67-Mülk Suresi Ayet Mealleri KUR'AN-I KERİM 67-Mülk Suresideki 30 Ayeti Kerime ve Mealleri
    KUR'AN-I KERİM 67-Mülk Suresideki 30 Ayeti Kerime ve Mealleri  بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
ARAPÇA
OKUNUŞU
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
DİYANET VAKFI ELMALILI ALI FIKRI YAVUZ CELAL YILDIRIM HASAN BASRI CANTAY ABDULBAKİ GOLPINARLI
67-Mülk Suresi

1.Ayet
Mekke

29
561
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ -1
(Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve ´ala kulli şey´in kadiyrun.)
67-Mülk Suresi
1.Ayet
Mekke
29
561
Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. Ne yücedir o ki mülk onun elinde ve o her şey´e kadîrdir Bütün mülk ve saltanat, kudret elinde olan Allah, her türlü noksanlıktan tenezzüh edib yücelmiştir. O, her şeye kadîr’dir. Mülk ü saltanatın tasarrufunu elinde tutan (Allah) çok yüce, çok mübarektir. O´nun kudreti her şeye yeter. (Bütün) mülk (-ü tasarruf, ilâhî kudretinin) elinde bulunan (Allah) ın şanı ne yücedir! O, her şey´e hakkıyle kaadirdir. Saltanat, tasarruf ve tedbîr, elinde olan mâbûdun şanı yücedir, münezzehtir ve onun her şeye gücü yeter.
67-Mülk Suresi

2.Ayet
Mekke

29
561
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ -2
(Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu ´amelen ve huvel´aziyzulğafuru.)
67-Mülk Suresi
2.Ayet
Mekke
29
561
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. O ki ölümü ve dirimi kadir edip yarattı, sizi imtihana çekip şunu bildirmek için ki hanginiz amelce daha güzel, hem o öyle azîz, öyle gafur. Amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı icad eden O’dur. O, Azîz’dir= her şeye gâlibdir, Gafûr’dur= çok bağışlayandır. Hanginizin daha güzel amelde bulunacağını deneyip ortaya çıkarmak için ölümü ve dirimi yaratan O´dur. O, çok üstündür, çok güçlüdür ve çok bağışlayandır. O, hanginizin daha güzel amel (ve hareket) edeceğini (hakkınızda) imtihan etmek için ölümü de, dirimi de takdîr eden ve yaratandır. O, gaalib-i mutlakdır, çok yarlığayıcıdır. Öyle bir mâbuttur ki yaratmıştır ölümü ve dirimi, hanginiz daha güzel işte bulunacak, sınamak için sizi ve odur üstün olan ve suçları örten.
67-Mülk Suresi

3.Ayet
Mekke

29
561
الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا ۖ مَا تَرَىٰ فِي خَلْقِ الرَّحْمَٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍ ۖ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِنْ فُطُورٍ -3
(Elleziy haleka seb´a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci´ılbasare hel tera min futurin.)
67-Mülk Suresi
3.Ayet
Mekke
29
561
O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? O ki yedi sema yaratmış birbiriyle mutabık, göremezsin o rahmânın yarattığında hiçbir nizamsızlık, haydi çevir gözü görebilir misin hiçbir çatlak, bir kusur? Yedi göğü, kat kat yaratan O’dur. O Rahmân’ın yarattığında hiç bir düzensizlik göremezsin. Haydi çevir gözü (semaya), görebilir misin bir çatlak? O ki, yedi göğü tıpatıp uyum halinde yaratmıştır. Sen, Rahmân´ın yarattığında hiçbir düzensizlik, uygunsuzluk göremezsin ; gözünü bir çevir de bak, acaba bir çatlak, bir bozukluk görebilir misin ? O, birbiriyle âhenkdâr yedi gök yaratmış olandır. O çok esirgeyici (Allah) ın yaratışında hiçbir nizamsızlık görmezsin. İşte gözü (nü bir defa daha göğe) çevir, (bak, orada) hiçbir çatlak görecek misin? Öylesine ki birbiri üstünde olarak yedi kat göğü yaratmıştır; rahmânın yaratışında hiçbir uygunsuzluk, aykırılık göremezsin; artık çevir gözünü de bak, görebilir misin bir yarık, bir çatlak?
67-Mülk Suresi

4.Ayet
Mekke

29
561
ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ -4
(Summerci´ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun.)
67-Mülk Suresi
4.Ayet
Mekke
29
561
Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir. Sonra yine çevir gözü, tekrar tekrar, sana döner o göz bîtab olarak zelîl-ü hakîr. Sonra gözü, tekrar tekrar (semaya) çevir; nihayet o göz, zelîl ve hakîr olarak sana döner; artık O, âciz kalmıştır. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak, gözün yorgun-bitkin halde alçalmış olarak sana döner. Sonra gözü (nü) iki kerre daha çevir. (Nihayet) o göz, hor ve hakîr yine sana dönecekdir ve o, (artık bir kusur bulabilmekden) yorulmuşdur. Gene de gözünü çevir de bir daha, bir daha bak; aradığını bulamaz da gözün, mahrum bir halde sana döner ve yorgundur o, bitkindir.
67-Mülk Suresi

5.Ayet
Mekke

29
561
وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ -5
(Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce´alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a´tedna lehum ´azabesse´ıyri.)
67-Mülk Suresi
5.Ayet
Mekke
29
561
Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. Celâlim hakkı için biz o dünya semayı takım takım kandillerle donattık ve onları Şeytanlar için (rucum) atmalar yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını hazırladık (ki azâb-ı Seıyr) Celâlim hakkı için, biz en aşağı semayi, (kandil gibi ışık veren) yıldızlarla donattık. Bir de onları, şeytanlara, (Şihab= akan yıldız gibi) taş atmalar kıldık. O şeytanlara (Ahirette) çılgın ateş azabı hazırladık. And olsun ki biz, Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) kandillerle süsedik; onları şeytanlara atılacak şeyler yaptık ve onlara alev alev köpüren Cehennem azabını hazırladık. Andolsun ki biz yere en yakın olan göğü kandillerle donatdık. Bunları şeytanlara da atış taneleri yapdık ve onlara çılgın ateş (cehennem) azâbı hazırladık. Ve andolsun ki biz, en yakın olan dünyâ göğünü ışıklarla bezedik ve onları, Şeytanlara atılacak şeyler olarak halkettik ve Şeytanlara, yakıp kavuran bir azaptır, hazırladık.
67-Mülk Suresi

6.Ayet
Mekke

29
561
وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ ۖ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ -6
(Ve lilleziyne keferu birabbihim ´azabu cehenneme ve bi´selmasıyru.)
67-Mülk Suresi
6.Ayet
Mekke
29
561
Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! Kendilerinin rabbına küfredenler için de Cehennem azâbı vardır, ona gidiş de ne fena akibettir Rablerini inkâr edenlere de cehennem azabı vardır. O, ne fena dönüş yeridir!... Rabblarını inkâr edenler için de Cehennem azabı vardır. Orası ne kötü gidiş yeridir! Rablerine küfredenler için de (böyle) cehennem azâbı vardır. O, ne kötü dönüşdür! Ve Rablerine kâfir olanlara cehennem azâbı var ve cehennem, dönülüp varılacak ne de kötü yer.
67-Mülk Suresi

7.Ayet
Mekke

29
561
إِذَا أُلْقُوا فِيهَا سَمِعُوا لَهَا شَهِيقًا وَهِيَ تَفُورُ -7
(İza ulku fiyha semi´u leha şehiykan ve hiye tefuru.)
67-Mülk Suresi
7.Ayet
Mekke
29
561
Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. İçine atıldıkları vakıt onun öyle bir hıçkırışını işidirler ki feveran ediyordur. İçine atıldıkları zaman, cehennemin korkunç sesini işitirler ki, (kendilerini) kaynatıyordur. Oraya itilip atılacakları zaman kaynayıp uğuldamanın kötü sesini işitirler. Onun içine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki bed sesini işitdiler (işidirler). Oraya atıldılar mı duyarlar ki cehennem, kesik kesik nefes almada ve coşup kaynıyor o.
67-Mülk Suresi

8.Ayet
Mekke

29
561
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ ۖ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ -8
(Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet´kum neziyrun.)
67-Mülk Suresi
8.Ayet
Mekke
29
561
Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. Hemen hemen öfkeden patlıyacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her def´asında onlara onun bekçileri «size kocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) gelmedi mi?» diye sorarlar. Nerde ise (kâfirlere) öfkesinden çatlayacak olur. (Kâfirlerden) bir topluluk, onun içine her atıldıkça, cehennem bekçileri o kâfirlere sorarlar: “- Size, azab ile korkutan bir peygamber gelmedi mi?” Neredeyse öfkeli köpürmesinden patlayıp paralanacak. Oraya ne kadar bir bölük insan itilip atılırsa, bekçileri onlara : «Size bir uyarıcı peygamber gelmedi mi ?» derler. Öfkesinden hemen hemen çatlayacak gibi olur o. (Onlardan) her güruh, içine atıldıkça kendilerine bekçileri sordular (sorarlar): «Size, (bu) azâb ile korkutan (bir peygamber) gelmedi mi?» Neredeyse hışmından patlayıp dağılacak; ona, her bölük atıldıkça muhâfız memûrları onlara sorarlar: Size bir korkutucu gelmedi mi?
67-Mülk Suresi

9.Ayet
Mekke

29
561
قَالُوا بَلَىٰ قَدْ جَاءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ -9
(Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey´in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin.)
67-Mülk Suresi
9.Ayet
Mekke
29
561
Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.” Evet, doğrusu bize kocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah, hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye tekzib ettik, derler. Onlar derler ki: “- Evet, doğrusu bize, azab ile korkutan bir peygamber geldi de, biz, O’nu yalanladık ve : Allah hiç bir şey indirmemiştir; siz muhakkak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.” Onlar da: «Evet bize gerçekten uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah birşey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik» diye cevap verirler. Onlar «Evet, dediler (derler), gerçek bize, (bu) azâb ile korkutan peygamber gelmişdir. Fakat biz (onları) yalan saydık ve Allah hiç birşey indirmemişdir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz dedik». Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz.
67-Mülk Suresi

10.Ayet
Mekke

29
561
وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ -10
(Ve kalu lev kunna nesme´u ev na´kılu ma kunna fiy ashabisse´ıyri.)
67-Mülk Suresi
10.Ayet
Mekke
29
561
Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.” Ve biz işidir veya akl eder olsaydık bu Seıyr eshabı içinde bulunmazdık, derler Bir de şöyle derler: “- Biz işitir veya akıl eder olsaydık, şu azgın ateşe atılanlar arasında bulunmazdık.” Hem derler ki: «Eğer biz işitseydik ve aklımızı kullansaydık, alevi köpüren Cehennem´in yaranları arasında olmazdık.» Ve (şunu) söylediler (söylerler): «Eğer bizi dinler, yahud aklımızı kullanır (insanlar) olsaydık şu çılgın cehennem yârânı içinde bulunmazdık.» Ve eğer derler, duysaydık, yahut akıl etseydik yakıp kavuran cehennem ehli olmazdık.
67-Mülk Suresi

11.Ayet
Mekke

29
561
فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْ فَسُحْقًا لِأَصْحَابِ السَّعِيرِ -11
(Fa´teref´u bizenbihim fesuhkan liashabisse´ıyri.)
67-Mülk Suresi
11.Ayet
Mekke
29
561
İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun! İşte günahlarını i´tiraf ettiler, kahrolsun o halde eshab-ı Seıyr Böylece günahlarını itiraf ederler. O halde kahrolsun cehennemlikler!... Böylece günahlarını gizlemeyip söylerler. Alev alev köpüren Cehennem dostlarına uzaklık ve helak olsun ! Bu suretle günâhlarını i´tiraaf etdiler (ederler). (Ko Allah) Cehennem yaranını (rahmetinden) koğsun! Derken suçlarını söylerler; artık ırak olsun yakıp kavuran cehennemin ehli.
67-Mülk Suresi

12.Ayet
Mekke

29
561
إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ -12
(İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun.)
67-Mülk Suresi
12.Ayet
Mekke
29
561
Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. Çünkü o rablarına gıyabda saygı besliyenler yok mu, muhakkak ki mağfiret ve büyük bir ecir onlar içindir Doğrusu, (Allah’ın azabını henüz görmedikleri halde) gıyaben Rablerinden korkanlar (var ya), onlar için bir mağfiret ve büyük mükâfat (cennet) var. Şüphesiz ki, «Rabbından gıyabında saygı ile korkup eğilenler için bağışlanma ve büyük mükâfat vardır. Filhakıyka, Rableri (nin azâb) ından gıyaben korkanlar (yok mu?) onlar için hem mağfiret var, hem büyük mükâfat. Şüphe yok ki görmedikleri halde Rablerinden korkanlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükâfat.
67-Mülk Suresi

13.Ayet
Mekke

29
562
وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ ۖ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ -13
(Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu ´aliymun bizatissuduri.)
67-Mülk Suresi
13.Ayet
Mekke
29
562
Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir. Sözümüzü ister sir tutun ister açığa vurun, çünkü o bütün sînelerin künhünü bilir (Ey müşrikler) sözünüzü ister gizli tutun, ister açığa vurun; (bu ikisi müsavidir). Çünkü O (Allah), bütün kalblerin künhünü bilir. Sözünüzü ister gizleyin, ister açıklayın, birdir. Şüphesiz ki O, gönüllerde dönüp dolaşan duygu ve düşüncelerin aslını ve mahiyetini bilendir. (Ey kâfirler) sözünüzü (ister) gizleyin, ister onu açıklayın. Çünkü O, sinelerin özünü bile hakkıyle bilendir. Ve sözünüzü gizli tutun, yahut açığa vurun onu, şüphe yok ki o, gönüllerde olanı bilir.
67-Mülk Suresi

14.Ayet
Mekke

29
562
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ -14
(Ela ya´lemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru.)
67-Mülk Suresi
14.Ayet
Mekke
29
562
Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır. Bilmez mi o yaradan ki o öyle latîf, öyle habîr. Bilmez mi, O (bütün varlıkları) yaratan? (Şübhesiz gizliyi de bilir, aşikârı da...) O Lâtif’dir, Habîr’dir= her şeyden haberdardır. O Yaratan hiç bilmez mi? O, Lâtîf´dir (çok lütuf sahibidir; her şeyin bütün inceliklerini, özelliklerini en iyi bilendir). (Her şeyden) haberlidir. Yaratıb duran (Allah) mı bilmeyecekmiş? O, lâtıyfdir, her şeyden haberdârdır. Hiç bilmez mi yaratan ve odur kullarına lûtfeden ve her şeyden haberdar olan.
67-Mülk Suresi

15.Ayet
Mekke

29
562
هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولًا فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِهِ ۖ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ -15
(Huvelleziy ce´ale lekumul´arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru.)
67-Mülk Suresi
15.Ayet
Mekke
29
562
O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır. O Hâlıktır ki o, size Arzı zelûl (munkad) kıldı, haydin, o Arzın omuzlarında yürüyün de o yaradan lâtîfi habîrin rızkından yeyin, onadır fakat nihayet nüşûr O Allah’dır ki, sizin (istifadeniz) için arzı uysal kıldı. O halde, O arzın sırtlarında (dağlarında, tepelerinde, ovalarında) yürüyün de Allah’ın rızkından yeyin. Fakat sonunda dönüş O’nadır. (İhsan ettiği nimetlerin şükründen size sorar). O yeryüzünü sizin yararınıza başeğdirdi (üzerini yaşanacak duruma getirdi). Bunun için yerin engebelerinde gezip dolaşın da, Allah´ın rızkından yeyin. (Yeniden dirilip kalkınca) dönüşünüz ancak O´nadır. O, yeri, sizin fâidenize, hor (ve müsahhar) kılandır. O halde onun omuzlarında yürüyün. (Allahın) rızkından yeyin. (Fakat şunu dâima hatırlayın ki) son gidiş ancak Onadır (Allâhadır). O, öyle bir mâbuttur ki yeryüzünü, size karşı aşağı gönüllü, münkat ve sâkin bir halde yaratmıştır, köşesinde, bucağında dolaşın artık ve yiyin mâbûdunuzun rızkından ve dönüp gideceğiniz yer, gene onun tapısıdır.
67-Mülk Suresi

16.Ayet
Mekke

29
562
أَأَمِنْتُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ أَنْ يَخْسِفَ بِكُمُ الْأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ -16
(Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul´arda feiza hiye temuru.)
67-Mülk Suresi
16.Ayet
Mekke
29
562
Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor. Emîn misiniz o Semâdekinden; sizinle Arzı göçürüvermesinden? O vakıt bakarsınız ki o Arz çalkalanıyordur. Göklerde olan (ve âlemin idaresine memur bulunan) meleklerin, sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? (Ey Mekke’liler!) O vakit bir de bakarsınız, arz çalkalanıp duruyor. Göktekilerin sizi yere göçürüvermesinden emin misiniz ? O takdirde bakarsınız ki, ansızın yer sallanıp çalkalanır. (Bu âlemin tedbîrine müvekkel olan) gökdeki (melek) lerden, (Allahdan), sizi yere batırıvermesinden emîn mi olduunz? O vakit bakarsınız ki o (arz durmayıb) çalkanmakdadır. Kudreti ve emri, gökte bulunan, yüce olan mâbûdun, sizi yerle berâber batırmayacağından emin misiniz? O vakit görürsün ki o sâkin yeryüzü, çalkanıp durmada, titreyip kıvranmada.
67-Mülk Suresi

17.Ayet
Mekke

29
562
أَمْ أَمِنْتُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ أَنْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ -17
(Em emintum men fiyssemai en yursile ´aleykum hasıben feseta´lemune keyfe neziyri.)
67-Mülk Suresi
17.Ayet
Mekke
29
562
Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! Yoksa emîn misiniz o Semâdekinden; üzerinize bir mermîler yağdırıcı gönderivermesinden? O vakıt bilirsiniz ki nasılmış inzarım? Yoksa (hüküm ve tasarrufu) göklerde olan Allah’ın üzerinize taş yağdıran bir rüzgâr göndermesinden emin mi oldunuz? O zaman anlarsınız, korkutmam nasılmış? Ve göktekilerin üzerinize taş yağdıran şiddetli bir rüzgâr göndermesinden güvende misiniz? O takdirde tehdîd eden uyarıcının nasıl olduğunu bileceksiniz. Yoksa gökdeki (melek) lerin, (Allahın izniyle), üstünüze taş yağdırıcı (rüzgâr) göndermesinden emîn mi oldunuz? Siz (o zaman) tehdidimin nice olduğunu bileceksiniz. Yoksa kudreti ve emri; gökte bulunan, yüce olan mâbûdun, size taşlar yağdıran bir rüzgâr yollamayacağından emin misiniz? Derken yakında bilirsiniz nasılmış benim korkutmam.
67-Mülk Suresi

18.Ayet
Mekke

29
562
وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ -18
(Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane nekiyri.)
67-Mülk Suresi
18.Ayet
Mekke
29
562
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!? Filhakika onlardan evvelkiler de tekzib ettiler, fakat nasıl oldu inkârım (Ey Rasûlüm), doğrusu onlardan (senin kavminden) evvelkiler de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. (Bunun için sen üzülme). Fakat beni inkâr etmeleri nasıl oldu, (azabımı bir gerçek olarak bulmadılar mı)!... And olsun ki, onlardan öncekiler de (hakkı) yalanlamışlardı. Beni tanımamak nasılmış (bir görün) ? Andolsun ki onlardan evvelkiler de tekzîb etmiş (ler) di. (Bak) benim inkârım (da) nice oldu ! Ve andolsun ki onlardan öncekiler de yalanlamışlardı, derken nasıl da gelip çattı azâbım.
67-Mülk Suresi

19.Ayet
Mekke

29
562
أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ ۚ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ ۚ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ -19
(Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey´in basıyrun.)
67-Mülk Suresi
19.Ayet
Mekke
29
562
Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir. Bakmazlar mı ki üstlerinde uçan kuşlara, kanat süzerlerken ve yumarlarken? Rahmandır ancak onları tutan, şübhesiz ki o her şeyi görür. O kâfirler, üstlerinde kanatlarını açarak ve kanat çırpıb kayarak uçan kuşlara bakmazlar mı? Rahmân’dır ancak onları tutan. Muhakkak ki O, her şeyi görendir= Basîr’dir. Onlar, üzerlerinde diziler halinde kanatlarını açıp kapayarak uçan kuşları görmediler mi ? Onları ancak Rahman (olan Allah) tutar. Şüphesiz ki O, her şeyi görüp bilendir. Onlar, üstlerinde kanadlarını açarak, kapayarak uçan kuşları da görmediler mi? Bunları (cevv-i hevada) — O rahmeti her şey´i kaplayan — (Allah) dan başkası tutmuyor. Şübhesiz ki O, herşey´i hakkıyle görendir. Görmezler mi üstlerinde uçan kuşları? Kanatlarını açmada ve kapamada onlar, onları gökte, ancak rahman tutmada, şüphe yok ki o, her şeyi görür.
67-Mülk Suresi

20.Ayet
Mekke

29
562
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي هُوَ جُنْدٌ لَكُمْ يَنْصُرُكُمْ مِنْ دُونِ الرَّحْمَٰنِ ۚ إِنِ الْكَافِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ -20
(Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy ğururin.)
67-Mülk Suresi
20.Ayet
Mekke
29
562
Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir? İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler. Yoksa kimdir o Rahmanın berisinden şu sizin ordularınız ki sizi kurtaracak? Kâfirler başka değil, sade bir gurur içindedirler Rahmân’ın azabından sizi kurtaracak kimdir? Yoksa şu ordunuz mu? (Sizi kurtaracak! Ben size azab dilersem, sizi benden kim kurtarabilir?) Kâfirler, ancak bir aldanma içindedirler. Yoksa Rahmân´dan başka O´na karşı size yardım eder ordunuz mu var? Kâfirler ancak aldanma ve gaflet içindeler. Rahmetiâm ve şâmil olan (Allah) a karşı size (kurtarıcı bir) yardımda bulunabilecek olan kimdir? Şu sizin ordunuz mu? Kâfirler gurur dan başkası içinde değildirler. Yoksa sizi rahmandan kurtaracak ordunuz mu var? Kâfirler, ancak bir aldanışa dalmışlar.
67-Mülk Suresi

21.Ayet
Mekke

29
562
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ ۚ بَلْ لَجُّوا فِي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ -21
(Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy ´utuvvin ve nufurin.)
67-Mülk Suresi
21.Ayet
Mekke
29
562
Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular. Yoksa kimdir şu sizlere rızık verecek? O rızkını keserse? Hayır bir ürküntü ve azgınlık içinde inada dalmışlar Allah rızkını keserse, kimdir sizlere rızık verecek? Hayır, onlar bir ürküntü ve azgınlık içinde, inada devam ediyorlar, (artık imana gelmezler). Yoksa (Allah) rızkını tutup kesecek olursa, kim sizi rızıklandırır? Hayır, onlar bir azgınlık ve nefret içinde inâdla ısrar etmekteler. O, eğer rızkını tutub kesiverirse şu size rızık verebilecek kim? Hayır, onlar bir azgınlık, (Hakdan) bir nefret içinde mütemadiyen inâd etmişlerdir. Yoksa kimdir o ki mâbûdunuz, rızkınızı kısarsa sizi rızıklandıracak? Hayır, onları, azgınlık içinde, gerçekten tamâmıyla uzak bir halde inat edip durmadalar.
67-Mülk Suresi

22.Ayet
Mekke

29
562
أَفَمَنْ يَمْشِي مُكِبًّا عَلَىٰ وَجْهِهِ أَهْدَىٰ أَمَّنْ يَمْشِي سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ -22
(Efemen yemşiy mukibben ´ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen ´ala sıratın mustekıymin.)
67-Mülk Suresi
22.Ayet
Mekke
29
562
Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? İmdi yüzüstü kapanarak giden mi daha doğru? Yoksa dosdoğru bir cadde üzerinde düpedüz giden mi? Düşünmeli bir. Şimdi (küfürden dolayı) yüzü üstü sürünen mi daha doğru, yoksa dosdoğru bir yol üzerinde düpedüz yürüyen (peygamber) mi? Yüzükoyun yürüyen mi daha doğru yoldadır, yoksa dümdüz yolda dimdik yürüyen mi ? Şimdi yüz üstü, düşe kalka yürümekde olan kimse mi daha çok hidâyete erendir, yoksa doğru bir yol üzerinde düpedüz, (dimdik) yürüyen mi? (Düşünün). Artık yüzüstü sürünerek giden mi daha ziyâde doğru yolu bulur, yoksa doğru yolda dümdüz giden mi?
67-Mülk Suresi

23.Ayet
Mekke

29
562
قُلْ هُوَ الَّذِي أَنْشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۖ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ -23
(Kul huvelleziy enşeekum ve ce´ale lekumussem´a vel´ebsare vel´ef´idete kaliylen ma teşkurune.)
67-Mülk Suresi
23.Ayet
Mekke
29
562
De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” De ki, odur ancak sizi inşa eyleyen ve size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren, fakat sizler pek az şükr ediyorsunuz (Ey Rasûlüm), de ki: “- Sizi yaratan, size işitecek kulak, görecek gözler ve duyacak kalbler veren O’dur. Siz, pek az şükrediyorsunuz.” De ki: Sizi yaratıp varlık alanına getiren, size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan gönüller veren O´dur. Ne de az şükredersiniz ? (Habîbim) de ki: «O, sizi yaratan, size kulak (lar), gözler gönüller verendir. Siz ne az şükredersiniz». O, öyle bir mâbuttur ki sizi meydana getirmiştir ve sizin için kulak ve gözler ve gönüller halketmiştir, ne de az şükredersiniz.
67-Mülk Suresi

24.Ayet
Mekke

29
562
قُلْ هُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ -24
(Kul huvelleziy zereekum fiyl´ardı ve ileyhi tuhşerune.)
67-Mülk Suresi
24.Ayet
Mekke
29
562
De ki: “O, sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak O’nun huzurunda toplanacaksınız.” De ki, odur sizi Arzda zürriyyet halinde yaratıp yayan, nihayet de hep toplanıp ona haşrolunacaksınız. De ki: “- Yeryüzünde sizi yaratıb öteye beriye dağıtan O’dur. Nihayet (hesab için ahirette) hep O’na toparlanıb götürüleceksiniz.” De ki: Sizi üretip yeryüzüne yayan O´dur. Ve siz ancak diriltilip hepiniz 0*nun huzurunda toplanacaksınız. De ki: «O, sizi yer (yüzün) de zürriyet haalinde yaratıb yayandır ve nihayet (hepiniz) ancak Ona toplanıb götürüleceksiniz». De ki: O, öylesine bir mâbuttur ki sizi yaratmıştır yeryüzünde ve gene de tapısında toplanacaksınız.
67-Mülk Suresi

25.Ayet
Mekke

29
562
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -25
(Ve yekulune meta hazelva´du in kuntum sadikıyne.)
67-Mülk Suresi
25.Ayet
Mekke
29
562
“Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar. Böyle iken diyorlar ki: Ne zaman bu va´d? Eğer sadıksanız? (Ey Rasûlüm, Mekke kâfirleri sana) diyorlar ki: “- Eğer doğru söylüyorsanız, (azabın vukuuna dair bize haber verdiğin) bu vaad ne zaman (gerçekleşmiş olacak)?” (İnkarcı maddeciler) derler ki: Eğer doğru kimseler iseniz bu vaad (azâb tehdidi) ne zaman ? (Kâfirler, mü´minlere istihza ile) «Eğer siz doğru söyleyenlerseniz şu va´din (tehdîdin tehakkuku) ne zaman?» derler. Ve derler ki: Bu vait, ne vakit yerine gelecek doğru söylüyorsanız.
67-Mülk Suresi

26.Ayet
Mekke

29
562
قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُبِينٌ -26
(Kul innemel´ılmu ´ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun.)
67-Mülk Suresi
26.Ayet
Mekke
29
562
De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” De ki, o ılim ancak Allahın ındindedir, ben sade açık anlatan bir nezîr (kocundurucu bir Peygamber)im. (Onlara) de ki: “- O (azaba dair) ilim, ancak Allah katındadır. Ben, sadece açık anlatan (azabla korkutucu) bir peygamberim.” De ki: Bunun bilgisi ancak Allah katındadır. Ben sadece açık bir uyarıcıyım. De ki: O (nun vaktına âid) bilgi ancak Allahın nezdindedir. Ben sâdece Allahın azabını apaçık haber veren (bir peygamber) im». De ki: Bilgi, ancak Allah katındadır ve ben, ancak apaçık bir korkutucuyum.
67-Mülk Suresi

27.Ayet
Mekke

29
563
فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَٰذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تَدَّعُونَ -27
(Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde´une.)
67-Mülk Suresi
27.Ayet
Mekke
29
563
Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir. Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da´vet edip durduğunuz budur Nihayet vakti gelip de o (vaad olunan) azabı yakından gördüklerinde o kâfir olanların yüzleri kötüleşivermiştir ve onlara şöyle denilmiş olacaktır: “- İşte sizin istediğiniz (ve vuku bulmaz dediğiniz) azap budur!... Va´dolunan azabın yaklaştığını görünce, o küfre sapanların yüzleri bir tuhaf olup çirkinlesin Onlara : «Sizin istediğiniz, davet edip durduğunuz bu idi!.» denilir. Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve (onlara) «İşte bu, sizin (çarçabuk istediğiniz ve aksini) iddia etdiğiniz şeydir» denilmişdir (denilecek). Azâbın yaklaştığını gördüler mi kâfir olanların yüzleri kararır ve işte denir, bu, isteyip durduğunuz şey.
67-Mülk Suresi

28.Ayet
Mekke

29
563
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَنْ مَعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَنْ يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ -28
(Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me´ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min ´azabin eliymin.)
67-Mülk Suresi
28.Ayet
Mekke
29
563
De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?” De ki: Gördünüz mü? Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse yâhud bize merhamet buyursa iki takdirde de kâfirleri elîm bir azâbdan kurtaracak kimdir? (Ey Rasûlüm, o Mekke müşriklerine) de ki: “- Bana söyleyin: Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse, yahut bize merhamet buyursa, kâfirleri acıklı bir azabdan kurtaracak kimdir? (İster biz ölelim, ister geri kalalım, kâfirleri hiç kimse azabdan kurtarmıyacaktır.)” De ki: Söyler misiniz, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları yok edecek veya bize merhamet edecek olsa, ya kâfirleri elem verici azâbdan kim kurtarabilir ? De ki: «Eğer Allah beni ve benimle beraber olan (mü´min) leri (arzunuz vech ile) helak eder, yahud (bizi) esirgerse ya kâfirleri acıklı azâbdan kurtaracak kimdir?» De ki: Haber verin bana, Allah beni ve benimle berâber olanları helâk etse, yahut da bize acısa bile kim kurtarabilir kâfirleri elemli azaptan?
67-Mülk Suresi

29.Ayet
Mekke

29
563
قُلْ هُوَ الرَّحْمَٰنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -29
(Kul huverrahmanu amenna bihi ve ´aleyhi tevekkelna feseta´lemune men huve fiy dalalin mubiynin.)
67-Mülk Suresi
29.Ayet
Mekke
29
563
De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!” De ki: O öyle Rahman, işte biz ona iyman ettik ve ona dayanmaktayız, ileride sizler de bileceksiniz ki o açık bir dalâl içinde bulunan kim? (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- (Bizi kurtaracak ve bize merhamet edecek) O Rahmân’dır; biz O’na iman ettik ve O’na tevekkül etmekteyiz. Artık yakında siz de bileceksiniz ki, apaçık bir sapıklık içinde olan kimmiş? De ki: (Kurtaracak olan yalnız) O Rahman (olan Allahjdır. Biz O´na imân ettik ve sadece O´na güvenip dayandık. İleride kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz. De ki: «(Sizi kendisine davet etdiğimiz) O (Zât-i ecelle ve a´lâ), rahmeti bütün yaratdıklarına şâmil olan (Allah) dır ki biz Ona îman etdik ve ancak Ona güvenib dayandık. Artık apaçık bir sapıklık içinde bulunan kimmiş? İleride siz de bileceksiniz». De ki: Odur rahman, ona inandık ve ona dayandık; artık yakında bilirsiniz, kimdir apaçık sapıklıkta.
67-Mülk Suresi

30.Ayet
Mekke

29
563
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاءٍ مَعِينٍ -30
(Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye´tiykum bimain me´ıynin.)
67-Mülk Suresi
30.Ayet
Mekke
29
563
De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” De ki: Gördünüz mü? Sabaha kadar suyunuz bata kalırsa size bir âb-i revân getirecek kim? (Yine onlara) de ki: “- Bana söyleyin: Eğer suyunuz, yerin dibine batar giderse, size bir akar su kim getirir? (Bunu getirebilecek Allah’dan başka bir kuvvet var mı? O halde, O’na nasıl eder de ortak koşarsınız, hükümlerini dinlemezsiniz?)”. De ki: Suyunuz iyice çekilip kaynağı kuruyacak olursa, söyler misiniz kim size akan bir su kaynağı getirebilir? De ki: «Eğer suyunuz yerin dibine savulub giderse kim akar bir su getirir, (bana) söyleyin». De ki: Haber verin bana, suyunuz, tamâmıyla batıp çekiliverse artık kimdir size bir akarsu pınarı peydahlayacak?

KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

A  B  C  D  E  F  G  H  İ  K  L  M  N  R  S  Ş  T  V  Y  Z


KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021