KUR'AN-I KERİM 100-Adiyat Suresideki 11 Ayeti Kerime ve Mealleri | بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
ARAPÇA OKUNUŞU |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
DİYANET VAKFI | ELMALILI | ALI FIKRI YAVUZ | CELAL YILDIRIM | HASAN BASRI CANTAY | ABDULBAKİ GOLPINARLI |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
100-Adiyat Suresi
1.Ayet Mekke 30 599 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا
-1
(Vel adiyati dabha) |
100-Adiyat Suresi
1.Ayet Mekke 30 599 |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. | O harıl harıl koşular koşan | And olsun, soluyarak koşanlara (gazilerin atlarına), | Harıl harıl, nefes nefese boyunlarını uzatarak koşan atlara (veya hac cihetine yönelen develere), | Andolsun o harıl harıl koşan (at) lara, | Andolsun soluya soluya koşanlara. |
100-Adiyat Suresi
2.Ayet Mekke 30 599 |
فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا
-2
(Fel muriyati kadha) |
100-Adiyat Suresi
2.Ayet Mekke 30 599 |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. | Çakarak da ateşler saçan | O tırnaklarıyla ateş çakanlara, | Koşarken kıvılcım saçanlara, | o (tırnaklarıyle) çakarak ateş çıkaran (on) lara, | Tırnaklarıyle bastıkça taştan kıvılcım saçanlara. |
100-Adiyat Suresi
3.Ayet Mekke 30 599 |
فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا
-3
(Fel muğırati subha) |
100-Adiyat Suresi
3.Ayet Mekke 30 599 |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. | Ve sabahleyin baskın basan | Sabah vakti akın edenlere, | Sabahleyin baskın basanlara, | sabahlayın baskın yapanlara, | Sabah çağı, düşmanı basanlara, |
100-Adiyat Suresi
4.Ayet Mekke 30 599 |
فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا
-4
(Fe eserne bihı nak´a) |
100-Adiyat Suresi
4.Ayet Mekke 30 599 |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. | Derken savurup da bir toz duman | Nihayet, o vakit toz duman koparanlara, | (Geçtikleri yerlerden) toz-duman koparanlara, | derken orada (ayaklarıyle) toz koparanlara, | derken her yanı toza, dumana boğanlara. |
100-Adiyat Suresi
5.Ayet Mekke 30 599 |
فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا
-5
(Fe vesatne bihı cem´a) |
100-Adiyat Suresi
5.Ayet Mekke 30 599 |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. | Bir derneği o demde ortalayan kuvvetlere kasem eylerim ki | Böylece, o dem, düşman topluluğu ortasına girenlere ki, | Ve (Düşmanın) bir topluluğuna dalıp ortalayanlara and olsun ki, | Bununla bir topluluğun tâ ortasına girenlere (ya´nî atlara) ki, | Derken düşman topluluğunun tâ ortasına dalanlara. |
100-Adiyat Suresi
6.Ayet Mekke 30 599 |
إِنَّ الْإِنْسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ
-6
(İnnelinsane li rabbihı le kenud) |
100-Adiyat Suresi
6.Ayet Mekke 30 599 |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. | Pek nankördür o insan rabbine | Muhakkak insan Rabbine karşı çok nankördür. | İnsan cidden Rabbına karşı oldukça nankördür. | muhakkak insan Rabbine karşı çok nankördür. | Şüphe yok ki insan, Rabbine karşı pek inatçıdır, pek nankördür. |
100-Adiyat Suresi
7.Ayet Mekke 30 599 |
وَإِنَّهُ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ
-7
(Ve innehu ala zalike le şehıd) |
100-Adiyat Suresi
7.Ayet Mekke 30 599 |
Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir. | Ve o kendi şâhiddir buna | İnsan da, bu nankör oluşuna şahiddir. | Kendisi de gerçekten buna şâhiddir. | Hiç şübhesiz O buna hakkıyle şâhiddir. | Ve şüphe yok ki o, buna tanıktır. |
100-Adiyat Suresi
8.Ayet Mekke 30 599 |
وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
-8
(Ve innehu li hubbil hayri le şedıd) |
100-Adiyat Suresi
8.Ayet Mekke 30 599 |
Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır. | Ve o sevdiği için serveti katıdır, çetindir ona | Gerçekten o, malı sevdiği için çok cimridir. | Ve o, gerçekten Dünya malına karşı oldukça hevesli ve de cimridir. | Gerçek o, mal sevgisinden dolayı pek katıdır. | Ve şüphe yok ki insan, hayrına yarıyan mala mülke karşı da pek düşkündür, pek nekestir. |
100-Adiyat Suresi
9.Ayet Mekke 30 599 |
أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ
-9
(E fe la ya´lemü iza bu´sira ma fil kubur) |
100-Adiyat Suresi
9.Ayet Mekke 30 599 |
(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır. | Fakat bilmiyecek mi? Deşildiği zaman o kabirdekiler | Fakat bilmez mi o insan, kabirlerdeki ölüler diriltilib çıkarıldığı; | (9-10) Kabirlerdekinin deşilip çıkarılacağı, göğüslerde olanın derlenip ortaya konulacağı zamanı acaba bilmiyor mu ?! | Haalâ o, (hakıykatı görüp) bilmeyecek mi, kabirlerin içindekiler (eşilib) çıkarıldığı zaman, | Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca. |
100-Adiyat Suresi
10.Ayet Mekke 30 599 |
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ
-10
(Ve hussıle ma fis sudur) |
100-Adiyat Suresi
10.Ayet Mekke 30 599 |
(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır. | Ve derildiği zaman o sadırdakiler | Ve (iyi veya kötü) kalblerde ne varsa ayrılıb açıklandığı zaman, o gün Rableri, onlardan (gizli ve aşikâr bütün yaptıklarından) haberdardır. | (9-10) Kabirlerdekinin deşilip çıkarılacağı, göğüslerde olanın derlenip ortaya konulacağı zamanı acaba bilmiyor mu ?! | göğüslerde ne varsa onlar da derlenib toparlandığı (zaman)? | Ve gönüllerdekiler, meydana vurulup bilinince. |
100-Adiyat Suresi
11.Ayet Mekke 30 599 |
إِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَبِيرٌ
-11
(İnne rabbehüm bihim yevmeizin le habir) |
100-Adiyat Suresi
11.Ayet Mekke 30 599 |
(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır. | O gün o rableri onlara elbette habîrdir | Ve (iyi veya kötü) kalblerde ne varsa ayrılıb açıklandığı zaman, o gün Rableri, onlardan (gizli ve aşikâr bütün yaptıklarından) haberdardır. | Şüphesiz ki Rabları o gün onlardan (onların her hâlinden) haberlidir. | Hakıykat, o gün Rableri onlar (ın her haalin) den elbette tamâmiyle haberdârdır. | Şüphe yok ki Rabbin, o gün, onların her şeyini bilir elbette. |