KUR'AN-I KERİM 79-Nazi'at Suresideki 46 Ayeti Kerime ve Mealleri | بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
ARAPÇA OKUNUŞU |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
DİYANET VAKFI | ELMALILI | ALI FIKRI YAVUZ | CELAL YILDIRIM | HASAN BASRI CANTAY | ABDULBAKİ GOLPINARLI |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
79-Nazi'at Suresi
1.Ayet Mekke 30 582 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا
-1
(Vennazi´ati ğarken.) |
79-Nazi'at Suresi
1.Ayet Mekke 30 582 |
Andolsun (kâfirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara, | O daldırıp nez´ edenlere | Kasem olsun, (kâfirlerin ruhlarını tâ) derinliklerden çekip şiddetle çıkaran meleklere; | And olsun o tutup boğarcasına çekip alanlara, | Andolsun (kâfirlerin cesedlerine) boğulmuş olan ruuhlarını tâ derinlikler (in) den söküb koparan, | Andolsun şiddetle çekip alanlara. |
79-Nazi'at Suresi
2.Ayet Mekke 30 582 |
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا
-2
(Vennaşitati neştan.) |
79-Nazi'at Suresi
2.Ayet Mekke 30 582 |
Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara, | Ve usulcacık çekenlere | (Müminlerin canlarını) o usulcacık çekenlere, | O hafif dokunup usulca alanlara. | (mü´minlerin canını ise) rıfk ile çıkaran (ölüm melek) lerine, | Ve neşeli neşeli yürüyenlere. |
79-Nazi'at Suresi
3.Ayet Mekke 30 582 |
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا
-3
(Vessabihati sebhan.) |
79-Nazi'at Suresi
3.Ayet Mekke 30 582 |
Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere, | Ve yüzüp yüzüp gidenlere | (Dalgıçlar denizden inci çıkarır gibi,) yüzüp (müminlerin ruhlarını rahatça alarak) gidenlere, | Yüzdükçe yüzenlere, | andolsun (dalgıç yüzer gibi) yüzüb (ve gökden inib) de, | Ve yüze yüze gidenlere. |
79-Nazi'at Suresi
4.Ayet Mekke 30 582 |
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا
-4
(Fessabikati sebkan.) |
79-Nazi'at Suresi
4.Ayet Mekke 30 582 |
Derken, öne geçenlere, | Derken yarışıp geçenlere | (Müminlerin ruhlarını cennete, kâfirlerinkini ateşe götürmekte) koşup yarışanlara, | Yarıştıkça yarışanlara, | (kâfirlerin ruhlarını cehenneme, mü´minlerinkini cennete götürmekde) öncül olarak koşan, | Ve herkesi geçenlere. |
79-Nazi'at Suresi
5.Ayet Mekke 30 582 |
فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا
-5
(Felmudebbirati emren.) |
79-Nazi'at Suresi
5.Ayet Mekke 30 582 |
Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz). | Derken bir emir çevirenlere kasem olsun ki (Kıyamet var) | Bir de (kullara ait) işi tedbir edenlere ki, (kıyamet var, öldükten sonra dirilip hesaba çekileceksiniz). | İşi yönetip yönlendirenlere.. | bir de (dünyânın) işi (ni) tedbîr eden (diğer melek) ler (zümresin) e (ki muhakkak hepiniz tekrar dirileceksiniz). | Ve işi tedbîrle yapanlara. |
79-Nazi'at Suresi
6.Ayet Mekke 30 582 |
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ
-6
(Yevme tercufurracifetu.) |
79-Nazi'at Suresi
6.Ayet Mekke 30 582 |
(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir. | O gün ki sarsar râcife | O gün (Sûra) ilk üfürüş şiddetle sarsacak, | O gün (yeri) sarsan sarsacak. | O gün sarsan sarsacak, | O gün, bir sarsıntıdır, sarsar. |
79-Nazi'at Suresi
7.Ayet Mekke 30 582 |
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ
-7
(Tetbe´uherradifetu.) |
79-Nazi'at Suresi
7.Ayet Mekke 30 582 |
(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir. | Onu velyeder o râdife | Onu ikinci üfürüş takib edecek. | Ardı sıra bir diğeri izleyecek. | onun ensesine binecek olan da ardından gelecek. | Ardından bir sarsıntı daha gelir çatar. |
79-Nazi'at Suresi
8.Ayet Mekke 30 582 |
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ
-8
(Kulubun yevmeizin vacifetun.) |
79-Nazi'at Suresi
8.Ayet Mekke 30 582 |
O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır. | Yürekler o gün oynar kaygıdan | (İnkârcı) kalbler, o gün ürperip hoplar yerinden; | Kalbler o gün (titreyip) yerinden oynayacak. | O gün kalbler (korku ile) titreyecek, | Yürekler, belinleyip korkar. |
79-Nazi'at Suresi
9.Ayet Mekke 30 582 |
أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ
-9
(Ebsaruha haşi´atun.) |
79-Nazi'at Suresi
9.Ayet Mekke 30 582 |
Onların gözleri (korku ile) inecektir. | Gözleri kalkmaz saygıdan | (Bu kalblerin sahiblerinin) gözleri, korkudan zillet içindedir. | Gözleri saygı ile yere bakıp kalacak. | (saahiblerinin) gözleri zilletle eğilecekdir. | Gözleri yere dikilir. |
79-Nazi'at Suresi
10.Ayet Mekke 30 582 |
يَقُولُونَ أَإِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ
-10
(Yekulune einna lemerdudune fiylhafireti.) |
79-Nazi'at Suresi
10.Ayet Mekke 30 582 |
Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisin geriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?” | Diyorlar ki: biz, gerçek döndürülecek miyiz o hufrede | Kâfirler (dünyada öldükten sonra dirilmeyi inkâr ederek) şöyle diyorlar: “- Biz mi, sahiden (öldükten sonra) evvelki hale döndürüleceğiz? | (10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!» | Onlar derler ki: «Biz mi saahiden eski haale döndürülmüş olacağız»? | Onlar derler ki: Çukura atıldıktan sonra mı dirileceğiz de çıkacağız? |
79-Nazi'at Suresi
11.Ayet Mekke 30 582 |
أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةً
-11
(Eiza kunna ´ızamen nehıreten.) |
79-Nazi'at Suresi
11.Ayet Mekke 30 582 |
“Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?” | Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vaktı ha? | Çürüyüp ufalanmış kemikler olduğumuz zaman mı?” | (10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!» | «Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?» | Ufalanmış bir kemik yığını hâline geldikten sonra mı olacak bu iş? |
79-Nazi'at Suresi
12.Ayet Mekke 30 582 |
قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ
-12
(Kalu tilke izen kerretun hasiretun.) |
79-Nazi'at Suresi
12.Ayet Mekke 30 582 |
“Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler. | O dediler: o halde husranlı bir dönüş | (Müminlerle alay ederek) dediler ki: “- O halde bu (dirilme) hüsranlı bir dönüş!” | «O takdirde bu zararlı bir dönüştür..» derler. | Dediler: «Öyle ise bu (yeni hayâta dönüş) ziyanlı bir dönüşdür». | Öyleyse derler, bu, pek ziyanlı bir dönüş. |
79-Nazi'at Suresi
13.Ayet Mekke 30 582 |
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ
-13
(Feinnema hiye zecretun vahıdetun.) |
79-Nazi'at Suresi
13.Ayet Mekke 30 582 |
Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir. | Fakat o zorlu bir kumandadır | (Ey kâfirler, bunu zor ve uzak bir iş görmeyin), muhakkak ki Sûra (son) üfürülüş, tek bir sayhadan ibarettir. | (Ama onların dirilip eski hallerine gelmesi için yetecek) bir tek haykırış!. | Fakat o, ancak bir tek haykırışdır. | Halbuki o, bir tek haykırış. |
79-Nazi'at Suresi
14.Ayet Mekke 30 582 |
فَإِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِ
-14
(Feiza hum bissahireti.) |
79-Nazi'at Suresi
14.Ayet Mekke 30 582 |
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler. | Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır | Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)... | Bir de bakarsın (hepsi) uyanık olarak toprağın üstündeler. | Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler. | Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar. |
79-Nazi'at Suresi
15.Ayet Mekke 30 582 |
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ
-15
(Hel etake hadiysu musa.) |
79-Nazi'at Suresi
15.Ayet Mekke 30 582 |
(Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi? | Geldi ya sana Musânın kıssası? | (Ey Rasûlüm), muhakkak ki sana Mûsa’nın haberi geldi. | Musa´nın hâdisesi (başından geçen kıssası) sana geldi değil mi ? | Sana (Habîbim) Musânın haberi geldi (değil) mi? | Gelmedi mi Mûsâ´ya âit söz sana? |
79-Nazi'at Suresi
16.Ayet Mekke 30 583 |
إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى
-16
(İz nadahu rabbuhu bilvadilmukaddesi tuven.) |
79-Nazi'at Suresi
16.Ayet Mekke 30 583 |
Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti: | O vakıt ki ona rabbı nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuva´da | Hani Rabbi ona, mukaddes Tuva vadisinde şöyle nida etmişti: | Hani Rabbi ona mukaddes vadi Tûvâ´da (şöyle) seslenmişti: | Hani Rabbi ona mukaddes «Tuvaa» vadisinde (şöyle) nida etmişdi : | Hani Rabbi, kutlu Tuvâ vâdisinde nidâ etmişti ona. |
79-Nazi'at Suresi
17.Ayet Mekke 30 583 |
اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ
-17
(İzheb ila fir´avne innehu tağa.) |
79-Nazi'at Suresi
17.Ayet Mekke 30 583 |
“Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.” | Haydi demişti git Firavne de, çünkü o pek azdı | “Haydi Firavûn’a git; çünkü o pek azdı.” | Fir´avn´a git, doğrusu o iyice azmıştır. | «Fir´avna git. Çünkü o, pek azmışdır». | Git Firavun´a, şüphe yok ki o, azdı. |
79-Nazi'at Suresi
18.Ayet Mekke 30 583 |
فَقُلْ هَلْ لَكَ إِلَىٰ أَنْ تَزَكَّىٰ
-18
(Fekul hel leke ila en tezekka.) |
79-Nazi'at Suresi
18.Ayet Mekke 30 583 |
“Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin? | De ki: ister misin temizlenesin? | (Ona) de ki: “- İster misin (küfürden) temizlenesin? | Ona de ki: «Arınmak ister misin ? | Onun için de ki : «(Küfürden, azgınlıkdan) temizlenmende meylin var mı senin»? | De ki: İster misin temizlenmeyi. |
79-Nazi'at Suresi
19.Ayet Mekke 30 583 |
وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ
-19
(Ve ehdiyeke ila rabbike fetahşa.) |
79-Nazi'at Suresi
19.Ayet Mekke 30 583 |
Seni Rabbine ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!” | Ve rabbına irşad edeyim de seni saygılanasın? | Seni Rabbine davet edeyim de (O’na) boyun eğesin? | Sana, Rabbına giden doğru yolu göstereyim de derin bir saygıyla korkup eğilesin.» | «Ve seni Rabbin (i tanıtmıya) irşâd edeyim ki (Ondan) korkasın». | Ve sana Rabbinin yolunu göstereyim de korkasın, saygı duyasın? |
79-Nazi'at Suresi
20.Ayet Mekke 30 583 |
فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَىٰ
-20
(Feerahul´ayetelkubra.) |
79-Nazi'at Suresi
20.Ayet Mekke 30 583 |
Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi. | Vardı ona o büyük mu´cizeyi de gösterdi. | (Mûsa vardı da) ona, büyük mucizeyi (asânın ejderha oluşunu) gösterdi. | Bunun üzerine Musa, ona o büyük mu´cizeyi gösterdi. | (Musa gitdi, teblîğ etdi) Ona o en büyük mu´cizeyi gösterdi. | Derken ona en büyük delîli göstermişti. |
79-Nazi'at Suresi
21.Ayet Mekke 30 583 |
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
-21
(Fekezzebe ve ´asa.) |
79-Nazi'at Suresi
21.Ayet Mekke 30 583 |
Fakat o, Mûsâ’yı yalanladı ve isyan etti. | Fakat o tekzîb etti, ısyan etti | Fakat o, (Mûsa’yı) yalanladı ve isyan etti. | Fir´avn (onu) yalanladı ve baş kaldırdı. | Fakat (Fir´avn Musâyı) yalanladı, (Allaha) ısyânetdi. | Oysa yalanlamıştı, karşı gelmişti. |
79-Nazi'at Suresi
22.Ayet Mekke 30 583 |
ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ
-22
(Summe edbere yes´a.) |
79-Nazi'at Suresi
22.Ayet Mekke 30 583 |
Sonra sırt dönüp koşarak gitti. | Sonra koşarak idbara gitti | Sonra (fesad peşine) koşarak (iman etmekten) yüz çevirdi. | Sonra da arkasını çevirip acele gitti. | Sonra da koşarak arkasını döndü. | Sonra da geri dönmüştü de koşup gitmişti. |
79-Nazi'at Suresi
23.Ayet Mekke 30 583 |
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
-23
(Fehaşere fenada.) |
79-Nazi'at Suresi
23.Ayet Mekke 30 583 |
Hemen (adamlarını) topladı ve onlara seslendi: | Derken mahşerini topladı da bağırdı: | Nihayet (sihirbazlarını, yahud ordusunu) topladı da çağırdı: | (Halkı) biraraya toplayıp seslendi : | Nihayet (sihirbazlarını, yahud ordusunu) topladı da bağırdı: | Derken halkı toplamıştı da bağırmıştı. |
79-Nazi'at Suresi
24.Ayet Mekke 30 583 |
فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ
-24
(Fekale ene rabbukumul´a´la.) |
79-Nazi'at Suresi
24.Ayet Mekke 30 583 |
“Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi. | Benim en yüksek rabbınız, dedi | “-Ben, en yüksek Rabbinizim.” dedi. | «Ben sizin en yüce tanrınızım !» dedi. | «İşte ben sizin en yüce Rabbinizim»! | Ben, sizin en yüce Rabbinizim demişti. |
79-Nazi'at Suresi
25.Ayet Mekke 30 583 |
فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَىٰ
-25
(Feehazehullahu nekalel´ahıreti vel´ula.) |
79-Nazi'at Suresi
25.Ayet Mekke 30 583 |
Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı. | Allah da onu tuttu sonuna önüne nekâl olmak üzere tenkîl ediverdi | Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi. | Bu yüzden Allah onu (öğüt ve ibret alınacak şekilde) Dünya ve Âhiret azâbıyla yakalayıverdi. | Bunun üzerine Allah onu hem âhiret, hem dünyâ azâbiyle yakaladı. | Derken Allah onu, dünyâda da, âhirette de azaplandırarak helâk etmişti. |
79-Nazi'at Suresi
26.Ayet Mekke 30 583 |
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ
-26
(İnne fiy zalike le´ubreten limen yahşa.) |
79-Nazi'at Suresi
26.Ayet Mekke 30 583 |
Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır. | Şübhesiz ki bunda bir ıbret var, saygı duyacaklar için | Muhakkak ki bunda bir ibret var, (Allah’dan) korkacak kimse için... | Şüphesiz ki bu hâdisede, Allah´tan saygı ile korkanlara ibret ve öğüt vardır. | Şübhe yok ki (Allahdan) korkacak kimse (ler) için bunda kat´î bir ibret vardır. | Şüphe yok ki bunda bir ibret var korkanlara. |
79-Nazi'at Suresi
27.Ayet Mekke 30 583 |
أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ ۚ بَنَاهَا
-27
(Eentum eşeddu halkan emissema´u benaha.) |
79-Nazi'at Suresi
27.Ayet Mekke 30 583 |
(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. | Siz mi daha çetinsiniz yaratılışça yoksa Sema mı? O «Allah» onu bina etti | (Sizce, öldükten sonra tekrar) sizi yaratmak mı çetin, yoksa semâ (yı yaratmak) mı? Allah onu bina etmiştir. | Sizi yaratmak mı daha zordur yoksa göğü yaratmak mı ? (Allah) onu inşâ edip var kılmıştır. (Hâlâ görmüyor musunuz?!) | Sizi (tekrar) yaratmak mı (sizce) daha güc, yoksa göğ (ü yaratmak) mı ki onu (Allah) bina etmişdir. | Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu. |
79-Nazi'at Suresi
28.Ayet Mekke 30 583 |
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا
-28
(Refe´a semkeha fesevvaha.) |
79-Nazi'at Suresi
28.Ayet Mekke 30 583 |
Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. | Boyuna irtifa´ verdi. Nizamına koydu | Tavanını yükseltti de, onu düzgün bir nizama koydu. | Tavanını yükseltti de ona (en uygun) düzen ve dengeyi sağladı. | Onun boyunu O yükseltdi. Derken ona bir nizaam verdi. | Tavanını yüceltti, düzüp koştu. |
79-Nazi'at Suresi
29.Ayet Mekke 30 583 |
وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا
-29
(Ve ağtaşe leyleha ve ahrece duhaha.) |
79-Nazi'at Suresi
29.Ayet Mekke 30 583 |
O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. | Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı | Gecesini karanlık yaptı, gündüzünü aydınlık... | Gecesini karanlık yaptı, kuşluğunu (aydınlık olarak) çıkardı. | Onun gecesini karardı, gündüzünü (aydınlığa) çıkardı. | Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı. |
79-Nazi'at Suresi
30.Ayet Mekke 30 583 |
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا
-30
(Vel´arda ba´de zalike dehaha.) |
79-Nazi'at Suresi
30.Ayet Mekke 30 583 |
Ardından yeri düzenleyip döşedi. | Ondan sonra da arzı döşedi | Bundan sonra (yer ve arkasından da gök yaratıldıktan sonra), arzı döşedi. | Arkasından da yeryüzünü döşeyip hazırladı. | Bundan sonra da yeri (ikaamete saalih bir halde) yayıb döşedi. | Ve yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi. |
79-Nazi'at Suresi
31.Ayet Mekke 30 583 |
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا
-31
(Ahrece minha aeha ve mer´aha.) |
79-Nazi'at Suresi
31.Ayet Mekke 30 583 |
Ondan suyunu ve merasını çıkardı. | Ondan suyunu ve mer´asını çıkardı | O arzdan suyunu ve otlağını çıkardı; | Ondan da suyunu ve otlağını (çeşit çeşit ağaç ve bitkilerini) çıkardı. | Ondan suyunu, otlağını çıkardı. | Oradan suyunu, otlağını çıkarıp meydana getirdi. |
79-Nazi'at Suresi
32.Ayet Mekke 30 583 |
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا
-32
(Velcibale ersaha.) |
79-Nazi'at Suresi
32.Ayet Mekke 30 583 |
Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. | Ve dağlarını oturttu | Dağları yerleştirdi, | Dağları dikip sağlamlaştırdı. | Dağları (nı sapasağlam) dikdi. | Ve dağlarını oturttu. |
79-Nazi'at Suresi
33.Ayet Mekke 30 583 |
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
-33
(Meta´an lekum ve lien´amikum.) |
79-Nazi'at Suresi
33.Ayet Mekke 30 583 |
Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı. | Sizin ve davarlarınızın intifa´ı için | Sizin ve davarlarınızın istifadesi için... | (Bütün bunları) size ve davarlarınıza yararlı geçimlik kılmıştır. | (Allah bunları) size ve davarlarınıza birer fâide olmak üzere (yapmışdır). | Sizin ve hayvanlarınızın faydası için. |
79-Nazi'at Suresi
34.Ayet Mekke 30 583 |
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ
-34
(Feiza caetittammetulkubra.) |
79-Nazi'at Suresi
34.Ayet Mekke 30 583 |
(34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar. | Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ» | Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit, | O güç getirilemiyecek büyük (Kıyamet) felâketi geldiği zaman ; | Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman, | Derken o pek büyük felâket gelip çatınca. |
79-Nazi'at Suresi
35.Ayet Mekke 30 583 |
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ مَا سَعَىٰ
-35
(Yevme yetezekkerul´insanu ma se´a.) |
79-Nazi'at Suresi
35.Ayet Mekke 30 583 |
(34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar. | O insanın neye koştuğunu anlıyacağı gün | O gün insan, (küfür olarak) ne yaptığını anlıyacaktır. | O gün insan ne için çalışıp çabaladığını hatırlayıp anlar. | İnsanın neye koşduğunu iyice anlayacağı gün, | İnsan, o gün anlar, hatırlar neye çalıştığını. |
79-Nazi'at Suresi
36.Ayet Mekke 30 583 |
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَنْ يَرَىٰ
-36
(Ve burrizetilcehıymu limen yera.) |
79-Nazi'at Suresi
36.Ayet Mekke 30 583 |
Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir. | Ve Cahîm hortlatıldığı vakıt, görür kimseler için | Bir de cehennem, her (gözü olub) görene açılmıştır, (o gün, onu herkes görecektir). | Cehennem de ortaya çıkıp görebilene görünür. | o alevli ateş (cehennem), görecek (her) kimseye apaçık gösterildiği (zaman). | Ve cehennem, belirtilir görene. |
79-Nazi'at Suresi
37.Ayet Mekke 30 583 |
فَأَمَّا مَنْ طَغَىٰ
-37
(Feemma men tağa.) |
79-Nazi'at Suresi
37.Ayet Mekke 30 583 |
(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. | Artık her kim azgınlık etmiş, | Artık kim azgınlık edib kâfir olmuş, | (37-38-39) Artık kim azıp dünya hayatını seçerek tercîh etmişse, şüphesiz Cehennem onun varacağı yerdir. | Artık kim haddi aşarak küfretmiş, | Artık kim azmışsa. |
79-Nazi'at Suresi
38.Ayet Mekke 30 583 |
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
-38
(Ve aserelhayateddunya.) |
79-Nazi'at Suresi
38.Ayet Mekke 30 583 |
(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. | Dünya hayatı tercih eylemiş ise | (Ahiret üzerine) dünya hayatını tercih etmişse, | (37-38-39) Artık kim azıp dünya hayatını seçerek tercîh etmişse, şüphesiz Cehennem onun varacağı yerdir. | dünyâ hayâtını tercîh eylemişse, | Dünyâ yaşayışını üstün tutmuşsa, |
79-Nazi'at Suresi
39.Ayet Mekke 30 583 |
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ
-39
(Feinnelcahıyme hiyelme´va.) |
79-Nazi'at Suresi
39.Ayet Mekke 30 583 |
(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. | muhakkak Cahîmdir onun varacağı | Muhakkak cehennem, onun varacağı yerdir. | (37-38-39) Artık kim azıp dünya hayatını seçerek tercîh etmişse, şüphesiz Cehennem onun varacağı yerdir. | işte muhakkak ki o alevli ateş (cehennem) onun varacağı yerin ta kendisidir. | Artık cehennemdir onun yeri yurdu. |
79-Nazi'at Suresi
40.Ayet Mekke 30 583 |
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ
-40
(Ve emma men hafe mekame rabbihi ve nehennefse ´anilheva.) |
79-Nazi'at Suresi
40.Ayet Mekke 30 583 |
(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. | Her kim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise | Fakat her kim de Rabbinin makamından korkmuş ve nefsi, şehevattan alıkoymuşsa, | (40-41) Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini havaî şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir. | Amma, kim Rabbinin makaamından korkdu, nefsini hevâ (ve hevesin) den alıkoyduysa, | Ve ama kim, Rabbinin durağından korkup da nefsi, dileğinden çekmişse. |
79-Nazi'at Suresi
41.Ayet Mekke 30 583 |
فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَىٰ
-41
(Feinnelcennete hiyel me´va.) |
79-Nazi'at Suresi
41.Ayet Mekke 30 583 |
(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. | muhakak Cennettir onun varacağı | Muhakkak cennet onun varacağı yerdir. | (40-41) Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini havaî şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir. | işte muhakkak ki cennet onun varacağı yerin ta kendisidir. | Şüphe yok ki cennettir onun yeri yurdu. |
79-Nazi'at Suresi
42.Ayet Mekke 30 583 |
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا
-42
(Yes´eluneke ´anissa´ati eyyane mursaha.) |
79-Nazi'at Suresi
42.Ayet Mekke 30 583 |
Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. | Sana o saattan soruyorlar: ne zaman demir atması? | Sana kıyametten soruyorlar: “- Ne zaman kaim olacak?” | Senden Kıyâmet´in kopuş saatinin ne vakit ortaya çıkacağını soruyorlar. | Sana o saati (kıyameti), onun ne zaman demir atacağını sorarlar. | Senden sorarlar kıyâmeti, ne vakit kopacak? |
79-Nazi'at Suresi
43.Ayet Mekke 30 583 |
فِيمَ أَنْتَ مِنْ ذِكْرَاهَا
-43
(Fiyme ente min zikraha.) |
79-Nazi'at Suresi
43.Ayet Mekke 30 583 |
Onu bilip söylemek nerede, sen nerede? | Nerde senden onu anlatması? | Onu anlatmak sana nerden olsun? (Allah bildirmeyince...) | Sende ona ait bilgi nerede ki anlatasın ?! | Sende ona âid şey (bilgi) yokdur ki anlatasın. | Sen, onu ne bilirsin ki ne anlatacaksın? |
79-Nazi'at Suresi
44.Ayet Mekke 30 583 |
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنْتَهَاهَا
-44
(İla rabbike muntehaha.) |
79-Nazi'at Suresi
44.Ayet Mekke 30 583 |
Onun nihai bilgisi yalnız Rabbine âittir. | Rabbınadır onun müntehası | Onun nihayeti (ilmi), yalnız Rabbine aiddir. | Onun kopuş ânının bilgisi Rabbına dayanıp noktalanır. | Onun nihayet (ilm) i ancak Allaha (dayanır). | Onun sonu, Rabbine âittir, o bilir. |
79-Nazi'at Suresi
45.Ayet Mekke 30 583 |
إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشَاهَا
-45
(İnnema ente munziru men yahşaha.) |
79-Nazi'at Suresi
45.Ayet Mekke 30 583 |
Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın. | Sen ancak bir münzirisin ondan haşyet duyacakların | Sen, ancak kıyametten korkacakları sakındıran bir peygambersin. | Sen ancak (Allah´tan) saygı ile korkup eğilenleri uyaransın. | Sen ondan korkacak kimselere ancak o tehlikeyi haber verensin. | Sen ancak, korkanı korkutansın. |
79-Nazi'at Suresi
46.Ayet Mekke 30 583 |
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا
-46
(Keennehum yevme yerevneha lem yelbesu illa ´aşiyyeten ev duhaha.) |
79-Nazi'at Suresi
46.Ayet Mekke 30 583 |
Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. | Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler | (İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler. | Kıyâmet´i gördükleri gün sanki (Dünya´da) ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. (Dünya´nın ömrünün uzunluğuna, Âhiretin sonsulzuğuna nisbetle insanoğlunun ömrünün ne kadar kısa olduğuna işaret ediliyor.) | Onlar bunu görecekleri gün sanki (günün) bir akşamından, yahud bir kuşluğundan başka durmamışlardır. | Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler yahut da günün kuşluk çağı. |