KUR'AN-I KERİM 56-Vakia Suresideki 96 Ayeti Kerime ve Mealleri | بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
ARAPÇA OKUNUŞU |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
DİYANET VAKFI | ELMALILI | ALI FIKRI YAVUZ | CELAL YILDIRIM | HASAN BASRI CANTAY | ABDULBAKİ GOLPINARLI |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
56-Vakia Suresi
1.Ayet Mekke 27 533 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
-1
(İza veka´atilvaki´atu.) |
56-Vakia Suresi
1.Ayet Mekke 27 533 |
(1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. | Koptu mu o Vakı´a bir | Kıyamet koptuğu vakit, | (1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz. | Kıyamet kopduğu zaman, | Ansızın kopacak kıyâmet kopunca. |
56-Vakia Suresi
2.Ayet Mekke 27 533 |
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ
-2
(Leyse livak´atiha kazibetun.) |
56-Vakia Suresi
2.Ayet Mekke 27 533 |
(1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. | Olmaz vak´asına yalan diyen dil | Onun kopmasını inkâr eden yok, (artık onu herkes tasdik eder). | (1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz. | (hiçbir nefs) onun vukuunda (Allaha karşı artık) yalancı değildir. | Kopacağına dâir söylenen sözlerde yalan yok. |
56-Vakia Suresi
3.Ayet Mekke 27 533 |
خَافِضَةٌ رَافِعَةٌ
-3
(Hafıdatun rafi´tun.) |
56-Vakia Suresi
3.Ayet Mekke 27 533 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. | İndirir bindirir | (Kimini ateşe) düşürür, (kimini cennete) yükseltir. | (Bu büyük olay kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. | O, (kimini) alçaltıcı, (kimini) yükselticidir. | Halkı alçaltır, yüceltir. |
56-Vakia Suresi
4.Ayet Mekke 27 533 |
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا
-4
(İza ruccetil´ardu reccen.) |
56-Vakia Suresi
4.Ayet Mekke 27 533 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. | Yer bir sarsılış sarsıldığı | Yer, dehşetli bir sarsılışla sarsılınca; | Yer sarsıldıkça sarsıldığı, | O zaman yer bir sarsıntı ile sarsılmışdır, | Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsılınca. |
56-Vakia Suresi
5.Ayet Mekke 27 533 |
وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا
-5
(Ve bussetilcibalu bessen.) |
56-Vakia Suresi
5.Ayet Mekke 27 533 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. | Dağlar bir serpiliş serpildiği | Ve dağlar (toz halinde) bir serpiliş serpilince, | (5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman, | dağlar didik didik parçalanmışdır, | Ve dağlar, paramparça olunca. |
56-Vakia Suresi
6.Ayet Mekke 27 533 |
فَكَانَتْ هَبَاءً مُنْبَثًّا
-6
(Ve fekanet hebaen munbessen.) |
56-Vakia Suresi
6.Ayet Mekke 27 533 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. | Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu | Artık her şey etrafa dağılan toz duman olmuştur. | (5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman, | derken (hepsi de) dağılmış, toz haaline gelmişdir. | Dağılmış zerre zerre toz haline gelince. |
56-Vakia Suresi
7.Ayet Mekke 27 533 |
وَكُنْتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً
-7
(Ve kuntum ezvacen selaseten.) |
56-Vakia Suresi
7.Ayet Mekke 27 533 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. | Siz de üç sınıf olduğunuz zaman | Siz de (ey insanlar, bu kıyamet günü) üç sınıf olmuşsunuz: | Sizler üç sınıfa ayrılmış bulunacaksınız. | Siz de (kıyâmetde) üç sınıf olmuşsunuzdur. | Artık üç bölük olursunuz siz. |
56-Vakia Suresi
8.Ayet Mekke 27 533 |
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
-8
(Feashabulmeymeneti ma ashaulmeymeneti.) |
56-Vakia Suresi
8.Ayet Mekke 27 533 |
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! | Ki sağda «Ashab-ı Meymene»: Ne «Ashab-ı Meymene!» | Sağcılar (amel defterleri sağ ellerine verilenler), o sağcılar ne mutludurlar!... | Meymenetliler, ne mutludur meymenetliler! | Sağcılar (a gelince:) O sağcılar ne (mutlu) durlar! | Sağ taraf ehli, ama ne de sağ taraf ehli. |
56-Vakia Suresi
9.Ayet Mekke 27 533 |
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
-9
(Ve ashabulmeş´emeti ma ashabulmeş´emeti.) |
56-Vakia Suresi
9.Ayet Mekke 27 533 |
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! | Solda «Ashab-ı Meş´eme»: Ne «Ashab-ı Meş´eme!» | Solcular (amel defterleri sol ellerine verilenler) ise, o solcular ne acıklı durumdalar!... | Şeâmetliler, ne bedbahttır şeâmetliler! | Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar! | Ve sol taraf ehli, ama ne de sol taraf ehli. |
56-Vakia Suresi
10.Ayet Mekke 27 533 |
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ
-10
(Vessabikunessabikune.) |
56-Vakia Suresi
10.Ayet Mekke 27 533 |
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. | İlerde sabikun, işte o sabikun | (Bir de üçüncü sınıf, hayır işlemekte) ileri geçenler, (ahiret de) ileri geçenlerdir, (ilk cennete girenlerdir.) | İyilikte öne geçenler, (mükâfatta da) öne geçenlerdir. | Hayır yarışlarında tâ öne geçib kazananlar (a gelince:) onlar (orada da) öncüdürler. | Ve bir de ileri geçenler ki herkesi geçmişlerdir. |
56-Vakia Suresi
11.Ayet Mekke 27 533 |
أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ
-11
(Ulaikelmukarrabune.) |
56-Vakia Suresi
11.Ayet Mekke 27 533 |
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. | (11-12) Onlar ne´ıym Cennetlerinde mukarrebun | Bunlar, dereceleri en yüksek olanlar... | işte (Allah´a) yakın olanlar bunlardır. | İşte onlar (Allaha) en çok yaklaşdırılmış olanlardır. | Onlardır mâbutlarına yaklaştırılanlar. |
56-Vakia Suresi
12.Ayet Mekke 27 533 |
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
-12
(Fiy cennatin na´ıymi.) |
56-Vakia Suresi
12.Ayet Mekke 27 533 |
Onlar, Naîm cennetlerindedirler. | (11-12) Onlar ne´ıym Cennetlerinde mukarrebun | Naîm cennetlerindedirler. | Bunlar Nîmet (veya Naim) Cennetlerindedirler. | Naıym cennetlerinde (dirler). | Naîm cennetlerinde. |
56-Vakia Suresi
13.Ayet Mekke 27 533 |
ثُلَّةٌ مِنَ الْأَوَّلِينَ
-13
(Sulletun minel´evveliyne.) |
56-Vakia Suresi
13.Ayet Mekke 27 533 |
(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. | Bir çok evvelînden | Evvelki ümmetlerin (hayırda ileri geçenlerinden) çok kimseler, | (13-14) Öncekilerden büyük bir cemaattir, sonrakilerden az bir topluluktur. | Bir çok (u) evvelki (ümmet) lerden, | Öncekilerin bir çoğu. |
56-Vakia Suresi
14.Ayet Mekke 27 533 |
وَقَلِيلٌ مِنَ الْآخِرِينَ
-14
(Ve kaliylun minel´ahıriyne.) |
56-Vakia Suresi
14.Ayet Mekke 27 533 |
(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. | Biraz da âhirînden | Biraz da sonrakilerden (ahir zaman peygamberinin hayırda ileri geçenleri), | (13-14) Öncekilerden büyük bir cemaattir, sonrakilerden az bir topluluktur. | biraz (ı) da sonrakilerdendir. | Sonra gelenlerdense azı onlardan. |
56-Vakia Suresi
15.Ayet Mekke 27 533 |
عَلَىٰ سُرُرٍ مَوْضُونَةٍ
-15
(´ala sururin medunetun.) |
56-Vakia Suresi
15.Ayet Mekke 27 533 |
(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. | Murassa´ tahtlar üstünde | Mücevheratla işlemeli tahtlar üstünde, | işlenmiş motifli tahtlar üzerindedirler. | (Onlar) cevherlerle örülmüş tahtlar üzerindedirler, | Altınlarla, mücevherlerle bezenmiş tahtlarda otururlar. |
56-Vakia Suresi
16.Ayet Mekke 27 533 |
مُتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ
-16
(Muttekiiyne ´aleyha mutekabiliyne.) |
56-Vakia Suresi
16.Ayet Mekke 27 533 |
(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. | Karşı karşıya kurulmuşlar | Onlara yaslanarak karşı karşıya kurulmuşlar... | Yaslanıp karşılıklı otururlar. | Üstlerinde karşı karşıya yaslanan (bahtiyar) lar olacak. | Onlara yaslanırlar, birbirlerine karşı. |
56-Vakia Suresi
17.Ayet Mekke 27 534 |
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ
-17
(Yetufu ´aleyhim veldanun muhalledune.) |
56-Vakia Suresi
17.Ayet Mekke 27 534 |
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. | Pırlanır etraflarında muhalled evlâdlar | Dolaşır etraflarında, (tazelikleri) daimî genç hizmetçiler, | Çevrelerinde sonsuzluğa erişmiş çocuklar, | Ebedî (taze) lige mazhar edilmiş evlâdlar (hizmet için) etraflarında dolanırlar, | İhtiyarlamıyan delikanlı hizmetçiler dolaşır etraflarında. |
56-Vakia Suresi
18.Ayet Mekke 27 534 |
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ
-18
(Biekvabin ve ebariyka ve ke´sin min ma´ıynin.) |
56-Vakia Suresi
18.Ayet Mekke 27 534 |
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. | Kübler ve ibrıklerle me´ıynden bir piyâle | Cennet şarabından dolu sürahiler, ibrikler ve kadehlerle... | Kaynaktan (doldurup getirdikleri) küpler, ibrikler ve kadehlerle dönüp dolaşırlar. | «Maîn» (kaynağın) dan (dolu) büyük kablarla, ibriklerle ve kadehlerle. | Kaynağından doldurulmuş şaraplarla dolu taslarla ve ibriklerle ve kadehlerle. |
56-Vakia Suresi
19.Ayet Mekke 27 534 |
لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَ
-19
(La yusadda´une ´anha ve la yunzifune.) |
56-Vakia Suresi
19.Ayet Mekke 27 534 |
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. | Ne başları ağrıtılır ondan ne de irer zevâle | Ondan başları ağrımaz, sarhoş da olmazlar... | Ondan ne başlan ağırır, ne de başdönmesi ve bitkinlik meydana gelir. | Ki bundan baş ağrısına uğratılmayacaklar) gibi akılları da giderilmez. | O şaraptan başları da ağrımaz ve sarhoş da olmazlar. |
56-Vakia Suresi
20.Ayet Mekke 27 534 |
وَفَاكِهَةٍ مِمَّا يَتَخَيَّرُونَ
-20
(Ve fakihetin mimma yetehayyerune.) |
56-Vakia Suresi
20.Ayet Mekke 27 534 |
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. | Meyve beğendiklerinden | Bir de seçtikleri meyvelerle, | Ve bir de seçip beğenecekleri meyvalar; | Beğeneceklerinden (türlü) meyve (ler), | Beğendikleri meyvelerden. |
56-Vakia Suresi
21.Ayet Mekke 27 534 |
وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَ
-21
(Ve lahmi tayrin mimma yeştehune.) |
56-Vakia Suresi
21.Ayet Mekke 27 534 |
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. | Kuş eti istediklerinden | Ve arzu ettikleri kuş etleri ile (hizmetçiler etraflarında dolanır.) | Canlarının çektiği cinsten kuş eti; | İştahlanacaklarından kuş et (ler) i ile (etraflarında dolanırlar). | İstedikleri kuş etlerinden sunulur onlara. |
56-Vakia Suresi
22.Ayet Mekke 27 534 |
وَحُورٌ عِينٌ
-22
(Ve hurun ´ıynun.) |
56-Vakia Suresi
22.Ayet Mekke 27 534 |
(22-23) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. | Huri ıyn | Onlar için, iri gözlü (güzel yüzlü) hûriler de var; | Ve iri kara gözlü eşler ki, | (Orada) şahin gözlü huurîler de (vardır), | Ve onlara kara gözlü hûriler de var ki. |
56-Vakia Suresi
23.Ayet Mekke 27 534 |
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ
-23
(Keemsalillu´luilmeknuni.) |
56-Vakia Suresi
23.Ayet Mekke 27 534 |
(22-23) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. | Saklı inci timsalleri gibi | Gün görmemiş inci emsali... | Sedefinde saklı inciller misâli.. | saklı inci timsâlleri gibi. | Sanki haznelerde saklanmış inciler. |
56-Vakia Suresi
24.Ayet Mekke 27 534 |
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
-24
(Cezaen bima kanu ya´melune.) |
56-Vakia Suresi
24.Ayet Mekke 27 534 |
(Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.) | İşledikleri amellere mükâfat için | (Bütün bunlar, cennetliklerin) işledikleri amellere mükâfat içindir. | (Bütün bunlar) işlediklerinin karşılığı.. | (Bunlar mukarreblerin) işledikleri iyi amel (ve hareket) lere bir mükâfat olarak (yapılır). | Yaptıklarına karşılık. |
56-Vakia Suresi
25.Ayet Mekke 27 534 |
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا
-25
(La yesme´une fiyha lağven ve la te´siymen.) |
56-Vakia Suresi
25.Ayet Mekke 27 534 |
Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. | Ne bir boş lâf işidirler orada ne de bir te´sîm | Onlar cennetde ne bir boş lâf işitirler, ne de bir hezeyan. | Orada boş-anlamsız söz işitmezler ; | Onlar orada ne boş bir lâf, ne de günâha sokacak bir şey işitmezler. | Orada boş ve çirkin bir söz de duymazlar, günaha âit bir söz de. |
56-Vakia Suresi
26.Ayet Mekke 27 534 |
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا
-26
(İlla kıylen selamen selamen.) |
56-Vakia Suresi
26.Ayet Mekke 27 534 |
Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler. | Ancak bir kelâm: Selâmen selâm | Ancak bir söz işitirler: Selâm... (birbirleriyle selâmlaşır dururlar). | Ancak «selâm !. Selâm !.» sözü işitilir. | Yalınız bir söz (işidirler ki oda) «Selâm, selâm» dir. | Ancak, esenlik size, esenlik denir. |
56-Vakia Suresi
27.Ayet Mekke 27 534 |
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ
-27
(Ve ashabulyemiyni ma ashabulyemiyni.) |
56-Vakia Suresi
27.Ayet Mekke 27 534 |
Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir! | Ashabı yemîn ise ne Ashab-ı yemîn! | Sağcılar (amel defterleri sağ ellerine verilenler), ne mutlu sağcılar!... | Meymenetliler, ne mutludur meymenetliler!. | Sağcılar: Onlar ne (mutlu) sağcılardır! | Ve sağ taraf ehli, ama ne de sağ taraf ehli. |
56-Vakia Suresi
28.Ayet Mekke 27 534 |
فِي سِدْرٍ مَخْضُودٍ
-28
(Fiy sidrin mahdudin.) |
56-Vakia Suresi
28.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Dal bastı kirazlar | Onlar, dal bastı kirazlar, | Dikensiz kiraz, | Dikensiz kiraz, | Dikensiz sedir ağaçlarıyla. |
56-Vakia Suresi
29.Ayet Mekke 27 534 |
وَطَلْحٍ مَنْضُودٍ
-29
(Ve talhın mendudin.) |
56-Vakia Suresi
29.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Sıvama muzlar içinde | Dolgun salkımlı muzlar altında; | Salkım salkım muzlar, | meyveleri tıklım tıklım muz ağaç (lar) ı, | Ve meyveleri birbirine yaslanıp istiflenmiş muz ağaçlarıyla dolu bir yerdedir onlar. |
56-Vakia Suresi
30.Ayet Mekke 27 534 |
وَظِلٍّ مَمْدُودٍ
-30
(Ve zıllin memdudin.) |
56-Vakia Suresi
30.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Memdud bir saye | Ve yaygın bir gölgede, | Yaygın gölgeler, | yayılmış (daimî) gölge (ler), | Ve uzayıp giden bir gölgelik. |
56-Vakia Suresi
31.Ayet Mekke 27 534 |
وَمَاءٍ مَسْكُوبٍ
-31
(Ve main meskubin.) |
56-Vakia Suresi
31.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Çağlıyan bir su | Çağlayan bir su kenarında, | Devamlı akan sular, | dâima akan su (lar), | Ve çağlaya çağlaya akan sular. |
56-Vakia Suresi
32.Ayet Mekke 27 534 |
وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ
-32
(Ve fakihetin kesiyretin.) |
56-Vakia Suresi
32.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Bir çok meyve | (32-33) Ve tükenmeyen, yenmesi yasaklanmıyan birçok meyveler arasında, | (32-33) Eksilmeyen, sonu gelmeyen, alıkonmayan birçok meyvalar arasında ; | (32-33) (hiçbir zaman) kesil (ib tüken) meyen, yasak da edilmeyen birçok (cinsde) meyve (ler) arasında, | Ve birçok meyveler. |
56-Vakia Suresi
33.Ayet Mekke 27 534 |
لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ
-33
(La maktu´atin ve la memnu´atin.) |
56-Vakia Suresi
33.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Ne eksilir, ne men´edilir | (32-33) Ve tükenmeyen, yenmesi yasaklanmıyan birçok meyveler arasında, | (32-33) Eksilmeyen, sonu gelmeyen, alıkonmayan birçok meyvalar arasında ; | (32-33) (hiçbir zaman) kesil (ib tüken) meyen, yasak da edilmeyen birçok (cinsde) meyve (ler) arasında, | Ne biter, zamanları geçer, ne yiyene yeme denir, yeter. |
56-Vakia Suresi
34.Ayet Mekke 27 534 |
وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍ
-34
(Ve furuşin merfu´atin.) |
56-Vakia Suresi
34.Ayet Mekke 27 534 |
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. | Yüksek döşekler | Kıymetleri yüksek döşeklerdedirler... | Yüksek döşekler üstündedirler. | ve (kadri) yükseltilmiş döşeklerdedirler. | ve yüksek döşekler. |
56-Vakia Suresi
35.Ayet Mekke 27 534 |
إِنَّا أَنْشَأْنَاهُنَّ إِنْشَاءً
-35
(İnna enşe´nahunne inşaen.) |
56-Vakia Suresi
35.Ayet Mekke 27 534 |
Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık. | Biz etmişizdir de onları yeniden inşa | Gerçekten biz, (dünyada kocalmış kadınları, gençleştirerek cennetde) onları yepyeni bir yaratılışla yaratmışızdır. | Biz onları (Cennet´teki Hurileri) yepyeni bir yaratılışla yaratıp meydana getirdik. | Hakıykat, biz onları yepyeni bir yaratılışla yaratdık da, | Şüphe yok ki biz, onların eşlerini de yeniden yarattık. |
56-Vakia Suresi
36.Ayet Mekke 27 534 |
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا
-36
(Fece´alnahunne ebkaren.) |
56-Vakia Suresi
36.Ayet Mekke 27 534 |
(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. | (36-37) Kılmışızdır bir yaşıd ebkâr-i şeyda | Böylece onları, hep bakir kızlar, | (36-37-38) Onları hep bakire, meymenetli olan eşlerine karşı sevgi dolu ve hep bir yaşıt kıldık. | (36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık, | Onları, kız oğlan kız olarak halkettik. |
56-Vakia Suresi
37.Ayet Mekke 27 534 |
عُرُبًا أَتْرَابًا
-37
(´Uruben etraben.) |
56-Vakia Suresi
37.Ayet Mekke 27 534 |
(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. | (36-37) Kılmışızdır bir yaşıd ebkâr-i şeyda | Kocalarına âşık yaşıtlar yaptık; | (36-37-38) Onları hep bakire, meymenetli olan eşlerine karşı sevgi dolu ve hep bir yaşıt kıldık. | (36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık, | Cilveli, şirin sözlü, eşlerine âşık ve onlarla yaşıt kıldık. |
56-Vakia Suresi
38.Ayet Mekke 27 534 |
لِأَصْحَابِ الْيَمِينِ
-38
(Liashabilyemiyni.) |
56-Vakia Suresi
38.Ayet Mekke 27 534 |
(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. | Ashabı yemîn için | (Cennet ehli olan) sağcılar için... | (36-37-38) Onları hep bakire, meymenetli olan eşlerine karşı sevgi dolu ve hep bir yaşıt kıldık. | sağcılar için. | Sağ taraf ehli için. |
56-Vakia Suresi
39.Ayet Mekke 27 534 |
ثُلَّةٌ مِنَ الْأَوَّلِينَ
-39
(Sulletun minel´evveliyne.) |
56-Vakia Suresi
39.Ayet Mekke 27 534 |
(39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir. | Bir çok evvelînden | (Ahir zaman ümmetinden olan sağcılar, hayırda ileri geçen= Sabikûn gibi değil, çoktur.) Bunların bir çoğu evvelki ümmetlerden, | (39-40) Bunlar öncekilerden bir büyük cemaattir, sonrakilerden de büyük bir cemaat. | (Bunların) bir çok (u) evvelki (ümmet) lerden, | Onlarda, evvelkilerden de birçok topluluk var. |
56-Vakia Suresi
40.Ayet Mekke 27 534 |
وَثُلَّةٌ مِنَ الْآخِرِينَ
-40
(Ve sulletun minelahiriyne.) |
56-Vakia Suresi
40.Ayet Mekke 27 534 |
(39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir. | Ve bir çok âhirînden | Bir çoğu da sonraki (ahir zaman peygamberine bağlı) ümmetlerdendir. | (39-40) Bunlar öncekilerden bir büyük cemaattir, sonrakilerden de büyük bir cemaat. | bir çok (u) da sonraki (ümmet) lerdendir. | Ve sonra gelenlerden de birçok topluluk. |
56-Vakia Suresi
41.Ayet Mekke 27 534 |
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ
-41
(Ve ashabuşşimali ma ishabuşşimali.) |
56-Vakia Suresi
41.Ayet Mekke 27 534 |
Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! | Eshab-i Şimal ise ne Eshab-i Şimal! | Solcular ise, onlar ne acıklı durumdalar!... | Şeâmetliler, ne bedbahttır şeâmetliler! | Solcular: (Onlar) ne solculardır! | Ve sol taraf ehli, ama ne de sol taraf ehli. |
56-Vakia Suresi
42.Ayet Mekke 27 534 |
فِي سَمُومٍ وَحَمِيمٍ
-42
(Fiy semumin ve hamiymin.) |
56-Vakia Suresi
42.Ayet Mekke 27 534 |
(42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. | Bir semum ve hamîm | Onlar ateşin alevi ve kaynar su içindedirler. | Çok kızgın ateşte ve kaynarca su içindedirler. | (Ateşin mesamatlarına işleyen) sıcaklığı ve kaynar bir su, | Onlar, iliklere kadar işleyen bir sam yeli içinde, kaynar sular içmedeler. |
56-Vakia Suresi
43.Ayet Mekke 27 534 |
وَظِلٍّ مِنْ يَحْمُومٍ
-43
(Ve zıllin min yahmumin.) |
56-Vakia Suresi
43.Ayet Mekke 27 534 |
(42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. | Ve zifirden bir zıll-i mağmum içinde | Bir de üzerlerinde cehennemin kapkara dumanı olan bir gölge var... | Ve kara boğucu bir dumandan meydana gelen gölgededirler. | ve bir de kapkara dumandan bir gölge içindedirler. | Ve karardıkça kararan bir dumanın gölgesindeler. |
56-Vakia Suresi
44.Ayet Mekke 27 534 |
لَا بَارِدٍ وَلَا كَرِيمٍ
-44
(La baridin ve la keriymin.) |
56-Vakia Suresi
44.Ayet Mekke 27 534 |
(42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. | Ne serin ne de kerîm | O gölge ne serindir, ne mülâyim... | O ne serindir, ne de okşayıcı ve rahatlatıcıdır. | Ki (o gölge) ne serin, ne de fâideli değildir. | Ne bir serinlik var, ne bir güzellik var. |
56-Vakia Suresi
45.Ayet Mekke 27 534 |
إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَٰلِكَ مُتْرَفِينَ
-45
(İnnehum kanu kable zalike mutrefiyne.) |
56-Vakia Suresi
45.Ayet Mekke 27 534 |
Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. | Çünkü onlar bundan evvel mütrefîn: Keyflerine düşkün şımarık müsrifîn idiler | Çünkü onlar, bundan önce (dünyada) zevklerine düşkündüler; | Şüphesiz onlar bundan önce refah içinde, | Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler. | Bundan önce onlar, nîmetler içindeydi. |
56-Vakia Suresi
46.Ayet Mekke 27 534 |
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنْثِ الْعَظِيمِ
-46
(Ve kanu yusırrune ´alelhınsil´azıymi.) |
56-Vakia Suresi
46.Ayet Mekke 27 534 |
Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. | Ve büyük cinayete ısrar ediyorlardı | Ve en büyük günah (Allah’a ortak koşmak) üzerinde ısrar ediyorlardı... | Büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı. | O büyük günâh üzerinde ısrar ederlerdi. | Ve büyük günahları yapmada ısrâr ederlerdi. |
56-Vakia Suresi
47.Ayet Mekke 27 534 |
وَكَانُوا يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
-47
(Ve kanu yekulune eiza mitna ve kunna turaben ve ´ızamen einne lemeb´usune.) |
56-Vakia Suresi
47.Ayet Mekke 27 534 |
Diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?” | Ve diyorlardı ki: Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakıt mi? Cidden biz mi mutlak ba´solunacakmışız? | Bir de diyorlardı ki: “- Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakit mi, hakikaten biz mi dirilecek mişiz? | Ve derlerdi ki, «sahi biz öldükten, toprak ve (ufalmış) kemik haline geldikten sonra gerçekten tekrar diriltilip kaldırılacak mıyız ?» | Bir de «Biz öldüğümüz, bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmışız?» derlerdi. | Ve biz derlerdi, ölüp bir yığın toprak ve kemik olduktan sonra mı dirileceğiz? |
56-Vakia Suresi
48.Ayet Mekke 27 534 |
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ
-48
(Eve abaunel´evvelune.) |
56-Vakia Suresi
48.Ayet Mekke 27 534 |
“Evvelki atalarımız da mı?” | Ya evvelki atalarımız da mı? | Evvelki atalarımızda mı?” | «Önce gelip geçen babalarımız da mı ?..» | «Evvelce geçmiş atalarımız da mı?» | Yoksa önceden gelip geçen atalarımız mı dirilecek? |
56-Vakia Suresi
49.Ayet Mekke 27 534 |
قُلْ إِنَّ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ
-49
(Kul innel´evveliyne vel´ahıriyne.) |
56-Vakia Suresi
49.Ayet Mekke 27 534 |
(49-50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.” | De ki: Muhakkak bütün evvelîn ve âhirîn | (Ey Rasûlüm, o münkirlere) söyle: “- Muhakkak bütün evvelkiler ve sonrakiler, | (49-50) De ki: Öncekiler de, sen rakiler de mutlaka belli bir günün belirlenmiş vaktinde elbette biraraya toplanacaklar.. | Söyle: «Şüphesiz hem evvelkiler, hem sonrakiler, | De ki: Şüphe yok, öncekiler de, sonra gelenler de. |
56-Vakia Suresi
50.Ayet Mekke 27 534 |
لَمَجْمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَاتِ يَوْمٍ مَعْلُومٍ
-50
(Lemecmu´une ila miykati yevmin ma´lumin.) |
56-Vakia Suresi
50.Ayet Mekke 27 534 |
(49-50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.” | Lâbüd cem´ olunacaklar mikatına ma´lûm bir günün | Belirli bir günün muayyen vaktinde çaresiz toplanacaklardır.” | (49-50) De ki: Öncekiler de, sen rakiler de mutlaka belli bir günün belirlenmiş vaktinde elbette biraraya toplanacaklar.. | ma´lûm bir günün muayyen vaktında behemehal toplanacaklardır». | Elbette bilinen günün muayyen ve mukadder vaktinde toplanacaksınız. |
56-Vakia Suresi
51.Ayet Mekke 27 535 |
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ
-51
(Summe innekum eyyuheddallunelmukezzibune.) |
56-Vakia Suresi
51.Ayet Mekke 27 535 |
(51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. | Sonra siz, ey sapgın münkirler! | Sonra, muhakkak ki siz ey sapkınlar, yalancılar! | Sonra siz, ey şaşkın sapıklar, (hakkı) yalan sayanlar! | Sonra hakıykaten siz, ey sapkınlar ve tekzîbciler, | Sonra da siz ey yalanlayan sapıklar, şüphe yok ki. |
56-Vakia Suresi
52.Ayet Mekke 27 535 |
لَآكِلُونَ مِنْ شَجَرٍ مِنْ زَقُّومٍ
-52
(Leakilune min şecerin min zakkumin.) |
56-Vakia Suresi
52.Ayet Mekke 27 535 |
(51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. | Lâbüd yersiniz de bir ağaçtan, zakkumdan | Elbette (cehennemde) zakkum ağacından yiyeceksiniz; | Şüpheniz olmasın ki, Zakkum ağacından yiyeceksiniz. | Muhakkak ki zakkum ağacından yiyecek (kimse) (ersiniz, | Zakkum ağacının meyvesinden yiyeceksiniz elbet. |
56-Vakia Suresi
53.Ayet Mekke 27 535 |
فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ
-53
(Femaliune minhelbutune.) |
56-Vakia Suresi
53.Ayet Mekke 27 535 |
Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. | Doldurursunuz da karınlarınızı ondan | Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. | Karınlarınızı onunla dolduracaksınız. | Öyle ki karınlarınızı hep ondan doldurucularsınız, | Derken karınlar, dolup şişecek. |
56-Vakia Suresi
54.Ayet Mekke 27 535 |
فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ
-54
(Feşaribune ´aleyhi minelhamiymi.) |
56-Vakia Suresi
54.Ayet Mekke 27 535 |
Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. | İçersiniz de üstüne o hamîmden | Üstüne de (şiddetle susayacağınız için) o kaynar sudan içeceksiniz. | Üzerine de kaynar su içeceksiniz. | üstüne de o kaynar sudan içeceklersiniz. | Derken üstüne, kaynar su içeceksiniz. |
56-Vakia Suresi
55.Ayet Mekke 27 535 |
فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْهِيمِ
-55
(Feşaribune şurbelhiymi.) |
56-Vakia Suresi
55.Ayet Mekke 27 535 |
Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. | İçersiniz hüyam ılletine tutulmuş kanmak bilmez develer gibi | Öyle ki, suya kanmayan develerin içişi gibi içeceksiniz. | Hem de susamış develer gibi içeceksiniz. | (O suretle ki) susamış develerin içişi gibi içeceklersiniz. | Derken susuzluk illetine uğrayıp içecek, içecek de kanmayacaksınız. |
56-Vakia Suresi
56.Ayet Mekke 27 535 |
هَٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ
-56
(Haza nuzuluhum yevmeddiyni.) |
56-Vakia Suresi
56.Ayet Mekke 27 535 |
İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir. | İşte bu onların konuklukları o din günü (ceza günü) | İşte hesap günü, onlara ziyafet bu! | Hesap ve ceza gününde onların konacakları (sofra) işte budur! | İşte ceza günü onlara (çekilecek) ziyafet budur! | Budur cezâ günü ziyâfetleri. |
56-Vakia Suresi
57.Ayet Mekke 27 535 |
نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ
-57
(Nahnu halaknakum felevla tusaddikune.) |
56-Vakia Suresi
57.Ayet Mekke 27 535 |
Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? | Biz, yarattık sizi hâlâ tasdık etmiyecek misiniz? | (Ey İnkârcılar), sizi biz yarattık; hâlâ (peygamberleri) tasdik etmiyecek misiniz? | Biz, sizi yarattık; hâlâ (bu gerçeği) tasdîk etmiyecek misiniz ? | Sizi biz yaratdık. O halde (tekrar dirilmiye de) inanmalı değilmisiniz? | Biz yarattık sizi, hâlâ mı gerçeklemezsiniz? |
56-Vakia Suresi
58.Ayet Mekke 27 535 |
أَفَرَأَيْتُمْ مَا تُمْنُونَ
-58
(Efereeytum ma tumnune.) |
56-Vakia Suresi
58.Ayet Mekke 27 535 |
Attığınız o meniye ne dersiniz?! | Şimdi gördünüz mü o döktüğünüz menîyi? | Şimdi gördünüz mü, (rahimlere) döktüğünüz menîyi? | (58-59) Gördünüz mü o akıttığınız meniyi ? Siz mi onu yaratıyorsunuz, yoksa biz mi yaratıyoruz? | (Eğer siz bir meniden yaratıldığınızı iddia ediyorsanız) O halde (rahimlere) dökmekde olduğunuz (o) meni nedir? Bana haber verin. | Görmez misiniz rahîmlere döktüğünüz bir katre suyu? |
56-Vakia Suresi
59.Ayet Mekke 27 535 |
أَأَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
-59
(Eentum tahlukunehu em nahnulhalikune.) |
56-Vakia Suresi
59.Ayet Mekke 27 535 |
Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? | Siz mi yaratıyorsunuz onu yoksa biz miyiz yaratan? | Onu (insan biçiminde) siz mi yaratıyorsunuz? Yoksa biz miyiz yaratan? | (58-59) Gördünüz mü o akıttığınız meniyi ? Siz mi onu yaratıyorsunuz, yoksa biz mi yaratıyoruz? | Onu siz mi (düzgün bir insan) suretine getiriyorsunuz, yoksa (o surete getirib) yaratanlar biz miyiz? | Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa biz mi yaratmadayız? |
56-Vakia Suresi
60.Ayet Mekke 27 535 |
نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
-60
(Nahnu kadderna beynekumulmevte ve ma nahnu bimesbukıyne.) |
56-Vakia Suresi
60.Ayet Mekke 27 535 |
(60-61) Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. | Biz takdir ettik aranızda o ölümü ve bizim önümüze geçilmez | Aranızda ölümü (ve ecelleri) biz takdir ettik; ve biz, dilediğimiz şeyi yerine getirmekten âciz de değiliz. | Sizi (yok edip yerinize) benzerlerinizi getirmemize ve sizi bilemiyeceğiniz (şekil ve vasıfta) yaratıp ortaya çıkarmamıza karşı önümüze geçilecek de değiliz. | (60-61) Aranızda ölüm (ün keyfiyyetini, zamaanını, mekânını ve ecellerin mıkdarını) biz (ta´yin ve) takdîr etdik ve biz — (sizi helak ederek) yerinize diğer benzerlerinizi getirmeniz ve sizi bilemeyeceğiniz bir yaratılışda ve suretlerde tekrar peyda etmemiz hususunda — önüne geçilecekler de değiliz. | Biz takdîr ettik aranızda ölümü ve kimse geçemez önümüze bizim. |
56-Vakia Suresi
61.Ayet Mekke 27 535 |
عَلَىٰ أَنْ نُبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ
-61
(´Ala en nubeddile emsalekum ve nunşiekum fiy ma la ta´lemune.) |
56-Vakia Suresi
61.Ayet Mekke 27 535 |
(60-61) Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. | Kılıklarınızı değiştirmek ve sizi bilemiyeceğiniz bir neş´ette inşa etmek üzereyiz | Kılıklarınızı değiştirmeğe ve bilemiyeceğiniz bir surette sizi yaratmağa da gücümüz yeter. | Sizi (yok edip yerinize) benzerlerinizi getirmemize ve sizi bilemiyeceğiniz (şekil ve vasıfta) yaratıp ortaya çıkarmamıza karşı önümüze geçilecek de değiliz. | (60-61) Aranızda ölüm (ün keyfiyyetini, zamaanını, mekânını ve ecellerin mıkdarını) biz (ta´yin ve) takdîr etdik ve biz — (sizi helak ederek) yerinize diğer benzerlerinizi getirmeniz ve sizi bilemeyeceğiniz bir yaratılışda ve suretlerde tekrar peyda etmemiz hususunda — önüne geçilecekler de değiliz. | Sizin gibi bir topluluk yaratıp yerinize geçirmek istersek ve sizi de, bilmediğiniz bir şekle döndürmeyi dilersek. |
56-Vakia Suresi
62.Ayet Mekke 27 535 |
وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَىٰ فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ
-62
(Ve lekad ´alimtumunneş´etel´ula felevla tezekkerune.) |
56-Vakia Suresi
62.Ayet Mekke 27 535 |
Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O hâlde düşünseniz ya! | Her halde ilk neş´eti biliyorsunuz o halde düşünseniz a | Her halde (bu dünya hayatında topraktan sonra nutfeden) ilk yaratılışınızı bildiniz. O halde (kıyamette sizi ikinci defa diriltmeğe kadir olduğumuzu) düşünseniz ya!... | And olsun ki, siz, ilk yaratılıp ortaya çıkarılışınızı biliyorsunuzdur. Artık düşünüp ibret almaz mısınız ? | Andolsun ki birinci yaratılışı (nızı) bildiniz. Fakat (tekrar yaratılacağınızı da) düşünmeli değil misiniz? | Ve andolsun ki ilk yaratılışı biliyorsunuz, biliyorsunuz da ne diye düşünmüyorsunuz? |
56-Vakia Suresi
63.Ayet Mekke 27 535 |
أَفَرَأَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَ
-63
(Efereeytum ma tahrusune.) |
56-Vakia Suresi
63.Ayet Mekke 27 535 |
Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! | Şimdi gördünüz mü o ekdiğiniz tohumu? | Şimdi gördünüz mü, o ektiğiniz tohumu? | Söyleseniz ya, o ektiklerinizi, | Şimdi bana ekmekde olduğunuz (tohum) u haber verin. | Görmez misiniz ektiğiniz tohumu? |
56-Vakia Suresi
64.Ayet Mekke 27 535 |
أَأَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ
-64
(Eeentum tezre´unehu em nahnuzzari´une.) |
56-Vakia Suresi
64.Ayet Mekke 27 535 |
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? | Siz mi bitiriyorsunuz onu? Yoksa biz miyiz bitiren? | Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa biz miyiz bitiren? | Siz mi onları bitiriyorsunuz, yoksa biz mi bitiriyoruz? | Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitirenler biz miyiz? | Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa biz mi bitirmedeyiz? |
56-Vakia Suresi
65.Ayet Mekke 27 535 |
لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ
-65
(Lev neşa´u lece´alnahu hutamen fezaltum tefekkehune.) |
56-Vakia Suresi
65.Ayet Mekke 27 535 |
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: | Onları elbet bir çöpe çeviriverdik de şöyle geveler dururdunuz: | Dileseydik o ekini çörçöp haline getirirdik de şöyle gevelerdiniz: | istesek onu çer-çöp yapardık da siz de şaşırıp kalırdınız.. | Eğer dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de şaşakalırdınız. | Dilersek elbette onu kurutup çer çöp haline getirirdik de şaşırır kalır, nâdim olur dururdunuz. |
56-Vakia Suresi
66.Ayet Mekke 27 535 |
إِنَّا لَمُغْرَمُونَ
-66
(İnna lemuğremune.) |
56-Vakia Suresi
66.Ayet Mekke 27 535 |
“Muhakkak biz çok ziyandayız!” | Her halde biz çok ziyandayız | “-Doğrusu biz çok ziyandayız. | (66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz). | (Şöyle derdiniz:) «Biz hakıykaten ağır borca uğratılmışızdır». | Gerçekten de biz derdiniz, ziyan ettik. |
56-Vakia Suresi
67.Ayet Mekke 27 535 |
بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ
-67
(Bel nahnu mahrumune.) |
56-Vakia Suresi
67.Ayet Mekke 27 535 |
“Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!” | Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!.. | Daha doğrusu (beklediğimiz mahsule karşılık) büsbütün mahrumuz.” | (66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz). | «Daha doğrusu biz (umduğumuzdan) mahrum kalmışlarız». | Hayır, biz mahrûm olduk. |
56-Vakia Suresi
68.Ayet Mekke 27 535 |
أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاءَ الَّذِي تَشْرَبُونَ
-68
(Efereeytumulmaelleziy teşrebune.) |
56-Vakia Suresi
68.Ayet Mekke 27 535 |
İçtiğiniz suya ne dersiniz?! | Şimdi gördünüz mü o içdiğiniz suyu? | Şimdi içmekte olduğunuz suyu bildirin bana: | İçtiğiniz suya ne dersiniz? | Şimdi içmekde olduğunuz suyu söyleyin bana. | Görmez misiniz içtiğiniz suyu? |
56-Vakia Suresi
69.Ayet Mekke 27 535 |
أَأَنْتُمْ أَنْزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ أَمْ نَحْنُ الْمُنْزِلُونَ
-69
(Eentum enzeltumuhu minelmizni em nahnulmunzilune.) |
56-Vakia Suresi
69.Ayet Mekke 27 535 |
Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? | Siz mi indiriyorsunuz onu buluttan yoksa biz miyiz indiren? | Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa biz miyiz indiren? | Onu siz mi buluttan indirdiniz, yoksa biz mi indirenleriz ? | Onu bulutdan siz mi indirdiniz, yoksa indiriciler biz miyiz? | Siz mi yağdırıyorsunuz onu buluttan, yoksa biz mi yağdırmadayız? |
56-Vakia Suresi
70.Ayet Mekke 27 535 |
لَوْ نَشَاءُ جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ
-70
(Lev neşa´u ce´alnahu ucacen felevla teşkurune.) |
56-Vakia Suresi
70.Ayet Mekke 27 535 |
Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!. | Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniz a | Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allah’a) şükretseniz ya... | Dileseydik onu acı yapardık. Artık şükretmez misiniz ? | Eğer dileseydik onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz? | Dileseydik onu tuzlu, acı bir su hâline getirirdik, hâlâ mı şükretmezsiniz? |
56-Vakia Suresi
71.Ayet Mekke 27 535 |
أَفَرَأَيْتُمُ النَّارَ الَّتِي تُورُونَ
-71
(Efereeytumunnarelletiy turune.) |
56-Vakia Suresi
71.Ayet Mekke 27 535 |
Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! | bir de gördünüz mü o çakdığınız ateşi? | Şimdi çakıp yakmakta olduğunuz ateşi bana haber verin: | Ya yaktığınız ateşe ne dersiniz ? | Şimdi bana (yeşil bir ağacdan) çakmakda olduğunuz ateşi söyleyin. | Görmez misiniz çakmakla çakıp yaktığınız ateşi? |
56-Vakia Suresi
72.Ayet Mekke 27 535 |
أَأَنْتُمْ أَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنْشِئُونَ
-72
(Eentum enşe´tum şecereteha em nahnul munşiune.) |
56-Vakia Suresi
72.Ayet Mekke 27 535 |
Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? | Siz mi inşa ettiniz onun ağacını? Yoksa biz miyiz inşa eden? | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa biz miyiz yaratan? | Onun ağacını siz mi yaratıp meydana getirdiniz, yoksa biz mi yaratıp meydana getirenleriz? | Onun ağacını siz mi yarardınız, yoksa yaratanlar biz miyiz? | Siz mi onun ağacını meydana getiriyorsunuz, yoksa biz mi meydana getirmedeyiz? |
56-Vakia Suresi
73.Ayet Mekke 27 535 |
نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعًا لِلْمُقْوِينَ
-73
(Nahnu ce´alnaha tezkireten ve meta´an lilmukviyne.) |
56-Vakia Suresi
73.Ayet Mekke 27 535 |
Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. | Biz onu hem bir muhtıra kıldık hem de bir istifade; alandaki muhtaclar için. | Biz bu ateşi, (cehennem ateşine) bir ibret ve sahradaki yolculara bir menfaat kıldık. | Biz, onu bir öğüt ve ibret ve hem de boş arazide yolculuk yapanlar (gezip dolaşanlar, rahat ve temiz hava almak isteyenler) için bir fayda kıldık. | Biz onu hem bir ibret, hem çöl yolcularına bir fâide kıldık. | Biz onu, cehennem ateşini bir andırma ve çöllerde konup göçenlere bir fayda olarak halkettik. |
56-Vakia Suresi
74.Ayet Mekke 27 535 |
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
-74
(Fesibbıh bismi rabbikel´azıymi.) |
56-Vakia Suresi
74.Ayet Mekke 27 535 |
O hâlde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt). | O halde tesbih et rabbine azîm ismiyle | O halde Rabbini, Azîm ismi ile tesbih et, (Sübhane Rabbiyel-Azîm, de). | O halde sen, O Büyük Rabbın´ın adını tesbîh ve tenzîh et. | O halde Rabbini o büyük adiyle tesbîh (ve tenzîh) et. | Artık pek ulu Rabbinin adını anarak tenzîh et onu. |
56-Vakia Suresi
75.Ayet Mekke 27 535 |
فَلَا أُقْسِمُ بِمَوَاقِعِ النُّجُومِ
-75
(Fela uksimu bimevakı´ınnnucumi.) |
56-Vakia Suresi
75.Ayet Mekke 27 535 |
(75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- | Artık yok, o nücumun mevkı´lerine kasem ederim | Peyderpey inen Kur’an’a yemin ederim, | (75-76) Hayır, (bu nimetleri inkâr edemezsiniz ?) Parça parça inen Kur´ân´ın (iniş) mevki´lerine yemin ederim ki, eğer bilirseniz bu cidden büyük bir yemindir. | Hayır (hakıykatler kâfirlerin dedikleri gibi değildir). İşte yıldızların düşdüğü yerlere andediyorum. | Andolsun yıldızların yerlerine. |
56-Vakia Suresi
76.Ayet Mekke 27 535 |
وَإِنَّهُ لَقَسَمٌ لَوْ تَعْلَمُونَ عَظِيمٌ
-76
(Ve innehu lekasemun lev ta´lemune ´azıymun.) |
56-Vakia Suresi
76.Ayet Mekke 27 535 |
(75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- | ve filhakika o, bilseniz çok büyük bir kasemdir | Ki eğer bilirseniz bu yemin, gerçekten büyük bir yemindir. | (75-76) Hayır, (bu nimetleri inkâr edemezsiniz ?) Parça parça inen Kur´ân´ın (iniş) mevki´lerine yemin ederim ki, eğer bilirseniz bu cidden büyük bir yemindir. | ki hakıykaten bu, eğer bilirseniz, büyük bir anddır, | Ve şüphe yok ki bu, elbette pek büyük bir anttır bilseniz. |
56-Vakia Suresi
77.Ayet Mekke 27 536 |
إِنَّهُ لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ
-77
(İnnehu lekur´anun keriymun.) |
56-Vakia Suresi
77.Ayet Mekke 27 536 |
O, elbette değerli bir Kur’an’dır. | ki hakıkaten o bir Kur´an-ı Kerîm´dir | Muhakkak ki o, (faydası çok) bir Kur’an-ı Kerim’dir. | Şüphesiz bu, çok yüce, çok değerli Kur´ân´dır. | muhakkak o, elbette çok şerefli bir Kur´andır, | Şüphe yok ki bu, pek güzel ve şerefli Kur´ân´dır. |
56-Vakia Suresi
78.Ayet Mekke 27 536 |
فِي كِتَابٍ مَكْنُونٍ
-78
(Fiy kitamin meknunin.) |
56-Vakia Suresi
78.Ayet Mekke 27 536 |
Korunmuş bir kitaptadır. | Öyle bir kitabda ki mahfuz tutulur | Öyle ki, (Allah katında) Levh-i Mahfûz’da saklıdır. | Saklı bir kitaptadır. | ki Sıyânet edilmiş bir kitabda (yazılı) dır. | Saklanmış bir kitapta. |
56-Vakia Suresi
79.Ayet Mekke 27 536 |
لَا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ
-79
(Lya yemessuhu illelmutahherune.) |
56-Vakia Suresi
79.Ayet Mekke 27 536 |
Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. | ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez | Ona tertemiz (abdestli) olanlardan başkası el sürmesin. | O´na ancak arınıp temizlenmiş olanlar dokunabilir. | Ona tam bir suretde temizlenmiş olanlardan başkası el süremez. | Ona, temiz olanlardan başkaları dokunamaz. |
56-Vakia Suresi
80.Ayet Mekke 27 536 |
تَنْزِيلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ
-80
(Tenziylun min rabbil´alemiyne.) |
56-Vakia Suresi
80.Ayet Mekke 27 536 |
Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir. | Rabbül´âlemînden indirilmedir | Âlemlerin Rabbinden indirilmedir o... | Âlemlerin Rabbı´ndan indirilmedir. | (O) âlemlerin Rabbinden indirilmedir. | Alemlerin Rabbinden indirilmiştir. |
56-Vakia Suresi
81.Ayet Mekke 27 536 |
أَفَبِهَٰذَا الْحَدِيثِ أَنْتُمْ مُدْهِنُونَ
-81
(Efebihazelhadiysi entum mudhinune.) |
56-Vakia Suresi
81.Ayet Mekke 27 536 |
(81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? | Şimdi bu kelâma siz yağ mı süreceksiniz? | Şimdi siz, bu (İlâhi) kelâma mı yağ (leke) süreceksiniz? | Siz, bu sözü mü küçümseyip değersiz görüyorsunuz? | Şimdi siz bu kelâmı mı hor görücülersiniz? | Artık siz, bu sözü mü yalanlayacaksınız? |
56-Vakia Suresi
82.Ayet Mekke 27 536 |
وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ
-82
(Ve tec´alune rizkakum ennekum tukezzibune.) |
56-Vakia Suresi
82.Ayet Mekke 27 536 |
(81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? | Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız? | Ve (Kur’an’dan nasibinizi), rızkınıza şükretmeyi inkâra mı kalkışacaksınız? | Siz, rızkınızı (şükürle karşılıyacağınız yerde) yalan saymanıza çeviriyor (onunla nankörlük yapıyorsunuz. | Rızkınıza (şükür edeceğinize) siz behemehal tekzibe mi kalkışırsınız? | Ve o kitaptan nasîbiniz, yalnız onu yalanlamaktan ibâret mi olacak? |
56-Vakia Suresi
83.Ayet Mekke 27 536 |
فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ
-83
(Felevla iza beleğatilhulkume.) |
56-Vakia Suresi
83.Ayet Mekke 27 536 |
Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! | O halde haydiseniz â can hulkuma geldiği vakıt | (Haydi sizi görelim), can boğaza dayandığı zaman!... | Can boğaza gelip dayandı ğında, | Hele (can) boğaza gelince, | Hani can gırtlağa gelince. |
56-Vakia Suresi
84.Ayet Mekke 27 536 |
وَأَنْتُمْ حِينَئِذٍ تَنْظُرُونَ
-84
(Ve entum hıyneizin tenzurune.) |
56-Vakia Suresi
84.Ayet Mekke 27 536 |
Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. | ki siz o vakıt bakar durursunuz | O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz). | Siz de bakıp dururken, | o vakit siz görürsünüz! | Siz de o sırada bakar durursunuz. |
56-Vakia Suresi
85.Ayet Mekke 27 536 |
وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلَٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ
-85
(Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lakin la tubsırune.) |
56-Vakia Suresi
85.Ayet Mekke 27 536 |
Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz. | Biz ise ona sizden yakınızdır ve lâkin görmezsiniz | Biz ise, ona, ilim ve kudretimizle sizden çok yakınız; fakat siz, (yapılmakta olan işleri ) görmezsiniz, anlıyamazsınız. | Biz ona sizden daha yakınızdır, ama siz göremezsiniz. | Biz ona sizden yakınız. Fakat görmezsiniz. | Ve biz, ona sizden daha yakınız ve fakat göremezsiniz. |
56-Vakia Suresi
86.Ayet Mekke 27 536 |
فَلَوْلَا إِنْ كُنْتُمْ غَيْرَ مَدِينِينَ
-86
(Felevla in kuntum ğayre mediyniyne.) |
56-Vakia Suresi
86.Ayet Mekke 27 536 |
(86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! | Evet haydiseniz â dîne boyun eğmiyecek, ceza çekmiyecekseniz, | Haydi (bakalım), eğer hesaba çekilmiyecekseniz, | (86-87) Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz, haydi iddianızda doğrular iseniz o (çıkmak üzere olan) canı geri çevirin!. | İşte madem ki (tekrar dirilerek) ceza görmeyecekmişsiniz, | İnanmıyorsanız, cezâ görmeyeceğinizi sanıyorsanız. |
56-Vakia Suresi
87.Ayet Mekke 27 536 |
تَرْجِعُونَهَا إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ
-87
(Terci´uneha in kuntum sadikıyne.) |
56-Vakia Suresi
87.Ayet Mekke 27 536 |
(86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! | onu giri çevirseniz â! da´vanızda doğru iseniz | (Boğaza kadar dayanan) o ruhu, geri çevirin (çıkmasın; ısrar ettiğiniz, öldükten sonra dirilme yok, hesaba çekilme yok) iddianızda doğru iseniz... | (86-87) Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz, haydi iddianızda doğrular iseniz o (çıkmak üzere olan) canı geri çevirin!. | Onu (tâ boğazınıza gelince cesedinize) geri çevirseniz a! Eğer (iddianızda) saadıklarsanız... | O gırtlağa gelen canı geri çevirin bakalım doğru söylüyorsanız. |
56-Vakia Suresi
88.Ayet Mekke 27 536 |
فَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّبِينَ
-88
(Feemma in kane minelmukarrebiyne.) |
56-Vakia Suresi
88.Ayet Mekke 27 536 |
(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. | Amma o mukarrebînden ise | Amma ölü, hayırda ileri geçenlerden (Mukarrebûn’dan) ise, | (88-89) Fakat o (ölmek üzere olan kimse Allah´a) yakınlık sağlayanlardan ise, rahatlık, huzur, neş´e ve Nîmet Cenneti onundur. | Şimdi, (ölene gelince) eğer o, mukarreblerden ise, | Artık o kişi yakınlaştırılanlardansa. |
56-Vakia Suresi
89.Ayet Mekke 27 536 |
فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَعِيمٍ
-89
(Feravhun ve reyhanun ve cennetu na´ıymin.) |
56-Vakia Suresi
89.Ayet Mekke 27 536 |
(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. | artık bir revh-u reyhan ve bir Cenneti ne´îm | Artık onun için bir rahatlık, hoş bir rızık ve Naîm Cenneti vardır. (Nimetleri bitmez, kedersiz bir cennet.) | (88-89) Fakat o (ölmek üzere olan kimse Allah´a) yakınlık sağlayanlardan ise, rahatlık, huzur, neş´e ve Nîmet Cenneti onundur. | artık rahatlık, güzel rızık ve Naıym cenneti (onundur). | Artık ona huzur ve rahat ve rızık ve Naîm cenneti. |
56-Vakia Suresi
90.Ayet Mekke 27 536 |
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
-90
(Ve emma in kane min ashabilyemiyni.) |
56-Vakia Suresi
90.Ayet Mekke 27 536 |
(90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. | Ve amma Eshab-ı Yemîn´den ise | Amma (amel defterleri sağ ellerine verilen) sağcılardan ise. | (90-91) Ve eğer meymenetlilerden ise, meymenetlilerden sana selâm olsun ! | Eğer sağcılardan ise, | Ve ama sağ taraf ehlindense. |
56-Vakia Suresi
91.Ayet Mekke 27 536 |
فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
-91
(Feselamun leke min ashabilyemiyni.) |
56-Vakia Suresi
91.Ayet Mekke 27 536 |
(90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. | artık selâm sana Eshab-ı Yemîn´den | Artık (ey sağcı), sana sağcı kardeşlerinden selâm olsun! (emniyet ve selâmet içindesin.) | (90-91) Ve eğer meymenetlilerden ise, meymenetlilerden sana selâm olsun ! | Artık sağcılardan selâm sana! | Artık esenlik sana sağ taraf ehlinden. |
56-Vakia Suresi
92.Ayet Mekke 27 536 |
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ
-92
(Ve emma in kane minelmukezzibiyneddalliyne.) |
56-Vakia Suresi
92.Ayet Mekke 27 536 |
(92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. | Ve amma o tekzib eden sapgınlardan ise | Amma ölü o inkâr eden sapıklardan ise, | (92-93-94) Eğer o (hakkı) yalanlayan sapık şaşkınlardan ise, ona da kaynar sudan bir konukluk ve Cehennem´e yaslanmak vardır. | Amma eğer tekzîbcilerden, sapıklardansa, | Ve ama yalanlayan sapıklardansa. |
56-Vakia Suresi
93.Ayet Mekke 27 536 |
فَنُزُلٌ مِنْ حَمِيمٍ
-93
(Fenuzulun min hamiymin.) |
56-Vakia Suresi
93.Ayet Mekke 27 536 |
(92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. | her halde konukluğu hamîm | Ona da kaynar sudan bir ziyafet... | (92-93-94) Eğer o (hakkı) yalanlayan sapık şaşkınlardan ise, ona da kaynar sudan bir konukluk ve Cehennem´e yaslanmak vardır. | işte (ona da) kaynar sudan bir ziyafet! | Kaynar suyla ziyâfet ona. |
56-Vakia Suresi
94.Ayet Mekke 27 536 |
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ
-94
(Ve tasliyetu cahıymin.) |
56-Vakia Suresi
94.Ayet Mekke 27 536 |
Bir de cehenneme atılma vardır. | Ve yaslanacağı Cahîmdir | Bir de cehenneme atılış... | Eğer o (hakkı) yalanlayan sapık şaşkınlardan ise, ona da kaynar sudan bir konukluk ve Cehennem´e yaslanmak vardır. | ve cehenneme bir atılış. | Ve cehenneme atılma. |
56-Vakia Suresi
95.Ayet Mekke 27 536 |
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ
-95
(İnne haza lehuve hakkulyakıyni.) |
56-Vakia Suresi
95.Ayet Mekke 27 536 |
Şüphesiz bu, kesin gerçektir. | İşte budur hakikat hakkulyakîn | İşte budur şübhe götürmiyen gerçek. | Şüphesiz ki bu, kesin bilgi derecesinde bir gerçektir. | Şübhesiz ki bu elbette kat´î bilgi (veren) hakıykatın ta kendisidir. | Şüphe yok ki bu, haktır, gerçeğin ta kendisidir. |
56-Vakia Suresi
96.Ayet Mekke 27 536 |
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
-96
(Fesebbih bismi rabbikel´azıymi.) |
56-Vakia Suresi
96.Ayet Mekke 27 536 |
Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. | Haydi tesbih et Rabbına azîm ismiyle | O halde, Rabbini yüce ismiyle tesbîh et, (Sübhane Rabbiyel Azîm, de; yahud Allah’ın emri ile namaz kıl). | O halde O çok büyük Rabbın´ın ismini tesbîh ve tenzîh et.. | Haydi Rabbini o büyük adiyle tesbih (ve tenzîh) et. | Artık pek ulu Rabbinin adını anarak tenzîh et onu. |