KUR'AN-I KERİM 91-Şems Suresideki 15 Ayeti Kerime ve Mealleri | بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
ARAPÇA OKUNUŞU |
SURE AYET CÜZÜ SAYFA |
DİYANET VAKFI | ELMALILI | ALI FIKRI YAVUZ | CELAL YILDIRIM | HASAN BASRI CANTAY | ABDULBAKİ GOLPINARLI |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
91-Şems Suresi
1.Ayet Mekke 30 594 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا
-1
(Veşşemsi ve duhaha.) |
91-Şems Suresi
1.Ayet Mekke 30 594 |
Güneşe ve onun aydınlığına andolsun, | Kasem olsun o güneşe ve parıltısına | And olsun, güneşe ve onun aydınlığına, | Güneş´e ve onun kuşluk vaktindeki parlak aydınlığına, | Andolsun güneşe ve onun aydınlığına, | Andolsun güneşe ve ışığına. |
91-Şems Suresi
2.Ayet Mekke 30 594 |
وَالْقَمَرِ إِذَا تَلَاهَا
-2
(Velkameri iza telaha.) |
91-Şems Suresi
2.Ayet Mekke 30 594 |
Onu izlediğinde Ay’a andolsun, | Ve aya: uyduğu zaman ona | (Güneş batarken) ona tabi olduğu zaman aya, | (Güneş´ten ışık alıp) ona tabi´ (uydu) olduğu zaman Ay´a, | (ışık almakda) ona tabî olduğu zaman aya, | Ve ondan ışık aldığı, ardına düşüp seyrettiği zaman aya. |
91-Şems Suresi
3.Ayet Mekke 30 594 |
وَالنَّهَارِ إِذَا جَلَّاهَا
-3
(Vennehari iza cellaha.) |
91-Şems Suresi
3.Ayet Mekke 30 594 |
Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun, | Ve gündüze: Açtığı zaman onu | Güneş gündüzü açıb aydınlattığı zaman gündüze, | Güneşi açtığı zaman gündüze, | ona parlaklık verdiği zaman gündüze, | Ve ışıdığı zaman güne. |
91-Şems Suresi
4.Ayet Mekke 30 594 |
وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا
-4
(Velleyli iza yağşaha.) |
91-Şems Suresi
4.Ayet Mekke 30 594 |
Onu bürüdüğünde geceye andolsun, | Ve geceye: Sararken onu | Ziyasını örtüb bürüdüğü zaman geceye, | Güneşi örtüp bürüdüğü zaman geceye, | onu örtüb büründüğü zaman geceye, | Ve kapladığı zaman geceye. |
91-Şems Suresi
5.Ayet Mekke 30 594 |
وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا
-5
(Vessmai ve ma benaha.) |
91-Şems Suresi
5.Ayet Mekke 30 594 |
Göğe ve onu bina edene andolsun, | Ve göğe ve onu bina edene | Göğe ve onu bina edene, | Göğe ve onu yapana, | göğe ve onu bina edene, | Ve göğe ve onu kurana. |
91-Şems Suresi
6.Ayet Mekke 30 594 |
وَالْأَرْضِ وَمَا طَحَاهَا
-6
(Vel´ardı ve ma tahaha.) |
91-Şems Suresi
6.Ayet Mekke 30 594 |
Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun, | Ve yere ve onu döşeyene | Arza ve onu döşeyene, | Yere ve onu yapıp döşeyene, | yere ve onu yayıb döşeyene, | Ve yere ve onu döşeyene. |
91-Şems Suresi
7.Ayet Mekke 30 594 |
وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا
-7
(Ve nefsin ve ma sevvaha.) |
91-Şems Suresi
7.Ayet Mekke 30 594 |
(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. | Ve bir nefse ve onu düzenliyene | Nefse ve onu (insan biçiminde) düzenleyene; | Nefse ve onu düzenleyip biçimlendirene, | herbir nefse ve onu düzenleyene, | Ve cana ve âzasını düzüp koşana. |
91-Şems Suresi
8.Ayet Mekke 30 594 |
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا
-8
(Feelhemeha fücureha ve takvaha.) |
91-Şems Suresi
8.Ayet Mekke 30 594 |
(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. | Sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham eyliyene ki | Sonra da o nefse, isyanını ve itaatını öğretene ki, | Sonra da ona fenalıklarını ve (bunlardan) sakınmasını ilham edene yemîn olsun ki, | sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki, | Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir. |
91-Şems Suresi
9.Ayet Mekke 30 594 |
قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا
-9
(Kad efleha men zekkaha.) |
91-Şems Suresi
9.Ayet Mekke 30 594 |
(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. | Gerçek felâh bulmuştur onu temizlikle parlatan | Muhakak (Allah’ın küfür ve isyandan) temizlediği nefis kurtulmuştur. | Kendini (inkâr ve günah kirlerinden) arındıran kimse, korktuğundan kurtulup umduğuna ermiştir. | onu tertemiz yapan kişi muhakkak umduğuna ermiş, | Andolsun ki kim, özünü iyice temizlemişse kurtulmuştur, murâdına ermiştir. |
91-Şems Suresi
10.Ayet Mekke 30 594 |
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا
-10
(Ve kad habe men dessaha.) |
91-Şems Suresi
10.Ayet Mekke 30 594 |
Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır. | Ve ziyan etmiştir onu kirletip gömen | Ve hüsrana uğramıştır, (Allah’ın) azdırdığı kimse... | Ve kendini (inkâr ve günah ile) örtüp (karanlıklara) gömen kimse hüsrana uğramıştır. | onu alabildiğine örten kişi ise elbette ziyana uğramışdır. | Ve andolsun ki kim, özünü kirletmiş, kötülüğe gömmüşse ziyana girmiştir. |
91-Şems Suresi
11.Ayet Mekke 30 594 |
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا
-11
(Kezzebet semudü bitağvaha.) |
91-Şems Suresi
11.Ayet Mekke 30 594 |
Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı. | Semûd inanmadı azgınlığından | Semûd kavmi, inkâr etti azgınlığından. | Semûd kavmi azgınlıkları yüzünden (peygamberi) yalanladılar. | Semuud (kavmî), azgınlığı yüzünden (peygamberlerini) tekzibetdi, | Semûd, azgınlığıyle yalanlamıştı. |
91-Şems Suresi
12.Ayet Mekke 30 594 |
إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا
-12
(İzinbe´ase eşkaha.) |
91-Şems Suresi
12.Ayet Mekke 30 594 |
Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı. | O en yaramazları fırladığı zaman | O vakit (Semûd kavminin) en azılısı, (bir mucize olarak kayadan çıkarılan Allah’ın devesini öldürmek için) fırlayınca; | En haydut bedbahtları ileri atılınca, (yalanlama daha da hız kazanmıştı). | (O kavmin) en şakıysi ayaklandığı zaman. | O zaman ki en bahtsızları atılmıştı da. |
91-Şems Suresi
13.Ayet Mekke 30 594 |
فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ نَاقَةَ اللَّهِ وَسُقْيَاهَا
-13
(Fekale lehüm resulullahi nakatallahi ve sukyaha.) |
91-Şems Suresi
13.Ayet Mekke 30 594 |
Allah’ın Resûlü de onlara şöyle demişti: “Allah’ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun.” | Ki o vakit demişti onlara Allahın resulü: Gözetin Allahın nâkasını ve sulanışını | Allah’ın peygamberi onlara şöyle demişti: “- Allah’ın devesini kendi haline bırakın, su içmesine engel olmayın.” | Allah´ın peygamberi onlara: «Allah´ın (mu´cize olarak verdiği) devesine ve su içme sırasına dikkat edin, (ona sakın kötülükle dokunmayın)» dedi. | (Halbuki daha evvel) Allahın peygamberi onlara «Allahın dişi devesine ve onun su içme (nevbetine) dikkat edin» demişdi. | Derken Allah´ın Peygamberi, bu demişti onlara, Allah´ın dişi devesi, çekinin ondan ve suvarılmasından. |
91-Şems Suresi
14.Ayet Mekke 30 594 |
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا
-14
(Fekezzebuhü fe´akaruha fedemdeme ´aleyhim rabbühüm bizenbihim fesevvaha.) |
91-Şems Suresi
14.Ayet Mekke 30 594 |
Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları helâk etti ve kendilerini yerle bir etti. | Fakat inanmadılar ona da devirdiler onu. Âlemlerin rabbı da günahlarını başlarına geçiri geçiriverdi de o yeri düzleyiverdi. | Fakat onlar (Salih peygamberin kendilerine söylediği bu sözü) tanımayıb inkâr ettiler de, onu öldürdüler. Bunun üzerine, günahları yüzünden Rableri onları kökünden kazıyıb helâk etti de (büyük küçük bırakmadı) hepsini düzleyiverdi. | Buna rağmen onlar, peygamberi yalanlayıp deveyi yere devirerek kestiler. Rabları da onlara, günahları sebebiyle azâb indirdi de yerle bir etti. | Fakat onu tekzîb etdiler, derken o (deveyi) sinirleyib öldürdüler. Bundan dolayı Rableri (nin azâbı) da onları, günâhları sebebiyle, örtüverdi. öyle ki hepsini bir yapdı (helak etdi), | Derken yalanlamışlardı onu da ayaklarını kesip öldürmüşlerdi deveyi, derken Rableri de suçları yüzünden onları helâk etmişti de orasını düzleyivermişti. |
91-Şems Suresi
15.Ayet Mekke 30 594 |
وَلَا يَخَافُ عُقْبَاهَا
-15
(Ve la yehafi ´ukbaha.) |
91-Şems Suresi
15.Ayet Mekke 30 594 |
Allah, bunun sonucundan çekinmez de! | Öyle ya o sonundan korkacak değil ki. | Allah (yaptığı bu azabın) akıbetinden korkacak değildir, (hiç bir sorumluluğu yoktur). | O, bunun sonundan endişe de etmez, (çünkü her işi âdil, her hükmü mutlak hikmettir). | bunun sonundan (hiç bir vech ile) korkmayarak! | Bu işin sonundan korkmazdı ki. |