (senin helâkini) bekleyip duruyorlar. Artık sen onlardan yüzçevir ve bekle; onlar da beklemekteler. Artık onlardan yüz çevir, (inecek azâblarını) bekle. Çünkü onlar bekleyicidirler. Artık yüz çevir onlardan ve bekle; şüphe yok ki onlar da beklemedeler.

KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

A  B  C  D  E  F  G  H  İ  K  L  M  N  R  S  Ş  T  V  Y  Z


KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021