78-Nebe Suresi Ayet Mealleri KUR'AN-I KERİM 78-Nebe Suresideki 40 Ayeti Kerime ve Mealleri
    KUR'AN-I KERİM 78-Nebe Suresideki 40 Ayeti Kerime ve Mealleri  بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
ARAPÇA
OKUNUŞU
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
DİYANET VAKFI ELMALILI ALI FIKRI YAVUZ CELAL YILDIRIM HASAN BASRI CANTAY ABDULBAKİ GOLPINARLI
78-Nebe Suresi

1.Ayet
Mekke

30
581
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ -1
(Amme yetesaelune.)
78-Nebe Suresi
1.Ayet
Mekke
30
581
Birbirlerine neyi soruyorlar? Neden soruşturuyorlar? (Müşrikler) hangi (büyük) şeyden birbirlerine soruyorlar? Birbirlerinden neyi soruyorlar ? Onlar birbirlerine neyi soruşduruyorlar? Neyi birbirlerine sorup dururlar?
78-Nebe Suresi

2.Ayet
Mekke

30
581
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ -2
(Aninnebeil´azıymi.)
78-Nebe Suresi
2.Ayet
Mekke
30
581
(2-3) Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)? O büyük nübüvvet haberinde (2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük haberden (öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?) (2-3) Hakkında görüş ayrılığına düştükleri çok önemli haberi mi ? (2-3) Hakkında ihtilâf edici oldukları o büyük haberi (mi)? Pek ulu haberi.
78-Nebe Suresi

3.Ayet
Mekke

30
581
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ -3
(Elleziy hum fiyhi muhtelifune.)
78-Nebe Suresi
3.Ayet
Mekke
30
581
(2-3) Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)? Ki onlar onda ıhtilâfa düşüyorlar (2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük haberden (öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?) (2-3) Hakkında görüş ayrılığına düştükleri çok önemli haberi mi ? (2-3) Hakkında ihtilâf edici oldukları o büyük haberi (mi)? Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir.
78-Nebe Suresi

4.Ayet
Mekke

30
581
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ -4
(Kella seya´lemune.)
78-Nebe Suresi
4.Ayet
Mekke
30
581
Hayır, ileride bilecekler. Hayır ileride bilecekler Hayır, (ihtilâfa lüzum yok, iş dedikleri gibi değil). İleride (kıyamet günü, inkârlarının akıbetini) bilecekler. Hayır, (görüş ayrılığına gerek yok) ileride bilecekler. Hayır (ihtilâfa ve soruşdurmıya hacet yok), ileride (onu) bilecekler. Hayır, bilirler yakında.
78-Nebe Suresi

5.Ayet
Mekke

30
581
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ -5
(Sümme kella seya´lemune)
78-Nebe Suresi
5.Ayet
Mekke
30
581
Yine hayır; ileride bilecekler. Hayır, hayır ileride bilecekler Hayır hayır, ileride bilecekler. Hayır, hayır, (hiç gerek yok, elbette) ileride bilecekler. Yine hayır, ileride bilecekler onlar. Gene de hayır, bilirler yakında.
78-Nebe Suresi

6.Ayet
Mekke

30
581
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا -6
(Elem nec´alil´arda mihaden.)
78-Nebe Suresi
6.Ayet
Mekke
30
581
(6-7) Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Değil mi ki biz arzı bir döşek yaptık Biz, yapmadık mı arzı bir döşek, Yeryüzünü bir döşek, (6-7) Biz yeri bir beşik, dağları kazıklar yapmadık mı? Yeryüzünü, hazır bir yaygı olarak yaymadık mı?
78-Nebe Suresi

7.Ayet
Mekke

30
581
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا -7
(Velcibale evtaden.)
78-Nebe Suresi
7.Ayet
Mekke
30
581
(6-7) Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Ve dağları birer kazık Dağları da birer kazık? Dağlan (yerin bir bakıma dengesini sağlayan) kazıklar yapmadık mı ? (6-7) Biz yeri bir beşik, dağları kazıklar yapmadık mı? Ve dağları, çiviler gibi çaktık.
78-Nebe Suresi

8.Ayet
Mekke

30
581
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا -8
(Ve halaknakum ezvacen.)
78-Nebe Suresi
8.Ayet
Mekke
30
581
Sizleri (erkekli dişili) eşler hâlinde yarattık. Ve sizleri çift çift yarattık Sizleri de (erkek-dişi) çift çift yarattık. Sizi çift çift (kadın-erkek) yarattık. Sizi çift çift yaratdık. Ve sizi, çift çift yarattık.
78-Nebe Suresi

9.Ayet
Mekke

30
581
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا -9
(Ve ce´alna nevmekum subaten.)
78-Nebe Suresi
9.Ayet
Mekke
30
581
Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık. Ve uykunuzu bir sübat yaptık Uykunuzu ise, bir dinlenme yaptık. Uykunuzu, dinlenmenizi sağlayıcı kıldık. Uykunuzu dinlenme yapdık. Ve uykunuzu, vakitli bir istirâhat zamânı kıldık.
78-Nebe Suresi

10.Ayet
Mekke

30
581
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا -10
(Ve ce´alnelleyle libasen.)
78-Nebe Suresi
10.Ayet
Mekke
30
581
Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık. Ve geceyi bir libas yaptık Geceyi bir örtü yaptık. Geceyi bir örtü, Geceyi örtü kıldık. Ve geceyi, her şeyi örten bir örtü yaptık.
78-Nebe Suresi

11.Ayet
Mekke

30
581
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا -11
(Ve ce´alnennehare me´aşen.)
78-Nebe Suresi
11.Ayet
Mekke
30
581
Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık. Ve gündüzü bir meaş yaptık Gündüzü ise, geçim vakti kıldık. Gündüzü, geçiminizi kazanmanıza uygun kıldık. Gündüzü maişet vakti yapdık. Ve gündüzü de geçim zamânı.
78-Nebe Suresi

12.Ayet
Mekke

30
581
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا -12
(Ve beneyna fevkakum seb´an şidaden.)
78-Nebe Suresi
12.Ayet
Mekke
30
581
Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik. Ve üstünüze yedi sağlam bina çattık Üstünüze, yedi sağlam gök bina ettik. Üstünüzde yedi sağlam gök meydana getirdik. Üstünüze sağlam sağlam yedi (gök) bina etdik. Ve üstünüzde, yedi sağlam yapı kurduk.
78-Nebe Suresi

13.Ayet
Mekke

30
581
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا -13
(Ve ce´alna siracen vehhacen.)
78-Nebe Suresi
13.Ayet
Mekke
30
581
Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık. Ve içlerine şa´şaalı parıl parıl bir kandil astık İçlerinde parıl parıl ışıldayan bir kandil (güneş) astık. (Onda) alabildiğine yanıp tutuşarak parlak ışık veren bir kandil (Güneş)i var kıldık. (Ona) parıl parıl parıldayan bir kandil asdık. Ve yalım yalım yanan bir kandil yarattık.
78-Nebe Suresi

14.Ayet
Mekke

30
581
وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا -14
(Ve enzelna minelmu´sırati maen seccacen.)
78-Nebe Suresi
14.Ayet
Mekke
30
581
(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık. Ve o mu´sıralardan şarıl şarıl bir su indirdik Rüzgârların sıkıştırıp yoğunlaştırdığı bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik; (14-15-16) (Rüzgârın te´siriyle) sıkışıp yoğunlaşan bulutlardan döne ve (çeşitli) bitki çıkarmak; sarmaşık bahçeler yetiştirmek için bol bol yağmur indirdik. O sıkıcı mengenelerden de şarıl şarıl su indirdik, Ve sıkılan bulutlardan şarıl şarıl sular akıttık.
78-Nebe Suresi

15.Ayet
Mekke

30
581
لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا -15
(Linuhrice bihi habben ve nebaten.)
78-Nebe Suresi
15.Ayet
Mekke
30
581
(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık. Çıkaralım diye onunla taneler ve otlar Onunla çıkaralım diye, daneler, otlar, (14-15-16) (Rüzgârın te´siriyle) sıkışıp yoğunlaşan bulutlardan döne ve (çeşitli) bitki çıkarmak; sarmaşık bahçeler yetiştirmek için bol bol yağmur indirdik. (15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye. Akıttık da o sâyede tohumları, otları.
78-Nebe Suresi

16.Ayet
Mekke

30
581
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا -16
(Ve cennatin elfafen.)
78-Nebe Suresi
16.Ayet
Mekke
30
581
(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık. Ve sarmaş dolaş bağlar bağçeler Sarmaş dolaş bağlar, bahçeler... (14-15-16) (Rüzgârın te´siriyle) sıkışıp yoğunlaşan bulutlardan döne ve (çeşitli) bitki çıkarmak; sarmaşık bahçeler yetiştirmek için bol bol yağmur indirdik. (15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye. Ve birbirine sarmaş dolaş bahçeleri, bağları meydana getirdik.
78-Nebe Suresi

17.Ayet
Mekke

30
581
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا -17
(İnne yevmelfasli kane miykaten.)
78-Nebe Suresi
17.Ayet
Mekke
30
581
Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir. Şübhesiz ki o fasıl günü bir miykat olmuştur Şüphesiz ki, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) o fâsıl günü (kıyamet) muayyen bir vakit olmuştur. Şüphesiz ki (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden, haklıyı haksızdan) ayırd etme günü (Allah katında) belirlenmiş bir vakittir. Şübhe yok ki o (hak ile batılı) ayırd etme ve hukûm verme günü ta´yîn edilmiş bir vakıtdır, Şüphe yok ki ayırma gününün vakti de tâyin edilmiştir.
78-Nebe Suresi

18.Ayet
Mekke

30
581
يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا -18
(Yevme yunfehu fiyssuri fete´tune efvacen.)
78-Nebe Suresi
18.Ayet
Mekke
30
581
Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz. O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc Sûr’a üfürüleceği o gün, (mezarlardan kalkıp mahşere) bölük bölük gelirsiniz. Sûr´a üfürüleceği gün gruplar hâlinde gelirsiniz. o gün «Suur» a üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz, O gün Sûr üfürülür de gelirsiniz bölük bölük.
78-Nebe Suresi

19.Ayet
Mekke

30
581
وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا -19
(Ve futihatissemau fekanet ebvaben.)
78-Nebe Suresi
19.Ayet
Mekke
30
581
Gök açılır ve kapı kapı olur. Semâ da açılmış olmuştur ebvab Bir de, sema açılmış da kapı kapı olmuştur. Gökler açılacak, kapı kapı olacak. (o gün) gök açılmış, kapı kapı olmuş, Ve gök açılmış, kapılar haline gelmiştir.
78-Nebe Suresi

20.Ayet
Mekke

30
581
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا -20
(Ve suyyiretilcibalu fekanet seraben.)
78-Nebe Suresi
20.Ayet
Mekke
30
581
Dağlar yürütülür, serap hâline gelir. Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab Dağlar yürütülmüş de bir serap olmuştur, (yerlerinde yeller esmektedir). Dağlar yerinden kopup yürütülecek, (tuz-buz olup) seraba dönecek. dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir. ve dağlar yürütülmüş, serâba dönmüştür.
78-Nebe Suresi

21.Ayet
Mekke

30
581
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا -21
(İnne cehenneme kanet mirsaden)
78-Nebe Suresi
21.Ayet
Mekke
30
581
(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir. Şübhesiz ki Cehennem olmuştur mırsad Muhakkak ki cehennem, (melekler tarafından kâfirleri) bir gözetleme yeridir. (21-22) Cehennem, hiç şüphesiz ki bir pusu, azgın sapıkların varıp döneceği bir yerdir. Şübhesiz ki cehennem bir pusudur. Şüphe yok ki cehennem pusudadır.
78-Nebe Suresi

22.Ayet
Mekke

30
581
لِلطَّاغِينَ مَآبًا -22
(Littağıyne meaben.)
78-Nebe Suresi
22.Ayet
Mekke
30
581
(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir. Azgınlar için bir meâb Kâfirler için bir dönüş yeridir. (21-22) Cehennem, hiç şüphesiz ki bir pusu, azgın sapıkların varıp döneceği bir yerdir. Azgınların dönüb dolaşıb girecekleri bir yerdir. Azanlara dönüp varılacak son yerdir.
78-Nebe Suresi

23.Ayet
Mekke

30
581
لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا -23
(Labisiyne fiyha ahkaben.)
78-Nebe Suresi
23.Ayet
Mekke
30
581
(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir. Devirlerce içinde kalacaklar Nice devirler boyunca içinde kalacaklar... Orada uzun süre kalacaklar. Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar, Yıllar boyunca kalırlar orada.
78-Nebe Suresi

24.Ayet
Mekke

30
581
لَا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا -24
(La yezukune fiyha berden ve la şeraben.)
78-Nebe Suresi
24.Ayet
Mekke
30
581
Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar! Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarab Orada ne bir serinlik tadacaklar ne de içilecek bir şey! (24-25-26) Ne serinlik, ne de (serin, tatlı bir) içecek tadacaklar, (amellerine) uygun bir ceza olarak sadece kaynar su ve bir de irinli, çok soğuk bir su içecekler. orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tatmayacaklar. Ne bir serinlik tadarlar, ne içilecek bir şey.
78-Nebe Suresi

25.Ayet
Mekke

30
581
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا -25
(İlla hamiymen ve ğassakan.)
78-Nebe Suresi
25.Ayet
Mekke
30
581
(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler. Ancak bir hamîm ve bir gassak Bir kaynar su ve irin içecekler. (24-25-26) Ne serinlik, ne de (serin, tatlı bir) içecek tadacaklar, (amellerine) uygun bir ceza olarak sadece kaynar su ve bir de irinli, çok soğuk bir su içecekler. Sâde bir kaynar su, bir de irin (içeceklerdir), Ancak bir kaynar su, ancak bir kan ve irin.
78-Nebe Suresi

26.Ayet
Mekke

30
581
جَزَاءً وِفَاقًا -26
(Cezaen vifakan.)
78-Nebe Suresi
26.Ayet
Mekke
30
581
(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler. Bir ceza ki bervechi vifak Bir ceza ki, (işledikleri amellere) uygun... (24-25-26) Ne serinlik, ne de (serin, tatlı bir) içecek tadacaklar, (amellerine) uygun bir ceza olarak sadece kaynar su ve bir de irinli, çok soğuk bir su içecekler. (Amellerine) uyaun bir ceza olarak. Bir cezâdır ki tam uygun.
78-Nebe Suresi

27.Ayet
Mekke

30
581
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا -27
(İnnehum kanu la yercune hısaben.)
78-Nebe Suresi
27.Ayet
Mekke
30
581
Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı. çünkü ummazlardı onlar hiç bir hisab Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini hiç ummuyorlardı, Çünkü onlar hiç de hesabı ummazlardı. Çünkü onlar hiçbir hisâb ummuyorlardı, Şüphe yok ki onlar, hiçbir soru ummazlardı.
78-Nebe Suresi

28.Ayet
Mekke

30
581
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا -28
(Ve kezzebu biayatina kizzaben.)
78-Nebe Suresi
28.Ayet
Mekke
30
581
Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı. Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab Âyetlerimizi de alabildiklerine yalanlamışlardı. Âyetlerimizi yalan saydılar da saydılar. bizim âyetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı. Ve delillerimizi boyuna yalanlarlardı.
78-Nebe Suresi

29.Ayet
Mekke

30
581
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا -29
(Ve kulle şey´in ahsaynahü kitaben.)
78-Nebe Suresi
29.Ayet
Mekke
30
581
Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik. Her şey´i ise biz ıhsa etmiş bir kitaba geçirmişiz Biz ise, her şeyi (Levh-i Mahfûz’da) yazıp tesbit ettik. Biz herşeyi (bir bir) sayıp kitaba geçirmişizdir. Biz ise her şey´i yazıb saymışızdır. Ve biz her şeyi bir bir sayıp yazdık.
78-Nebe Suresi

30.Ayet
Mekke

30
581
فَذُوقُوا فَلَنْ نَزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا -30
(Fezuku felen neziydekum illa ´azaben.)
78-Nebe Suresi
30.Ayet
Mekke
30
581
Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.” Artık tadınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz (O kâfirlere şöyle denilir): Şimdi tadın, artık size azap artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz. Artık hep (bu azabı) tadın, size elbette azâbdan başka bir şey artırmıyacağız. (Onlara şöyle denilir:) «İşte tadın (cezanızı)! Artık size azâb (ınız) ı artırmakdan başka bir şey yapmayacağız». Artık tadın, ancak azâbınızı arttırırız sizin.
78-Nebe Suresi

31.Ayet
Mekke

30
582
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا -31
(İnne lilmuttekıyne mefazen.)
78-Nebe Suresi
31.Ayet
Mekke
30
582
(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. Şübhesiz ki korunanlara halâs ve kâm var Şüphesiz takva sahiblerine (her türlü kederden) kurtuluş (cennet) var. (31-32-33-34) (Allah´tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. Şübhesiz takva saahibleri için (her korkudan) selâmet (ve her arzuuya) vuslet vardır. Şüphe yok ki çekinenlere bir kurtuluş, bir kutluluk ve murâda eriş yeri var.
78-Nebe Suresi

32.Ayet
Mekke

30
582
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا -32
(Hadaika ve a´naben.)
78-Nebe Suresi
32.Ayet
Mekke
30
582
(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. Hadîkalar var, üzümler var Bahçeler var, üzümler var; (31-32-33-34) (Allah´tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. (Ya o) bağçeler, üzüm bağları, Bahçeler, üzümler.
78-Nebe Suresi

33.Ayet
Mekke

30
582
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا -33
(Ve keva´ıbe etraben.)
78-Nebe Suresi
33.Ayet
Mekke
30
582
(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. Ve turunç sîneli yaşıtlar var Aynı yaşta tomurcuk sîneliler, (31-32-33-34) (Allah´tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar, Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.
78-Nebe Suresi

34.Ayet
Mekke

30
582
وَكَأْسًا دِهَاقًا -34
(Ve ke´sen dihakan.)
78-Nebe Suresi
34.Ayet
Mekke
30
582
(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. Ve bir dolgun peymâne var Hem dolgun kadehler var... (31-32-33-34) (Allah´tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. dolu kadeh (ler)! Ve dopdolu kadeh.
78-Nebe Suresi

35.Ayet
Mekke

30
582
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا -35
(La yesme´une fiyha lağven ve la kizzaben.)
78-Nebe Suresi
35.Ayet
Mekke
30
582
Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan. Orada ne boş bir lâf işitirler ne de bir tekzîb Orada ne boş bir lâf işitilir, ne de bir yalan... Orada ne boş-anlamsız söz, ne de yalan işitirler. Orada ne boş bir lâkırdı, ne de birbirine yalan söyleme (nedir) işitmezler. Ne boş bir söz duyarlar orada, ne birbirlerini yalanlama.
78-Nebe Suresi

36.Ayet
Mekke

30
582
جَزَاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا -36
(Cezaen min rabbike ´ataen hısaben.)
78-Nebe Suresi
36.Ayet
Mekke
30
582
(36-38) Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir. Bir karşılık ki rabbından atâ, yeter mi yeter (Bu, takva sahiplerinin işledikleri güzel amellere) bir karşılık ki, Rabbinden, bir ihsandır; yeter mi yeter... Rabbından bir mükâfat, yeterli bir bağıştır (bunlar)! (Bunlar) Rabbinden bir mükâfat ve yeter bir bağış olarak (verilir). Rabbinden, fazlasıyle bir lütuf ve ihsân.
78-Nebe Suresi

37.Ayet
Mekke

30
582
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا -37
(Rabbissemavati vel´ardı ve ma beynehumerrahmani la yemlikune minhu hıtaben.)
78-Nebe Suresi
37.Ayet
Mekke
30
582
(36-38) Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir. O Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbı, Rahman, bir hıtaba malik olamazlar ondan O, göklerle yerin ve bütün aralarındakilerin Rabbidir; Rahmân’dır: O’na hiç bir sözde (ve itirazda) bulunamazlar. O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, Rahmân´dır; O´na söz söylemeye güç getiremezler. (Evet) göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbi, rahmeti umuuma yaygın olan (Allah) dan (bir mükâfat ve yeter bir bağışdır bu. Mahluklar) Ona hitabda bulunmıya asla muktedir olamazlar, Göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir rahman, onun hitâbına nâil olmazlar.
78-Nebe Suresi

38.Ayet
Mekke

30
582
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا -38
(Yevme yekumurruhu velmelaiketu saffen la yetekellemune illa men ezine lehurrahmanu ve kale savaben.)
78-Nebe Suresi
38.Ayet
Mekke
30
582
(36-38) Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir. O gün ki Kıyama duracak Ruh ve Melâike saf saf. Bir kelime söyliyemezler, o kimseden başka ki o Rahman ona izin vermiş o da savabı söylemiştir O gün Cebrâil ve melekler saf halinde duracaklar. Rahmân’ın, kendisine izin verip de doğruyu söylemiş olandan başkaları bir kelime söyliyemiyecekler... O gün o (büyük) Ruh (Melek Cebrail) ve melekler ayakta saf hâlinde duracaklar. Rahmân´ın izin verdiklerinin dışında kimseler konuşamıyacak. İzin verilen de ancak doğruyu söyleyecek. O gün Ruuh ve melekler saf haalinde ayakda duracakdır. Rahmeti umuuma yaygın olan (Allah) ın, kendilerine izin verdiğinden başkaları (o gün) konuşmazlar. O (nlar) da (ancak) doğruyu söylemiş (ler) dir (söyleyeceklerdir). O gün, Rûh ve melekler, saf saf dururlar; konuşamazlar, ancak rahmânın izin verdiği konuşur ve gerçek söyler.
78-Nebe Suresi

39.Ayet
Mekke

30
582
ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا -39
(Zalikelyevmulhakku femen şaettehaze ila rabbihi meaben.)
78-Nebe Suresi
39.Ayet
Mekke
30
582
İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol tutar. O gün ki haktır, o halde dileyen Rabbına varacak bir yüz edinsin İşte bu kıyamet, çaresiz vuku bulacak gündür. Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol edinsin, (iman edip itaatten ayrılmasın). İşte hakk olan gün, budur. Arzu eden kimse Rabbına bir varış yolu edinsin ! İşte bu, hak olan o gündür. O halde dileyen kişi Rabbine bir dönüş ve gidiş yeri edinsin. Bugün, gerçektir, artık dileyen, dönüp Rabbinin tapısına varmaya bir vesîle edinir.
78-Nebe Suresi

40.Ayet
Mekke

30
582
إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا -40
(İnna enzernakum ´azaben kariyben yevme yenzurulmer´u ma kaddemet yedahu ve yekululkafiru ya leyteniy kuntu turaben.)
78-Nebe Suresi
40.Ayet
Mekke
30
582
Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, “Keşke toprak olaydım!” diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık. Çünkü biz size yakın bir azâbı ıhtar ettik, o gün ki kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve diyecek ki kâfir: ah nolaydı ben bir türâb olaydım Çünkü biz, size, (ahirette olacak) yakın bir azabı haber verdik. O gün kişi, ellerinin kazanıp öne (ahirete) gönderdiği amellere bakacak ve kâfir şöyle diyecektir: “- Ah ne olurdu, ben bir toprak olaydım!...” Doğrusu biz, sizi yakın bir azâb ile uyardık; o gün, kişi, ellerinin önden gönderdiğine bakacak. Hakk´ı inkâr eden ise, (büyük bir pişmanlık içinde) «keşke (bugün) toprak olaydım !» diyecek. Çünkü hakıykaten biz size yakın bir azabın tehlikesini haber verdik. O gün (her) kes iki elinin önden yolladığı ne ise (ona) bakacak, kâfir ise «Ah, ne olurdu ben bir toprak olaydım» diyecek. Şüphe yok ki biz sizi, yakın bir azapla korkutmadayız; o gün kişi, elleriyle hazırladığına bakar ve kâfir de ne olurdu der, keşke toprak olaydım.

KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

A  B  C  D  E  F  G  H  İ  K  L  M  N  R  S  Ş  T  V  Y  Z


KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021