77-Mürselat Suresi Ayet Mealleri KUR'AN-I KERİM 77-Mürselat Suresideki 50 Ayeti Kerime ve Mealleri
    KUR'AN-I KERİM 77-Mürselat Suresideki 50 Ayeti Kerime ve Mealleri  بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
ARAPÇA
OKUNUŞU
SURE
AYET
CÜZÜ
SAYFA
DİYANET VAKFI ELMALILI ALI FIKRI YAVUZ CELAL YILDIRIM HASAN BASRI CANTAY ABDULBAKİ GOLPINARLI
77-Mürselat Suresi

1.Ayet
Mekke

29
579
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًا -1
(Velmurselati ´urfen.)
77-Mürselat Suresi
1.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Kasem olsun o urf için gönderilenlere İyilik için gönderilen melekler hakkı için, Ardarda gönderilen rüzgârlara, (rüzgârlar misâli Allah yolunda peşpeşe akıp giden akıncılara, ardarda inen Allah sözlerine), Andolsun (Allahın emirlerini haamilen) birbiri ardınca (yahud şer´-u akle uygun şeylerle ve iyiliklerle) gönderilib de, Andolsun, ardı ardınca, iyilikle gönderilenlere.
77-Mürselat Suresi

2.Ayet
Mekke

29
579
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا -2
(Fel´asıfati ´asfen.)
77-Mürselat Suresi
2.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Derken büküp devirenlere Şiddetli rüzgâr gibi uçan melekler hakkı için, (Allah´ın dinini) yaydıkça yayanlara, (o emirlere) sert (ve çâlâk) rüzgârlar gibi hemen (imtisâle) koşan, Şiddetle esip yelenlere.
77-Mürselat Suresi

3.Ayet
Mekke

29
579
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا -3
(Vennaşirati neşren.)
77-Mürselat Suresi
3.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Ve neşrederek yayanlara Yer yüzüne şeriatleri yayan melekler hakkı için, (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırdettikçe edenlere, (şeriatın hükümlerini yer yüzünde) iyiden iyi yayan, Bulutları yayıp sürenlere.
77-Mürselat Suresi

4.Ayet
Mekke

29
579
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا -4
(Felfarikati ferkan.)
77-Mürselat Suresi
4.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Derken seçip ayıranlara Hak ile bâtılı ayıran melekler hakkı için, (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. bu suretle (hak ile baatılı) tam ma´nâsiyle ayırd etmiye vaasıta olan, Gerçekle aslı olmayanı ayırt edenlere.
77-Mürselat Suresi

5.Ayet
Mekke

29
579
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا -5
(Felmulkıyati zikren.)
77-Mürselat Suresi
5.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Sonra bir ögüt bırakanlara (5-6) Hak sahiblerine özür, yahud haksızlara azab olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için; (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. (5-6) kötülüğü imhaa ye, azâb ile tehdide çalışan peygamberlere vahyi getiren (melek) lere, Öğütleri telkin edenlere.
77-Mürselat Suresi

6.Ayet
Mekke

29
579
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا -6
(´Uzren ev nuzren.)
77-Mürselat Suresi
6.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Gerek özr için olsun gerek inzar (5-6) Hak sahiblerine özür, yahud haksızlara azab olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için; (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. (5-6) kötülüğü imhaa ye, azâb ile tehdide çalışan peygamberlere vahyi getiren (melek) lere, Özürle suçu yok etmek husûsunda olsun, yahut korkutma husûsuna âit bulunsun.
77-Mürselat Suresi

7.Ayet
Mekke

29
579
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ -7
(İnnema tu´adune levakı´un.)
77-Mürselat Suresi
7.Ayet
Mekke
29
579
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. Herhalde size va´dolunan muhakkak olacaktır Muhakkak vaad olunduğunuz, (kıyamet) vuku bulacaktır. (Bunda hiç şübhe yoktur.) (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. Ki size va´d (ve tehdîd) edilegelen şeyler behemehal vaaki (olacak) dır, Şüphe yok ki size vaat edilen, mutlaka olacak.
77-Mürselat Suresi

8.Ayet
Mekke

29
579
فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ -8
(Feizennucumu tumiset.)
77-Mürselat Suresi
8.Ayet
Mekke
29
579
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, Hani o yıldızlar silindiği vakıt Yıldızlar yok edildiği zaman, Yıldızların ışığı giderilip silindiği zaman, yıldızlar (ın ışığı) söndürüldüğü zaman, Yıldızların ışıkları sönünce.
77-Mürselat Suresi

9.Ayet
Mekke

29
579
وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ -9
(Ve izessemau furicet.)
77-Mürselat Suresi
9.Ayet
Mekke
29
579
Gök yarıldığı zaman, Ve o Sema açıldığı vakıt Gök yarıldığı zaman, Gök açılıp varıldığı zaman, gök (yüzü) yarıldığı zaman, Ve gök yarılınca.
77-Mürselat Suresi

10.Ayet
Mekke

29
579
وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ -10
(Ve izelcibalu nusifet.)
77-Mürselat Suresi
10.Ayet
Mekke
29
579
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, Ve o dağlar savurulduğu vakıt Dağlar (yerlerinden) sökülüp savrulduğu zaman, Dağlar yerinden kopup savrulduğu zaman, dağlar (yerinden koparılıb) savurulduğu zaman, Ve dağlar, yerlerinden kopup dümdüz olunca.
77-Mürselat Suresi

11.Ayet
Mekke

29
579
وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ -11
(Ve izerrusulu ukkıtet.)
77-Mürselat Suresi
11.Ayet
Mekke
29
579
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir). Ve o elçiler miykatlarına irdirildiği vakıt (Kıyamette ümmetlerine şahidlik etmek için) peygamberler belirli bir vakitte bir araya getirildikleri zaman, Peygamberler (belli bir günün) belirlenmiş vaktinde (şâhidlik için) biraraya getirildiği zaman.. peygamberlerin muayyen vakti geldiği zaman, Ve peygamberler toplanınca.
77-Mürselat Suresi

12.Ayet
Mekke

29
579
لِأَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ -12
(Lieyyi yevmin uccilet.)
77-Mürselat Suresi
12.Ayet
Mekke
29
579
(Bu) hangi güne ertelenmiştir? Onlar hangi güne te´cil edildi? (Şöyle denilir): Bunlar, hangi (dehşetli) güne ertelendiler!... Bunlar hangi gün için geciktirildiler? (bu vakit) hangi güne gecikdirilmişdi? Hangi gün için geciktirildi bunlar?
77-Mürselat Suresi

13.Ayet
Mekke

29
579
لِيَوْمِ الْفَصْلِ -13
(Liyevmilfasli.)
77-Mürselat Suresi
13.Ayet
Mekke
29
579
Hüküm ve ayırım gününe. Fasıl gününe (İnsanların birbirinden ayırd edileceği) fâsıl gününe... (13-14) (Doğru ile eğrinin, hakk ile bâtılın) birbirinden ayrılıp hükme bağlanacağı gün için (geciktirildiler). O ayrım günü nedir bilir misin ? (Her şey´i) ayırd edib hukûm verme gününe. Ayırma günü için.
77-Mürselat Suresi

14.Ayet
Mekke

29
579
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ -14
(Ve ma edrake ma yevmulfasli.)
77-Mürselat Suresi
14.Ayet
Mekke
29
579
Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin. bildin mi nedir fasıl günü? Bildin mi, nedir fâsıl günü? (13-14) (Doğru ile eğrinin, hakk ile bâtılın) birbirinden ayrılıp hükme bağlanacağı gün için (geciktirildiler). O ayrım günü nedir bilir misin ? Bu ayırd etme gününü (n ehemmiyyetini) sana hangi şey bildirdi? Ve nedir, bilir misin ayırma günü?
77-Mürselat Suresi

15.Ayet
Mekke

29
579
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -15
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
15.Ayet
Mekke
29
579
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin Bunu yalan sayanların o gün vay haline!... O gün (Hakk´ı) yalanlayanların o gün vay hâline ! (Bunu) yalan sayanların o gün vay haline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

16.Ayet
Mekke

29
579
أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ -16
(Elem nuhlikil´evveliyne.)
77-Mürselat Suresi
16.Ayet
Mekke
29
579
Biz öncekileri helâk etmedik mi? Helâk etmedik mi evvelkileri? Biz, (peygamberlerini inkâr eden kavimlerden) evvelkileri, helâk etmedik mi? Önce gelip geçenleri yok etmedik mi ? Biz öncekileri (bu tekzîblerinden dolayı) helak etmedik mi? Önce gelenleri helâk etmedik mi?
77-Mürselat Suresi

17.Ayet
Mekke

29
579
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ -17
(Summe nutbi´uhumul´ahıriyne.)
77-Mürselat Suresi
17.Ayet
Mekke
29
579
Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız. Sonra arkalarına takacağız geridekileri Sonra (inkârcı Kureyş gibi) arkadan gelenleri, onlara ekliyeceğiz. Sonra arkalarından gelenleri onların peşine takıp katacağız. Sonra geridekileri de onların arkasına takacağız. Sonra da son gelenleri tutar, katarız onlara.
77-Mürselat Suresi

18.Ayet
Mekke

29
579
كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ -18
(Kezalike nef´alu bilmucrimiyne.)
77-Mürselat Suresi
18.Ayet
Mekke
29
579
Biz suçlulara işte böyle yaparız. Biz öyle yaparız mücrimleri Biz, günahkârlara böyle yaparız. İşte suçlu günahkârlara böyle yaparız. Biz günahkârlara böyle yaparız. Böyle yaparız günahkârlara.
77-Mürselat Suresi

19.Ayet
Mekke

29
579
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -19
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
19.Ayet
Mekke
29
579
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Allah’ın ayetlerini) yalanlayanların o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. (Allahın âyetlerini ve peygamberlerini) yalan sayanların o gün vay haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

20.Ayet
Mekke

29
580
أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ -20
(Elem nahlukkum min main mehiynin.)
77-Mürselat Suresi
20.Ayet
Mekke
29
580
Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı? Yaratmadık mı sizi bir hakîr sudan? (Ey inkârcılar topluluğu!) Biz, sizi hakîr bir sudan (meniden) yaratmadık mı? Sizi bayağı bir sudan yaratmadık mı ? Biz, sizi hakıyr bir sudan yaratmadık mı? Sizi, bayağı ve azıcık bir sudan yaratmadık mı?
77-Mürselat Suresi

21.Ayet
Mekke

29
580
فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَكِينٍ -21
(Fece´alnahu fiy kararin mekiynin.)
77-Mürselat Suresi
21.Ayet
Mekke
29
580
(21-22) Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk. Kılıp da onu bir makarda temkin Sonra o suyu, sağlam bir yerde (rahimde) sakladık, (21-22) Sonra onu belirlenmiş bir vakte kadar sağlam bir karargâhta bulundurmadık mı ? Onu sağlam bir yerde tutub da, Derken onu, karâr edilecek kuvvetli bir yerde tutmadık mı?
77-Mürselat Suresi

22.Ayet
Mekke

29
580
إِلَىٰ قَدَرٍ مَعْلُومٍ -22
(İla kaderin ma´lumin.)
77-Mürselat Suresi
22.Ayet
Mekke
29
580
(21-22) Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk. Ma´lûm bir kadere değin (Doğum için olan) belirli bir vakte kadar... (21-22) Sonra onu belirlenmiş bir vakte kadar sağlam bir karargâhta bulundurmadık mı ? ma´lûm bir vaktâ kadar. Bilinen bir müddete dek.
77-Mürselat Suresi

23.Ayet
Mekke

29
580
فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ -23
(Fekaderna feni´melkadirune.)
77-Mürselat Suresi
23.Ayet
Mekke
29
580
Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz! Demek ki ölçmüşüz, demek ki biz ne güzel kâdiriz İşte biz, bunu takdir ettik. O halde biz ne güzel kâdiriz!... Biz, onu kudretimizle belli ölçüde tuttuk. Kudret yettirenler olarak biz ne güzel kudretlileriz!. İşte biz (bunu) kudretimizle yapdık. Demek (biz) ne güzel kaadirler (iz)! Derken taktîr ettik yaratılışını, ne güzel de takdîr ederiz biz.
77-Mürselat Suresi

24.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -24
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
24.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Öyle ise öldükten sonra dirilmeyi) yalan sayanların o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. (Kudretimizi) yalan sayanların vay o gün haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

25.Ayet
Mekke

29
580
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا -25
(Elem nec´alil´arda kifaten.)
77-Mürselat Suresi
25.Ayet
Mekke
29
580
(25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı? Ve kılmadık mı Arzı bir tokat Arzı bir toplanma yeri yapmadık mı, (25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? . Biz, yeri bir toplantı yeri yapmadık mı? Yeryüzünü, bir toplantı yeri olarak halk etmedik mi?
77-Mürselat Suresi

26.Ayet
Mekke

29
580
أَحْيَاءً وَأَمْوَاتًا -26
(Ahyaen ve emvaten.)
77-Mürselat Suresi
26.Ayet
Mekke
29
580
(25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı? Gerekse diriler için gerekse emvat Hem dirilere, hem ölülere? (25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? . Dirilere de, ölülere de. Dirilere ve ölülere.
77-Mürselat Suresi

27.Ayet
Mekke

29
580
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا -27
(Ve ce´alna fiyha revasiye şamihatin ve eskaynakum maen furaten.)
77-Mürselat Suresi
27.Ayet
Mekke
29
580
Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi? Ve oturdup da onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadık mı size bir su (tatlı) bir furat Orada yerli yerinde sabit yüce dağlar yerleştirip de size tatlı bir su içirmedik mi? Orada sabit yüce dağlar meydana getirdik ve size tatlı içimi kolay bir su içirmedik mi ? Orada sabit sabit, yüce yüce (dağlar) vücûde getirmedik mi? Size tatlı bir su da içirmedik mi? Ve orada, sâbit ve metin dağlar yarattık ve sizi, tatlı suyla suvardık.
77-Mürselat Suresi

28.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -28
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
28.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Bütün bu nimetleri) inkâr edenlerin o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. (Bu gibi ni´metleri) yalan sayanlarını o gün vay haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

29.Ayet
Mekke

29
580
انْطَلِقُوا إِلَىٰ مَا كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ -29
(İntaliku ila ma kuntum bihi tukezzebune.)
77-Mürselat Suresi
29.Ayet
Mekke
29
580
Onlara şöyle denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin.” Haydi boşanın o yalan dediğinize (Kıyameti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi (dünyada) yalan saydığınız azaba gidin. Yalanlayıp durduğunuz şey´e (azaba) doğru yollanın. (O kâfirlere şöyle denilecek:) «(Haydi) o yalan diyegeldiğiniz şey´e (azaba) gidin». Haydi yürüyün yalanladığınıza doğru.
77-Mürselat Suresi

30.Ayet
Mekke

29
580
انْطَلِقُوا إِلَىٰ ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ -30
(İntaliku ila zıllin ziy selasi şu´abin.)
77-Mürselat Suresi
30.Ayet
Mekke
29
580
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.” Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye (Ey inkârcılar topluluğu!) Haydi cehennemin üç çatallı duman gölgesine gidin. (Cehennem´in kara dumanının oluşturduğu) üç kollu gölgeye gidin. «Haydi (cehennemin) üç kola (ayrılmış) (duman) gölgesine gidin». Yürüyün üç kola ayrılmış gölgeye doğru.
77-Mürselat Suresi

31.Ayet
Mekke

29
580
لَا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ -31
(La zaliylin ve la yuğniy minellehebi.)
77-Mürselat Suresi
31.Ayet
Mekke
29
580
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.” Ne gölgelendirir ne alevden korur Ne gölgelendirir, ne alevden korur, (sırf size bir azab...) O, ne gölgelendiricidlr, ne de yükselen alevden korur.. (Ki o), gölgelendirici değildir. (Onları) alevden de korumaz. Ne gölgelendirir sizi o, ne alevden korur.
77-Mürselat Suresi

32.Ayet
Mekke

29
580
إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ -32
(İnneha termiy bişererin kelkasri.)
77-Mürselat Suresi
32.Ayet
Mekke
29
580
Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar. çünkü o, öyle şerareler atacaktır ki her biri bir saray gibi Zira o ateş, öyle kıvılcımlar atar ki, her biri saray gibi... Şüphesiz ki, o, saray gibi (büyüklük ve yükseklikte) kıvılcım atar. Çünkü o (ateş) öyle kıvılcım atar ki herbiri sanki bir saraydır. O, köşk gibi kıvılcımlar fırlatır.
77-Mürselat Suresi

33.Ayet
Mekke

29
580
كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ -33
(Keennehu cimaletun sufrun.)
77-Mürselat Suresi
33.Ayet
Mekke
29
580
Bunlar sanki birer kızıl devedir. Sanki sarı sarı hopalar gibi (Renk ve çokluk bakımından) sanki o kıvılcımlar, sarı deve sürüleri... Sanki o kıvılcımın herbiri sarı renkte birer devedir. Herbiri sanki sarı sarı erkek develerdir. Sanki o kıvılcımlar, birer sarı erkek devedir.
77-Mürselat Suresi

34.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -34
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
34.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Bu hali) yalan sayanların, o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. Yalan sayanların vay o gün haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

35.Ayet
Mekke

29
580
هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَ -35
(Haza yevmu la yentıkune.)
77-Mürselat Suresi
35.Ayet
Mekke
29
580
Bu, konuşamayacakları gündür. Bugün nutukları tutulacağı gündür Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)... Bu, onların nutkunun tutulacağı gündür. Bu, (hepsinin) dillerinin tutulacağı bir gündür. Bu, bir gündür ki söz söyleyemezler.
77-Mürselat Suresi

36.Ayet
Mekke

29
580
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ -36
(Ve la yu´zenu lehum feya´tezirune.)
77-Mürselat Suresi
36.Ayet
Mekke
29
580
Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler. İzin de verilmez ki i´tizar ederler Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler. Kendilerine izin verilmez ki özür beyân etsinler. Onlara izin de verilmeyecek ki özür dilesinler. Onlara izin de verilmez, özür getiremezler.
77-Mürselat Suresi

37.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -37
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
37.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Bugünü) inkâr edenlerin, o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. (Bu günü) yalan sayanların o gün vay haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

38.Ayet
Mekke

29
580
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ -38
(Haza yevmulfasli cema´nakum vel´evveliyne.)
77-Mürselat Suresi
38.Ayet
Mekke
29
580
Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır. Bu işte o fasıl günü topladık sizi ve evvelkileri Bu, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) fâsıl günü, sizi ve evvelki ümmetleri topladık. Bu, sizleri ve öncekileri toplayıp biraraya getirdiğimiz (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden, gerçeği yalandan) ayırd eden hüküm günüdür. Bu, ayırd etme ve hukûm verme günüdür. Sizi de, evvelki (ümmet) leri de (bir arada) toplamışızdır. Budur ayırma günü, sizi de toplarız, öncekileri de.
77-Mürselat Suresi

39.Ayet
Mekke

29
580
فَإِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ -39
(Fein kane lekum keydun fekiyduni.)
77-Mürselat Suresi
39.Ayet
Mekke
29
580
Eğer bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun! Varsa bir fenniniz atlatın beni Eğer (azabı kaldıracak) bir hileniz varsa, haydi bana hile yapın bakalım! O halde eğer bir hile ve düzeniniz varsa, o hileyi hemen bana karşı uygulayın !. Eğer bir hıyleniz varsa hemen bu hileyi bana yapın! Artık bir düzeniniz varsa düzüp koşun.
77-Mürselat Suresi

40.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -40
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
40.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Öldükten sonra dirilmeyi) inkâr edenlerin o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline ! (Ba´si) yalan sayanların o gün vay haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

41.Ayet
Mekke

29
580
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ -41
(İnnelmuttekıyne fiy zılalin ve ´uyunin.)
77-Mürselat Suresi
41.Ayet
Mekke
29
580
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar. Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde, kaynaklarda Doğrusu takva sahibleri, gölgelerle kaynaklarda; Şüphesiz ki muttakîler (Allah´tan saygı ile korkup hile, yalan ve düzenbazlıktan sakınanlar) gölgelikte pınarlar başında, canlarının çektiği meyveler arasındadırlar. (41-42) Hakıykat, takva saahibleri gölgeler, pınarlar ve canları ne isterse onlardan bir çok meyveler içindedirler. Şüphe yok ki çekinenler, gölgeliklerdedir ve pınar başlarında,
77-Mürselat Suresi

42.Ayet
Mekke

29
580
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ -42
(Ve fevakihe mimma yeştehune.)
77-Mürselat Suresi
42.Ayet
Mekke
29
580
Canlarının çektiği meyveler içerisindedirler. Ve canlarının istediğinden meyveler içindedirler Ve canlarının istediği meyveler içindedirler. Yapageldiğiniz (güzel, yararlı) amellere karşılık afiyetle, gönül huzuruyla yeyiniz, içiniz. (41-42) Hakıykat, takva saahibleri gölgeler, pınarlar ve canları ne isterse onlardan bir çok meyveler içindedirler. arzuladıkları meyveleri bulurlar.
77-Mürselat Suresi

43.Ayet
Mekke

29
580
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -43
(Kulu veşrebu heniy´en bima kuntum ta´melune.)
77-Mürselat Suresi
43.Ayet
Mekke
29
580
“Yapmakta olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için.” Yeyin, için âfiyet olsun işlediğiniz amellere mukabil (Bu cennetliklere şöyle denilir): İşlediğiniz amellere karşılık, âfiyetle yeyin, için... (43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.. (Şöyle denilir): «İşlemiş olduğunuz (iyi) amel (ve hareketlere mukaabil afiyetle yeyin, için». Yiyin ve için, âfiyetler olsun yaptıklarınıza karşılık.
77-Mürselat Suresi

44.Ayet
Mekke

29
580
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -44
(İnna kezalike necziylmuhsiniyne.)
77-Mürselat Suresi
44.Ayet
Mekke
29
580
Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. İşte biz muhsinleri böyle karşılarız İşte biz, güzel amel işliyenleri böyle mükâfatlandırırız. (43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.. «Şübhe yok ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız». Şüphe yok ki böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.
77-Mürselat Suresi

45.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -45
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
45.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Cenneti) inkâr edenlerin, o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. (Cenneti) yalan sayanların o gün vay haline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

46.Ayet
Mekke

29
580
كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلًا إِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ -46
(Kulu ve temette´u kaliylen innekum mucrimune.)
77-Mürselat Suresi
46.Ayet
Mekke
29
580
Ey inkâr edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız. Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz (Ey inkârcılar topluluğu!) yeyin, zevk edin dünyada biraz; çünkü günahkâr müşriklersiniz, (ahirette ateşe gireceksiniz). (Ey Peygamberi ve Kitab´ı inkâr edip yalanlayanlar!) Yeyiniz, az bir süre yararlanıp geçininiz. Çünkü gorçekten sizler suçlu günahkârlarsınız.. (Ey kâfirler, dünyâda) yeyin, biraz fâidelenin! Şübhesiz ki siz günahkârlarsınız. Yiyin ve geçinin az bir müddet, şüphe yok ki suçlularsınız siz.
77-Mürselat Suresi

47.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -47
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
47.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Allah’ı ve peygamberlerini) inkâr edenlerin o gün vay haline! (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. (Ebedî nimeti) yalan sayanların vay o gün haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

48.Ayet
Mekke

29
580
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لَا يَرْكَعُونَ -48
(Ve iza kıyle lehumurke´u la yerke´une.)
77-Mürselat Suresi
48.Ayet
Mekke
29
580
Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler. Yerler, içerler de rükû´ edin denildiği zaman onlara, rükû´ etmezler Onlar: “- İtaat edin, namaz kılın.” denildiği zaman, itaat etmezler. Onlara «rükû´ edin» denildiği zaman rükû´ etmezler. Onlara «(Allahın huzuurunda) eğilin» denildiği zaman eğilmezler. Rükû edin denince onlara, rükû etmezler.
77-Mürselat Suresi

49.Ayet
Mekke

29
580
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -49
(Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne.)
77-Mürselat Suresi
49.Ayet
Mekke
29
580
O gün vay yalanlayanların hâline! Vay haline o gün yalan diyenlerin (Allah’ın hükümlerini) inkâr edenlerin o gün vay haline!... (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. (Emr-ü nehyi) yalan sayanların o gün vay haaline! Vay hallerine o gün yalanlayanların.
77-Mürselat Suresi

50.Ayet
Mekke

29
580
فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ -50
(Febieyyi hadiysin ba´dehu yu´minune.)
77-Mürselat Suresi
50.Ayet
Mekke
29
580
Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar? Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar? Artık (bu ahmaklar) Kur’an’dan sonra hangi söze inanacaklar? Bundan (Kur´ân´dan) sonra artık hangi söze inanırlar? Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar onlar? Bundan sonra artık hangi söze inanırlar ki?

KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

A  B  C  D  E  F  G  H  İ  K  L  M  N  R  S  Ş  T  V  Y  Z


KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021