44-Duhan Suresi Ayet Mealleri KUR'AN-I KERİM 44-Duhan Suresideki 59 Ayeti Kerime ve Mealleri
    KUR'AN-I KERİM 44-Duhan Suresideki 59 Ayeti Kerime ve Mealleri  بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
ARAPÇA
OKUNUŞU
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
DİYANET VAKFI ELMALILI ALI FIKRI YAVUZ CELAL YILDIRIM HASAN BASRI CANTAY ABDULBAKİ GOLPINARLI
44-Duhan Suresi

1.Ayet
Mekke

25
495
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ حم -1
(Ha mım)
44-Duhan Suresi
1.Ayet
Mekke
25
495
Hâ Mîm. Hâ, mîm. Hâ, Mîm. Hâ-Mîm. Haa Mîm. Hâ mîm.
44-Duhan Suresi

2.Ayet
Mekke

25
495
وَالْكِتَابِ الْمُبِينِ -2
(Vel kitabil mübiyn)
44-Duhan Suresi
2.Ayet
Mekke
25
495
(2-3) Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. Hem kitabı mübîn hakk için (Haram ile helâli açıklayan, ifadesi) parlak Kitab= Kur’an hakkı için: Açık ve açıklayıcı olan Kitab´a and olsun ki, (Halâl ile haraamı ve sâir hükümleri)açıkça bildiren (bu) kitaba yemîn ederim ki, Andolsun her şeyi açıklayan Kur´ân´a.
44-Duhan Suresi

3.Ayet
Mekke

25
495
إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ ۚ إِنَّا كُنَّا مُنْذِرِينَ -3
(İnna enzelnahü fı leyletim mübaraketin inna künna münzirın)
44-Duhan Suresi
3.Ayet
Mekke
25
495
(2-3) Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. Elhak biz onu bir mübârek gecede indirdik, çünkü biz nezîr gönderiyorduk Gerçekten biz, onu, mübarek bir gecede (Kadir gecesinde) indirdik. Çünkü biz, (Kur’an’ın hükümleri ile) korkutanız. Biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz ki biz, (haktan yüzçevirenleri) uyaranlarız. Hakıykat, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Gerçek, biz (onunla kâfirlerin uğrayacakları azâbı) haber vericileriz. Şüphe yok ki biz onu, kutlu bir gecede indirdik, şüphe yok ki biz, insanları korkuturuz.
44-Duhan Suresi

4.Ayet
Mekke

25
495
فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ -4
(Fıha yüfraku küllü emrin hakiym)
44-Duhan Suresi
4.Ayet
Mekke
25
495
(4-7) Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Bir gece ki her hikmetli emir onda ayırd edilir Her hikmetli iş o mübarek gecede ayırd edilir, (rızık, ecel, iyi ve şerden ibaret bütün işler Kadir gecesinde yazılır). (4-5-6) O gecede her hikmetli iş, katımızdan bir emirle ayrılır, ayırd edilir. Rabbından bir rahmet olarak, hakikat biz, peygamberler göndermekteyiz. Şüphesiz ki O, işitendir, bilendir. (4-5-6) (O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizden bir emr ile, o zaman ayrılır. Hakıykat, biz Rabbinden bir (eser-i) rahmet olarak (peygamberler) gönderenleriz. Şüphe yok ki O, hakkıyle işidenin, (her şey´i) kemâliyle bilenin ta kendisidir. O gecede ayrılır, takdîr edilir her hükmolunan iş.
44-Duhan Suresi

5.Ayet
Mekke

25
495
أَمْرًا مِنْ عِنْدِنَا ۚ إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ -5
(Emram min ındina inna künna mürsiliyn)
44-Duhan Suresi
5.Ayet
Mekke
25
495
(4-7) Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Tarafımızdan emir, çünkü biz Resul gönderiyorduk Bu, (hikmetimizin gereği olan) tarafımızdan bir iştir. Çünkü biz peygambere göndereniz. (4-5-6) O gecede her hikmetli iş, katımızdan bir emirle ayrılır, ayırd edilir. Rabbından bir rahmet olarak, hakikat biz, peygamberler göndermekteyiz. Şüphesiz ki O, işitendir, bilendir. (4-5-6) (O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizden bir emr ile, o zaman ayrılır. Hakıykat, biz Rabbinden bir (eser-i) rahmet olarak (peygamberler) gönderenleriz. Şüphe yok ki O, hakkıyle işidenin, (her şey´i) kemâliyle bilenin ta kendisidir. Bir iş ki katımızdan hükmolunur, şüphe yok ki biz göndermişizdir.
44-Duhan Suresi

6.Ayet
Mekke

25
495
رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ ۚ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ -6
(Rahmeten mir rabbik innehu hüves semiy´ul aliym)
44-Duhan Suresi
6.Ayet
Mekke
25
495
(4-7) Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Rabbından bir rahmet olarak, hakikat o, öyle semî´ öyle alîmdir Peygamberi kitabla gönderişimiz de, senin Rabbinden bir rahmettir, nimettir. Gerçekten O, Semî’dir= bütün söylenenleri işitir, Alîm’dir= her hali bilir. (4-5-6) O gecede her hikmetli iş, katımızdan bir emirle ayrılır, ayırd edilir. Rabbından bir rahmet olarak, hakikat biz, peygamberler göndermekteyiz. Şüphesiz ki O, işitendir, bilendir. (4-5-6) (O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizden bir emr ile, o zaman ayrılır. Hakıykat, biz Rabbinden bir (eser-i) rahmet olarak (peygamberler) gönderenleriz. Şüphe yok ki O, hakkıyle işidenin, (her şey´i) kemâliyle bilenin ta kendisidir. Rahmet olarak Rabbinden; şüphe yok ki o, duyar, bilir.
44-Duhan Suresi

7.Ayet
Mekke

25
495
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ إِنْ كُنْتُمْ مُوقِنِينَ -7
(Rabbis semavati vel erdı ve ma beynehüma in küntüm mukıniyn)
44-Duhan Suresi
7.Ayet
Mekke
25
495
(4-7) Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. O Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbıdır ehli yakîn olsanız O, göklerin ve yerin ve bütün aralarındakinin Rabbidir. (Ey Mekke’liler, göklerin ve yerin Rabbi Allah olduğuna) eğer gerçekten inanıyorsanız, (biliniz ki, Hz. Muhammed s.a.v. da peygamberidir). Eğer kesiniikle bilip inanıyorsanız, O, göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbıdır. (Evet) göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbinden (bir eser-i rahmet olarak). Eğer (buna) iyice inanıcılar iseniz (o halde Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemin Onun peygamberi oldu ğuna da îman etmelisiniz). Rabbidir göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin. Adamakıllı inanır, iyice bilirseniz.
44-Duhan Suresi

8.Ayet
Mekke

25
495
لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ ۖ رَبُّكُمْ وَرَبُّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ -8
(La ilahe illa hüve yuhyı ve yümiyt rabbüküm ve rabbü abaikümül evveliyn)
44-Duhan Suresi
8.Ayet
Mekke
25
495
O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir. Ondan başka Tanrı yoktur, hem diriltir hem öldürür, hem sizin rabbınız hem de evvelki atalarınızın rabbı O’ndan başka hiç bir İlâh yoktur; hem diriltir, hem öldürür. Hem sizin Rabbinizdir, hem de evvelki atalarınızın Rabbi... O´ndan başka (hakiki) tanrı yoktur, ancak O vardır. Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, önceki babalarınızın da Rabbıdır. Ondan başka hiçbir Tanrı yokdur. Hem diriltir, hem öldürür O, Sizin de, geçmiş atalarınızın da Rabbi (O) dur. Yoktur ondan başka tapacak, diriltir ve öldürür; Rabbinizdir ve Rabbidir gelip geçen atalarınızın.
44-Duhan Suresi

9.Ayet
Mekke

25
495
بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ يَلْعَبُونَ -9
(Bel hüm fı şekkiy yel´abun)
44-Duhan Suresi
9.Ayet
Mekke
25
495
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar. Fakat onlar şekk içinde oynuyorlar Fakat onlar, bir şüphe içinde oynuyorlar, (yakînen Allah’a ve Peygambere inanmıyorlar, eğleniyorlar). Fakat onlar (o inkarcı sapıklar) şüphe içinde (Kur´ân´ı) alaya alıp (Onunla) eğlenmekteler. Hayır, onlar (tekrar dirilmekden) şübhe içindedirler. (Bununla} eğlenirler. Hayır, onlar şüphe içindedir, alay edip dururlar.
44-Duhan Suresi

10.Ayet
Mekke

25
495
فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِي السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُبِينٍ -10
(Fertekıb yevme te´tis semaü bi dühanim mübiyn)
44-Duhan Suresi
10.Ayet
Mekke
25
495
Göğün açık bir duman getireceği günü bekle. O halde gözet o Semânın açık bir duman ile geleceği günü O halde (Ey Rasûlüm), semanın aşikâre bir duman (kıtlık ve açlık) getireceği (azab) gününü gözle. (10-11) (Ey Peygamber!) Artık göğün, insanları saracağı bir dumanla geleceği günü gözetle. Bu elem verici bir azâbdır. O halde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle (Habîbim). Artık gözetle gökyüzünden apaçık, gözle görünür bir dumanın geleceği günü.
44-Duhan Suresi

11.Ayet
Mekke

25
495
يَغْشَى النَّاسَ ۖ هَٰذَا عَذَابٌ أَلِيمٌ -11
(Yağşen nas haza azabün eliym)
44-Duhan Suresi
11.Ayet
Mekke
25
495
(O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır. Ki nâsı saracaktır, bu bir elîm azâbdır Öyle bir duman ki, bütün insanları saracaktır. Bu acıklı bir azabdır. (10-11) (Ey Peygamber!) Artık göğün, insanları saracağı bir dumanla geleceği günü gözetle. Bu elem verici bir azâbdır. (Öyle bir duman ki bütün) insanları saracakdır o. «Bu, pek yaman bir azâb» (diyecekler). Bütün insanlara yayılır, budur elemli azap.
44-Duhan Suresi

12.Ayet
Mekke

25
495
رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ -12
(Rabbenekşif annel azabe inna mü´minun)
44-Duhan Suresi
12.Ayet
Mekke
25
495
İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler. Rabbenâ! bizden bu azâbı aç, çünkü biz mü´minleriz diyecekler (Onlar şöyle diyecekler): “- Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır; çünkü biz müminleriz.” Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; çünkü elbette biz imân edenler olacağız. «Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıb kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz». Rabbimiz, bizden azâbı, gider, şüphe yok ki inandık biz.
44-Duhan Suresi

13.Ayet
Mekke

25
495
أَنَّىٰ لَهُمُ الذِّكْرَىٰ وَقَدْ جَاءَهُمْ رَسُولٌ مُبِينٌ -13
(Enna lehümüz zikra ve kad caehüm rasulüm mübiyn)
44-Duhan Suresi
13.Ayet
Mekke
25
495
Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan bir peygamber gelmişti. Onlara düşünmek, ıbret almak nerede? Kendilerine apaçık anlatan bir Resul geldi de Onlar için düşünmek, ibret almak nerede? Doğrusu kendilerine apaçık anlatan bir Peygamber geldi de, (13-14) Onların düşünüp ibret alması nerede ? Gerçekten kendilerine (Hakk´ı) açıklayan bir peygamber geldiği halde onlar O´ndan yüzçevirdiler de «öğretilmiş bir deli» dediler. Onlar için düşünüb ibret almak nerede? Kendilerine (hakıykatleri) açıklayan bir peygamber geldiği halde. Siz neredesiniz, öğüt alma nerede ve andolsun ki onlara, her şeyi açıklayan bir Peygamber geldi de.
44-Duhan Suresi

14.Ayet
Mekke

25
495
ثُمَّ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَقَالُوا مُعَلَّمٌ مَجْنُونٌ -14
(Sümme tevellev anhü ve kalu muallemüm mecnun)
44-Duhan Suresi
14.Ayet
Mekke
25
495
Sonra ondan yüz çevirdiler ve “Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!” dediler. Sonra ondan döndüler, öğretilmiş dediler, bir mecnun dediler Sonra ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: “- (Bu peygamberlik iddia eden) öğretilmiştir, mecnundur.” (13-14) Onların düşünüp ibret alması nerede ? Gerçekten kendilerine (Hakk´ı) açıklayan bir peygamber geldiği halde onlar O´ndan yüzçevirdiler de «öğretilmiş bir deli» dediler. Yine ondan yüz çevirdiler. (Ona kimi) «bir öğretilmiş», (kimi) «bir mecnun» dediler. Sonra yüz çevirdiler ondan ve kendisine birşeyler öğretilmiş delinin biri dediler.
44-Duhan Suresi

15.Ayet
Mekke

25
495
إِنَّا كَاشِفُو الْعَذَابِ قَلِيلًا ۚ إِنَّكُمْ عَائِدُونَ -15
(İnna kaşifül azib kaliylen inneküm aidun)
44-Duhan Suresi
15.Ayet
Mekke
25
495
Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski hâlinize döneceksiniz. Biz o azâbı biraz biraz açacağız, fakat siz yine döneceksiniz Biz o (vaadettiğimiz açlıktan ibaret) azabı biraz kaldıracağız. Fakat siz yine (küfre) döneceksiniz. Biz, azabı elbette sizden biraz kaldıracağız ama siz (yine de inkâr ve kötülüğe) döneceksiniz. Biz bu (duman) azâbı (nı) biraz açıp kaldıracağız. (Fakat) siz, şübhe yok ki, tekrar dönücülersiniz. Şüphe yok ki birazcık gidereceğiz azâbı, fakat gene şüphe yok ki kâfirliğe döneceksiniz.
44-Duhan Suresi

16.Ayet
Mekke

25
495
يَوْمَ نَبْطِشُ الْبَطْشَةَ الْكُبْرَىٰ إِنَّا مُنْتَقِمُونَ -16
(Yevme nebtışül batşetel kübra inna müntekımun)
44-Duhan Suresi
16.Ayet
Mekke
25
495
Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız. Amma o büyük satvetle sıkıvereceğimiz gün her halde biz intikam alacağız (Kıyamette veya Bedir’de onları) büyük bir şiddetle kavrıyacağımız gün, şüphesiz biz intikam alırız. Büyük bir hışımla yakalayıp sıkacağımız gün, elbette intikam alacağız. Çok büyük bir şiddet ve satvetle (kendilerini) çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız. O gün pek şiddetli bir sûrette tutar, cezâlandırırız, şüphe yok ki öç alırız biz.
44-Duhan Suresi

17.Ayet
Mekke

25
495
وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَاءَهُمْ رَسُولٌ كَرِيمٌ -17
(Ve le kad fetenna kablehüm kavme fir´avne ve caehüm rasulün keriym)
44-Duhan Suresi
17.Ayet
Mekke
25
495
Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti. Celâlım hakkı için onlardan evvel Fir´avnin kavmını fitneye düşürdük, onlara da kerîm bir Resul gelmişti Celâlim hakkı için, onlardan (Kureyş’den) önce Firavun’un, kavmini imtihan ettik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişti. (17-18) And olsun ki, bunlardan önce Fir´avn milletini çetin bir sınavdan geçirmiştik. Onlara çok saygıdeğer bir peygamber gelmişti de, «Allah´ın kullarını bana teslîm edin! Çünkü ben şüpheniz olmasın ki size (gönderilen) güvenilir bir peygamberim.» Andolsun ki biz bunlardan evvel Fir´avn kavmini de imtihan etdik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişdi, Ve andolsun ki onlardan önce Firavun´un kavmini de sınamıştık ve onlara güzel huylu bir peygamber gelmişti de.
44-Duhan Suresi

18.Ayet
Mekke

25
495
أَنْ أَدُّوا إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ ۖ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ -18
(En eddu ileyye ıbadellah inni leküm rasulün emiyn)
44-Duhan Suresi
18.Ayet
Mekke
25
495
O, şöyle demişti: “Allah’ın kullarını (esaret altındaki İsrailoğullarını) bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim.” Şöyle diye: Allahın kullarını bana teslim edin, çünkü ben size emîn bir Resulüm Şöyle desin diye: “- Allah’ın kullarını bana bırakın; çünkü ben size güvenilir bir Peygamberim. (17-18) And olsun ki, bunlardan önce Fir´avn milletini çetin bir sınavdan geçirmiştik. Onlara çok saygıdeğer bir peygamber gelmişti de, «Allah´ın kullarını bana teslîm edin! Çünkü ben şüpheniz olmasın ki size (gönderilen) güvenilir bir peygamberim.» «Bana Allahın kullarını teslîm edin. Çünkü ben size (gönderilmiş) emîn bir peygamberim» diye. Allah´ın kullarını demişti, bana teslîm edin, şüphe yok ki ben, emin bir peygamberim size.
44-Duhan Suresi

19.Ayet
Mekke

25
496
وَأَنْ لَا تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ ۖ إِنِّي آتِيكُمْ بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ -19
(Ve el la ta´lu alellah innı atıküm bi sültanim mübiyn)
44-Duhan Suresi
19.Ayet
Mekke
25
496
“Allah’a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize) getiriyorum.” Ve Allaha karşı baş kaldırmayın, çünkü ben size açık bir bürhan ile geliyorum Ve Allah’a karşı baş kaldırmayın; çünkü ben size açık bir bürhanla (peygamberliğime delâlet eden mucizelerle) geliyorum. Ve sakın Allah´a karşı kendinizi yüksek görmeyin. Şüphesiz ki ben size çok açık bir belgeyi, inandırıcı delili getirdim. «Ve Allaha karşı yücelik taslamayın. Zira ben size apaçık bir bürhan getiriyorum» diye (söylemişdi). Ve Allah´a karşı yücelik satmaya kalkışmayın; şüphe yok ki ben size, apaçık bir delil getirdim.
44-Duhan Suresi

20.Ayet
Mekke

25
496
وَإِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ أَنْ تَرْجُمُونِ -20
(Ve innı uztü bi rabbı ve rabbiküm en tercumun)
44-Duhan Suresi
20.Ayet
Mekke
25
496
“Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığındım.” Ve haberiniz olsun ki ben sizin beni recminizden rabbım ve rabbınıza sığınmışımdır Biliniz ki, ben, sizin beni taşlamanızdan (döğüp öldürmenizden) Rabbime ve Rabbinize sığınırım. Hem beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbınız (olan Allah)´a sığındım. «Şübhesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz (olan Allah) a sığındım». Ve şüphe yok ki ben Rabbime ve Rabbinize sığınırım beni taşlayıp öldürmenizden.
44-Duhan Suresi

21.Ayet
Mekke

25
496
وَإِنْ لَمْ تُؤْمِنُوا لِي فَاعْتَزِلُونِ -21
(Ve il lem tü´minu lı fa´tezilun)
44-Duhan Suresi
21.Ayet
Mekke
25
496
“Bana inanmadınızsa benden uzak durun.” Onun için eğer bana iyman etmezseniz bari benden çekilin Eğer bana iman etmezseniz (peygamberliğimi tasdik etmezseniz), benden ayrılın, çekilin.” Eğer bana inanmıyorsanız, beni yalnız başıma bırakıp çekilin. «Eğer bana îman etmezseniz (bari) benden uzaklaşıb çekilin» (demişdi). Bana inanmıyorsanız bırakın tek başıma beni.
44-Duhan Suresi

22.Ayet
Mekke

25
496
فَدَعَا رَبَّهُ أَنَّ هَٰؤُلَاءِ قَوْمٌ مُجْرِمُونَ -22
(Fe dea rabbehu enne haülai kavmüm mücrimun)
44-Duhan Suresi
22.Ayet
Mekke
25
496
Sonra Mûsâ, Rabbine, “Bunlar günahkâr bir toplumdur” diye seslendi. Sonra rabbına duâ etti: bak bunlar mücrim bir kavim dedi Sonra Mûsa Rabbine şöyle dua etti: “- (Ey Rabbim, bu müşriklere müstahak oldukları cezayı ver; çünkü) bunlar günahkâr bir kavimdir.” Sonra da Rabbına, «bunlar suçlu günahkâr bir millettir,» diye duâ etti. Nihayet Rabbine «Bunlar hakıykat günahkârlar güruhudur» diye düâ etdi. Derken Rabbine duâ edip şüphe yok ki bunlar demişti, mücrim bir topluluk.
44-Duhan Suresi

23.Ayet
Mekke

25
496
فَأَسْرِ بِعِبَادِي لَيْلًا إِنَّكُمْ مُتَّبَعُونَ -23
(Fe esri bi ıbadı leylen inneküm müttebeun)
44-Duhan Suresi
23.Ayet
Mekke
25
496
Allah da şöyle dedi: “O hâlde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.” Hemen buyurdu; kullarımı geceleyin yürüt, çünkü siz ta´kıyb olunacaksınız (Hak Tealâ buyurdu ki): “-Hemen kullarımı geceleyin yürüt; çünkü siz (iman etmiyen Firavun ve askerleri tarafından) takib edileceksiniz. Bunun üzerine (Allah ona:) «Kullarımı gecenin bir bölümünde yola çıkarıp götür. Şüpheniz olmasın ki takip olunacaksınız. (Cenâb-ı Hak da) «Öyleyse kullarımı geceleyin götür. (Fakat) muhakkak siz ta´kib olunacaksınız» (buyurdu). Artık kullarımla geceleyin yola düş, şüphe yok ki ardınızdan geleceklerdir.
44-Duhan Suresi

24.Ayet
Mekke

25
496
وَاتْرُكِ الْبَحْرَ رَهْوًا ۖ إِنَّهُمْ جُنْدٌ مُغْرَقُونَ -24
(Vetrukil bahra rahva innehüm cündüm muğrakun)
44-Duhan Suresi
24.Ayet
Mekke
25
496
“Denizi açık hâlde bırak.” Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.” Denizi (geçtikten sonra) sakin ve (yol verir şekilde) açık bırak. Onlar elbette boğulacak bir ordudur. «Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur». Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
44-Duhan Suresi

25.Ayet
Mekke

25
496
كَمْ تَرَكُوا مِنْ جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ -25
(Kem teraku min cennativ ve uyun)
44-Duhan Suresi
25.Ayet
Mekke
25
496
Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar. Neler terketmişlerdi: ne Cennetler, ne kaynaklar, (Firavun ve ordusu boğulduktan sonra) geriye neler bırakmışlardı! Ne bahçeler, ne kaynaklar... (25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar. (25-26-27) Onlar bağlardan, pınarlardan, ekinlerden (süslü mahfellerden, güzel konaklardan, içinde nâz ve naıym ile yaşadıkları ihtişam (lar) dan neler, (nice şeyler) bırakdılar. Nice bahçeler terkettiler ve nice akarsular.
44-Duhan Suresi

26.Ayet
Mekke

25
496
وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ -26
(Ve züruıv ve mekamin keriym)
44-Duhan Suresi
26.Ayet
Mekke
25
496
Nice ekinler, nice güzel konaklar! ne çiftlikler, ne kerîm makam Ne çiftlikler, ne güzel konaklar... (25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar. (25-26-27) Onlar bağlardan, pınarlardan, ekinlerden (süslü mahfellerden, güzel konaklardan, içinde nâz ve naıym ile yaşadıkları ihtişam (lar) dan neler, (nice şeyler) bırakdılar. Ve tarlalar ve güzelim meclisler.
44-Duhan Suresi

27.Ayet
Mekke

25
496
وَنَعْمَةٍ كَانُوا فِيهَا فَاكِهِينَ -27
(Ve na´metin kanu fiyha fakihiyn)
44-Duhan Suresi
27.Ayet
Mekke
25
496
Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler! Ve içinde zevk sürdükleri ne ni´met ve refah İçinde zevk sürdükleri ne nimet ve refah... (25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar. (25-26-27) Onlar bağlardan, pınarlardan, ekinlerden (süslü mahfellerden, güzel konaklardan, içinde nâz ve naıym ile yaşadıkları ihtişam (lar) dan neler, (nice şeyler) bırakdılar. Ve bol bol yeyip geçindikleri nice nîmetler.
44-Duhan Suresi

28.Ayet
Mekke

25
496
كَذَٰلِكَ ۖ وَأَوْرَثْنَاهَا قَوْمًا آخَرِينَ -28
(Kezalike ve evrasnaha kavmen ahariyn)
44-Duhan Suresi
28.Ayet
Mekke
25
496
İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık. Evet öyle ve hep onları başka bir kavma miras kıldık İşte bize isyan edenlere böyle yaparız. Onların mülklerini başka bir kavme miras bıraktık. Evet bu böyledir. O nimetleri başka bir millete mîras bıraktık. İşte (emir) böyledir. Biz (bütün) bunları başka başka kavmler) e mîras verdik. Böyle işte ve onları mîras verdik bir başka topluluğa.
44-Duhan Suresi

29.Ayet
Mekke

25
496
فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ -29
(Fema beket aleyhimüs semaü vel erdu vema kanu münzariyn)
44-Duhan Suresi
29.Ayet
Mekke
25
496
Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi. Binnetice ne Gök ağladı üzerlerine ne Yer ne de imhal olundular Nihayet (Firavun ve kavminin) üzerlerine ne gök ağladı, ne yer; ne de (azap bakımından) geciktirildiler. Üzerlerine ne gök ağladı, ne de yer... Onlara artık mühlet de ve rilmedi. Ne gök, ne yer onların üstüne ağlamadı. Onlara (aman ve) mühlet verilmedi. Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.
44-Duhan Suresi

30.Ayet
Mekke

25
496
وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ مِنَ الْعَذَابِ الْمُهِينِ -30
(Ve le kad necceyna benı israiyle minel azabil mühiyn)
44-Duhan Suresi
30.Ayet
Mekke
25
496
(30-31) Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi. Celâlım hakkı için, Beni İsraîli kurtarmıştık o ihanetli azâbdan Gerçekten İsraîloğullarını kurtarmıştık o zilletli azabdan: (30-31) And olsun ki, biz, İsrail oğulları´nı horlayıcı aşağılayıcı olan o azâbdan, Fir´avn(ın zulüm ve haksızlığın)dan kurtardık. Şüphesiz ki o, ölçüyü kaçıranların, aşırı gidenlerin kendini yüksekte göreni (başkalarına tepeden bakanı) idi. (30-31) Andolsun ki biz İsrâîl oğullarını o zillet verici azâbdan, Fir´avndan kurtardık. Hakıykat o, haddi aşanlardan bir mütekebbirdi. Ve andolsun ki İsrailoğullarını aşağılatıcı bir azaptan kurtardık.
44-Duhan Suresi

31.Ayet
Mekke

25
496
مِنْ فِرْعَوْنَ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَالِيًا مِنَ الْمُسْرِفِينَ -31
(Min fir´avn innehu kane aliyem minel müsrifiyn)
44-Duhan Suresi
31.Ayet
Mekke
25
496
(30-31) Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi. Fir´avinden, çünkü o üstün müsriflerden idi Firavun’dan (esaretinden ve oğullarının öldürülmesinden). Çünkü o azgın müsriflerdendi, (şirke varanlardandı). (30-31) And olsun ki, biz, İsrail oğulları´nı horlayıcı aşağılayıcı olan o azâbdan, Fir´avn(ın zulüm ve haksızlığın)dan kurtardık. Şüphesiz ki o, ölçüyü kaçıranların, aşırı gidenlerin kendini yüksekte göreni (başkalarına tepeden bakanı) idi. (30-31) Andolsun ki biz İsrâîl oğullarını o zillet verici azâbdan, Fir´avndan kurtardık. Hakıykat o, haddi aşanlardan bir mütekebbirdi. Firavun´dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.
44-Duhan Suresi

32.Ayet
Mekke

25
496
وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلَىٰ عِلْمٍ عَلَى الْعَالَمِينَ -32
(Ve lekadıhternahüm ala ılmin alel alemiyn)
44-Duhan Suresi
32.Ayet
Mekke
25
496
Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık. Ve şanım hakkı için; biz onları bir ılim üzere âlemîne karşı ıhtıyar eylemiştik Celâlim hakkı için, biz İsraîloğullarına, bildiğimiz gibi, âlemlerin üstünde hayır vermiştik. And olsun ki, İsrail oğulları´ nın durumunu bilerek onları Dünya milletlerinin üzerine seçip tercih ettik. Andolsun ki biz onlara — (hallerini) bilerek — (zamanlarındaki) âlemlerin üstünde bir imtiyaz vermişdik. Ve andolsun ki İsrailoğullarını, bilerek bütün âlemlerden üstün olmak üzere seçtik.
44-Duhan Suresi

33.Ayet
Mekke

25
496
وَآتَيْنَاهُمْ مِنَ الْآيَاتِ مَا فِيهِ بَلَاءٌ مُبِينٌ -33
(Ve ateynahüm minel ayati ma fıhi belaüm mübiyn)
44-Duhan Suresi
33.Ayet
Mekke
25
496
Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik. Ve onlara âyetlerden öylesini vermiştik ki onda açık bir ni´met ile imtihan vardı Ve onlara (denizin açılması, bıldırcın ve kudret helvası gibi) alâmetlerden öylesini vermiştik ki, onda büyük bir nimet vardı. Onlara öylesine açık belgeler, mu´cizeler verdik ki, herbirinde hem açık nîmet ve bereket, hem de imtihan vardı. Bir de onlara âyetlerden, her birinde açık birer imtihan (gizlenmiş) bulunan, şeyler verdik. Ve onlara, apaçık nîmetleri muhtevi deliller verdik.
44-Duhan Suresi

34.Ayet
Mekke

25
496
إِنَّ هَٰؤُلَاءِ لَيَقُولُونَ -34
(İnne haülai le yekülün)
44-Duhan Suresi
34.Ayet
Mekke
25
496
(34-35) Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.” Fakat şu berikiler diyorlar ki: Fakat (Ey Rasûlüm, senin kavmin olan) şunlar diyorlar ki: (34-35) Şüphesiz bunlar (inkarcı sapıklar) diyorlar ki: Ancak bizim ilk ölümümüz var, ötesi yoktur ve biz yeniden dirilip kaldırılacak da değiliz. (34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz». Gerçekten de şunlar elbette derler ki.
44-Duhan Suresi

35.Ayet
Mekke

25
496
إِنْ هِيَ إِلَّا مَوْتَتُنَا الْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُنْشَرِينَ -35
(İn hiye illa mevtetünel ula ve ma nahnü bi münşeriyn)
44-Duhan Suresi
35.Ayet
Mekke
25
496
(34-35) Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.” ilk ölümümüzden ilerisi yok ve biz yeniden neşrolunacak değiliz “-İlk ölümümüzden başka bir şey yok; ve biz yeniden diriltilecek değiliz. (34-35) Şüphesiz bunlar (inkarcı sapıklar) diyorlar ki: Ancak bizim ilk ölümümüz var, ötesi yoktur ve biz yeniden dirilip kaldırılacak da değiliz. (34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz». İlk ölümümüzden başka ölüm yok bize ve biz, tekrar dirilmeyiz de.
44-Duhan Suresi

36.Ayet
Mekke

25
496
فَأْتُوا بِآبَائِنَا إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -36
(Fe´tu bi abaina in küntüm sadikıyn)
44-Duhan Suresi
36.Ayet
Mekke
25
496
“Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin.” Haydi getirin babalarımızı doğru iseniz (Ey öldükten sonra dirileceğimize inananlar) eğer doğru iseniz haydi getirin babalarımızı... (onları diriltin de, dirilmenin hak olduğunu bize haber versinler).” Eğer doğrulardan iseniz, haydi bize (ölen) babalarımızı getirin. «Eğer (da´vaanızda) doğrucular iseniz şimdi atalarımızı (dirilterek) getirin». Doğru söylüyorsanız getirin babalarımızı bize.
44-Duhan Suresi

37.Ayet
Mekke

25
496
أَهُمْ خَيْرٌ أَمْ قَوْمُ تُبَّعٍ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۚ أَهْلَكْنَاهُمْ ۖ إِنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِمِينَ -37
(E hüm hayrun em kamü tübbeıv vellezıne min kablihim ehleknahüm innehüm kanu mücrimiyn)
44-Duhan Suresi
37.Ayet
Mekke
25
496
Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba’ kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi. Ya onlar mı hayırlı? Yoksa Tübbain kavmı ve onlardan evvelkiler mi? Hep onları helâk ettik, çünkü mücrim idiler (Ey Rasûlüm, kuvvet ve şiddet bakımından) senin kavmin mi hayırlı, yoksa (etbaı çok) Tübba’ın kavmi ve onlardan evvelkiler mi? Hep onları helâk ettik çünkü günahkâr idiler. Bunlar mı daha iyi, yoksa T u b b â´ milleti ve onlardan önce gelenler mi ? Onları yok ettik. Çünkü onlar cidden suçlu günahkârlar idiler. Bunlar mı hayırlı, yoksa Tübba kavmi ve onlardan evvelki (ümmet) ler mi? Biz onları bile helak etdik. Çünkü onlar da günahkârdılar. Bunlar mı daha hayırlıdır, yoksa Tubba´ kavmiyle onlardan öncekiler mi? Helâk ettik onları, şüphe yok ki mücrimlerdi onlar.
44-Duhan Suresi

38.Ayet
Mekke

25
496
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ -38
(Ve ma halaknes semavati vel erda ve ma beynehüma laıbiyn)
44-Duhan Suresi
38.Ayet
Mekke
25
496
Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık. Ve biz o Göklerle Yeri ve aralarındakileri oyunculukla yaratmadık Biz göklerle yeri ve aralarındakileri, eğlence ve boşuna iş yapanlar olarak yaratmadık. Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri oyun ve oyuncak olsun diye boş ve anlamsız yaratmadık. Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan şeyleri oyuncular olarak yaratmadık. Ve biz gökleri ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri eğlence için, boşu boşuna yaratmadık.
44-Duhan Suresi

39.Ayet
Mekke

25
496
مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -39
(Ma halaknahüma illa bil hakkı ve lakinne ekserahüm la ya´lemun)
44-Duhan Suresi
39.Ayet
Mekke
25
496
Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu bilmiyorlar. İkisini de ancak hak sebebiyle yarattık ve lâkin pek çokları bilmezler Ancak bunları (iman ve itaatı gerektiren) hak için yarattık; fakat onların, (Mekke kâfirlerinin) çoğu bilmezler. Biz, ikisini de ancak hakk ile yarattık, ne var ki onların çoğu bilmezler. Biz bunları hakkın ikaamesine sebeb olmakdan başka (bir hikmetle) yaratmadık. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler. Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez.
44-Duhan Suresi

40.Ayet
Mekke

25
497
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ مِيقَاتُهُمْ أَجْمَعِينَ -40
(İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeıyn)
44-Duhan Suresi
40.Ayet
Mekke
25
497
Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır. Haberiniz olsun ki o fasıl günü hepinizin mikatıdır (Kıyamette haklı ile haksızın ayırd edileceği) o fâsıl günü, (kendilerine azab vaad edilen) bütün insanların azab vaktidir. Şüphesiz ki O, (mü´min ile kâfirin, hakk ile bâtılın, doğru ile eğrinin birbirinden) ayırd edileceği gün, hepsinin belirlenmiş (biraraya getirilip toplanma) vaktidir. Şübhe yok ki o ayırd etme günü onların, topunun (va´d ve ta´yîn edilmiş) yakıtlarıdır. Ayrılma günü, gerçekten de hepsinin muayyen bir günüdür.
44-Duhan Suresi

41.Ayet
Mekke

25
497
يَوْمَ لَا يُغْنِي مَوْلًى عَنْ مَوْلًى شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ -41
(Yevme la yuğni mevlen ammevlen şey´ev ve la hüm yünsarun)
44-Duhan Suresi
41.Ayet
Mekke
25
497
O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez. O gün ki yar yardan bir şey def´edemez ve bir taraftan yardım da olunmazlar O gün dost, dostdan hiç bir şeyi (azabı) engelliyemez ve kendilerine yardım da olunmaz. O gün, dost dosttan herhangi bir şeyi savıp yararlı olamaz ve yardım da göremezler. O gün yâr bile yârine, hiçbir şeyle, fâide vermez. Onlara (başka suretle) yardım da edilmez. O gün dostun dosta faydası olmaz ve onlar, bir yardım da görmezler.
44-Duhan Suresi

42.Ayet
Mekke

25
497
إِلَّا مَنْ رَحِمَ اللَّهُ ۚ إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ -42
(İlla mer rahımellah innehu hüvel aziyzür rahıym)
44-Duhan Suresi
42.Ayet
Mekke
25
497
Yalnız, Allah’ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir. Ancak Allahın rahmetiyle yarlıgadığı başka, çünkü o öyle azîz öyle rahîmdir Ancak Allah’ın merhamet ettiği kimseler böyle değil. (Bunlar birbirlerine şefaat eden müminlerdir). Çünkü O Azîz’dir= kâfirlerden intikam alır, Rahîm’dir= müminlere merhamet eder. Ancak, Allah´ın kendi rahmetine lâyık gördüğü kimse müstesna.. Şüphesiz ki, O, çok güçlü, çok üstün ve çok merhametlidir. Allahın esirgediği kimseler böyle değil. Çünkü O, bizzat kâfirlerden intikaam almıya hakkıyle kaadir, (mü´minleri) çok esirgeyicidir. Ancak Allah kime acırsa o başka; şüphe yok ki odur üstün ve rahîm.
44-Duhan Suresi

43.Ayet
Mekke

25
497
إِنَّ شَجَرَتَ الزَّقُّومِ -43
(İnne şeceratez zekkum)
44-Duhan Suresi
43.Ayet
Mekke
25
497
(43-44) Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. Şübhesiz o zakkum ağacı Gerçekten (cehennemdeki) o Zakkûm ağacı, (43-44) Hakikat, Zakkum ağacı, günah ve vebal taşıyanın yiyeceğidir. Şübhesiz o zakkum ağacı, Şüphe yok ki zakkum ağacı.
44-Duhan Suresi

44.Ayet
Mekke

25
497
طَعَامُ الْأَثِيمِ -44
(Taamül esiym)
44-Duhan Suresi
44.Ayet
Mekke
25
497
(43-44) Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. çok vebal yüklenenin yemeğidir. Kâfir olanın yemeğidir. (43-44) Hakikat, Zakkum ağacı, günah ve vebal taşıyanın yiyeceğidir. günaha düşkün olanın yemeğidir. Suçluların yemeğidir.
44-Duhan Suresi

45.Ayet
Mekke

25
497
كَالْمُهْلِ يَغْلِي فِي الْبُطُونِ -45
(Kel mühl yağlı fil bütun)
44-Duhan Suresi
45.Ayet
Mekke
25
497
(45-46) O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar. Pota gibi karınlarında kaynar, Maden tortusu gibi karınlarında kaynar; (45-46) Pota misali, kaynar su gibi karınlarında kaynar. (45-46) (O), sıcak suyun kaynadığı gibi karınlar içinde kaynayacak erimiş ma´den (ler) gibidir. Erimiş bakıra, kurşuna benzer, karınlarda kaynar.
44-Duhan Suresi

46.Ayet
Mekke

25
497
كَغَلْيِ الْحَمِيمِ -46
(Ke ğalyil hamiym)
44-Duhan Suresi
46.Ayet
Mekke
25
497
(45-46) O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar. Hamîm kaynar gibi. Kaynar suyun kaynaması gibi... (45-46) Pota misali, kaynar su gibi karınlarında kaynar. (45-46) (O), sıcak suyun kaynadığı gibi karınlar içinde kaynayacak erimiş ma´den (ler) gibidir. Kaynar su gibi.
44-Duhan Suresi

47.Ayet
Mekke

25
497
خُذُوهُ فَاعْتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَاءِ الْجَحِيمِ -47
(Huzuhü fa´tiluhü ila sevail cehıym)
44-Duhan Suresi
47.Ayet
Mekke
25
497
(Allah, görevli meleklere şöyle der:) “Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.” Tutun onu da yaka paça doğru Cehennemin ortasına sürükleyin. (Allah, cehennemdeki vazifeli meleklere o kâfir için şöyle buyurur): Onu yakalayın da sürükleyib cehennemin ortasına atın. Onu yakalayın da Cehennem´in ortasına sürükleyin. (Zebanilere:) «Tutun onu da, (denilir), sürükleyerek cehennemin ta ortasına götürün». Tutun onu da sürüyün koca cehennemin ta ortasına.
44-Duhan Suresi

48.Ayet
Mekke

25
497
ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِهِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِيمِ -48
(Sümme subbu fevka ra´sihı min azabil hamiym)
44-Duhan Suresi
48.Ayet
Mekke
25
497
“Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.” Sonra da başının üstüne hamîm azâbından dökün Sonra da başının üstüne o kaynar su azabından dökün. Sonra da başının üstüne kaynar su azabı dökün. «Sonra tepesinin üstüne o kaynar su azabından dökün». Sonra da dökün kaynar suyu azâb olarak tepesine.
44-Duhan Suresi

49.Ayet
Mekke

25
497
ذُقْ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ -49
(Zuk inneke entel aziyzül keriym)
44-Duhan Suresi
49.Ayet
Mekke
25
497
(Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?” Tat bakalım deyin: çünkü sen azîzdin, kerîmdin. (Sonra ona şöyle deyin): Tad bakalım, çünkü sen, (zannınca kavminin arasında) çok şerefli ve çok iyi bir kimse idin!... (Azabı) tad ! (İddiana göre) üstündün, güçlüydün, saygıdeğerdin. Tat (o azâbı). Çünkü sen, (evet iddiânca) sen çok ulu, çok şerefli idin»! Tat, şüphe yok ki sen üstündün, kerem sâhibiydin.
44-Duhan Suresi

50.Ayet
Mekke

25
497
إِنَّ هَٰذَا مَا كُنْتُمْ بِهِ تَمْتَرُونَ -50
(İnne haza ma küntüm bihı temterun)
44-Duhan Suresi
50.Ayet
Mekke
25
497
“İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!” İşte o sizin şekk ve mücadele edip durduğunuz bu İşte bu azab, sizin (dünyada) şübhe edip durduğunuz şeydir. Elbette bu, hakkında şüphe edip durduğunuz şeydir. «Şübhesiz ki bu, (hakkında) şübhe, ve mücâdele edib durduğunuz şeydir». Gerçekten de buydu şüphe ettiğiniz.
44-Duhan Suresi

51.Ayet
Mekke

25
497
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٍ -51
(İnnel müttekıyne fı mekamin emiyn)
44-Duhan Suresi
51.Ayet
Mekke
25
497
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler. Elbette müttekiler emîn bir makamda Muhakkak ki, takva sahibi olanlar (her türlü kederden) emin bir yerde. (51-52) Şüphesiz ki, (Allah´tan) korkup (küfür, azgınlık ve sapıklıktan) sakınanlar, güvenli makamdadırlar, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. Müttakıylerse hakıykaten emin bir makamda, Şüphe yok ki çekinenler, emîn bir makamdadır.
44-Duhan Suresi

52.Ayet
Mekke

25
497
فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ -52
(Fi cennativ ve uyun)
44-Duhan Suresi
52.Ayet
Mekke
25
497
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Cennetlerde pınar başlarında Bahçelerde ve pınarların başındadırlar. (51-52) Şüphesiz ki, (Allah´tan) korkup (küfür, azgınlık ve sapıklıktan) sakınanlar, güvenli makamdadırlar, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. cennetlerde, pınar (baş) lar (ın) dadır. Cennetlerde ve akarsuların kıyılarında.
44-Duhan Suresi

53.Ayet
Mekke

25
497
يَلْبَسُونَ مِنْ سُنْدُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ مُتَقَابِلِينَ -53
(Yelbesune min sündüsiv ve istebrakım mütekabiliyn)
44-Duhan Suresi
53.Ayet
Mekke
25
497
İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar. Sündüs ve istebraktan elbiseler giyerek karşı karşıya Sündüs ve İstebrak’dan (ibaret işlemeli ve kalın) elbiseler giyerek karşı karşıya gelirler. Zarif yumuşak ipekten, ince ve kalın atlastan giyinirler ve karşılıklı otururlar. İnce, nâzik ve kalın (altın işlemeli) ipeklerden, atlaslardan giyecekler, karşı karşıya (gelerek mahabbet edecekler) dir. İnce ve kalın ipekliler giyerler, karşı karşıya otururlar.
44-Duhan Suresi

54.Ayet
Mekke

25
497
كَذَٰلِكَ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ -54
(Kezali ve zevvecnahüm bi hurin ıyn)
44-Duhan Suresi
54.Ayet
Mekke
25
497
İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir. Evet böyle, hem onları iri gözlü hurîlerle tezvic de etmişizdir İşte müminlerin cennetteki yeri böyledir. Hem onları iri gözlü Hûri’lerle de eşlendirdik. Evet bu böyledir. Ve biz onları iri-siyah gözlü hurilerle evlendiririz. İşte (emir) böyledir. Onlara bembeyaz, şahin gözlü hurileri eş yapdık. Böyle işte ve onları evlendiririz iri gözlü hûrilerle.
44-Duhan Suresi

55.Ayet
Mekke

25
497
يَدْعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَاكِهَةٍ آمِنِينَ -55
(Yed´une fiha bi külli fakihetin aminiyn)
44-Duhan Suresi
55.Ayet
Mekke
25
497
Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler. Orada emniyyetler içinde her türlü yemişi çağırır getirdirler Orada emin oldukları halde, her türlü yemişi isterler ve getirtirler. Orada tam bir güven içinde her türlü meyveden isteyebilirler. Orada emîn emîn (hizmetçilerden) meyvenin her türlüsünü iste (yib getirirler). Orada emin bir halde her çeşit meyveler isterler.
44-Duhan Suresi

56.Ayet
Mekke

25
497
لَا يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلَّا الْمَوْتَةَ الْأُولَىٰ ۖ وَوَقَاهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ -56
(La yezukune fiyhel mevte illel mevtetel ula ve vekahüm azabel cehıym)
44-Duhan Suresi
56.Ayet
Mekke
25
497
Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah, onları cehennem azabından korumuştur. İlk ölümden başka ölüm datmazlar. Korumuştur da onları o Cahîm azâbından Orada, ilk ölümden (dünyadaki ölümden) başka ölüm tadmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. İlk ölümden sonra artık orada ölümü tadmazlar. (Allah) onları Cehennem azabından korumuştur. Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar. (Allah) onları cehennem azabından korumuşdur. İlk ölümden başka ölüm tatmazlar orada ve onları korur koca cehennemin azâbından.
44-Duhan Suresi

57.Ayet
Mekke

25
497
فَضْلًا مِنْ رَبِّكَ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ -57
(Fadlem mir rabbik zalike hüvel fevzül azıym)
44-Duhan Suresi
57.Ayet
Mekke
25
497
Bunlar, Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir. İşte bu büyük başarıdır. Hepsi rabbından bir fadl olarak, işte budur ancak fevzi azîm (Bütün bunlar, kendilerine) Rabbinden bir kerem ve ihsan olarak verilmiştir. İşte bu en büyük kurtuluş ve saadettir. Rabbından geniş lütuf, bol ihsan olarak bu, büyük kurtuluştur. (Bütün bunlar) Rabbinden bir fazl (-u kerem) olarak (verilmişdir). İşte bu, en büyük seâdetin ta kendisidir. Rabbinden bir lütuf ve ihsân olarak; budur o büyük kurtuluşun, murâda erişin ta kendisi.
44-Duhan Suresi

58.Ayet
Mekke

25
497
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ -58
(Fe innema yessernahü bi lisanike leallehüm yetezekkerun)
44-Duhan Suresi
58.Ayet
Mekke
25
497
(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. Biz onu sâde senin dilinle müyesser kıldık gerek ki iyi düşünsünler Biz Kur’an’ı senin dilinle indirib onu (okuyuşunu) kolaylaştırdık; olur ki anlar ve öğüd alırlar. Biz O´nu (Kur´ân´ı) iyi düşünüp anlasınlar diye senin dilinle kolaylaştırdık. Biz onu, (iyi anlayıb) ibret alsınlar diye, ancak senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık. Gerçekten de öğüt alsınlar diye Kur´ân´ı senin dilinle indirdik, okuyuşunu da kolaylaştırdık.
44-Duhan Suresi

59.Ayet
Mekke

25
497
فَارْتَقِبْ إِنَّهُمْ مُرْتَقِبُونَ -59
(Fertekıb innehüm mirtek)
44-Duhan Suresi
59.Ayet
Mekke
25
497
Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler. O halde gözet çünkü onlar gözetiyorlar Artık (onların helâkini) bekle; çünkü onlar (senin helâkini) bekliyorlar. O halde bekle, onlar da bekliyorlar. Artık (onların başına inecek azâbı) gözetle. Çünkü onlar (senin felâketini) bekleyicidirler. Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler.

KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

A  B  C  D  E  F  G  H  İ  K  L  M  N  R  S  Ş  T  V  Y  Z


KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021